Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-03-2007, 04:54   #2
Meric
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“Ressamın doğuştan kabiliyetleri vardır. Bu kabiliyetler içinde en mühimi, arının nasıl bal yapma kudreti varsa, ressamın da resim yaparken elindeki dokümanları en iyi şekilde değerlendirebilmesi ve ona hakim olabilmesidir. Arı, balını gelişigüzel dışarıya fırlatmaz. Düzgün, geometrik petekler içine yerleştirir, işte bu ilim, gerçek sanatçının yolu olmalıdır. Bu, komple sanatçının etüdü; desenin, ritmin, perspektifin, deformasyonun ve rengin müşterek çalıştığı bütün ve tam bir sanat eseridir.”
Ruhun ihtiyacı yönünde, olgun bir havaya bürünmeyen eser fonksiyonunu yapamaz. Bu mefhum, şahsî şekillendirmeler ve kendimize ait olanı keşfetmekle gerçekleşebilir. Şu nokta da, her zaman önemini kaybetmez: Bir sanatçı, her an sanatçı değildir -ancak şuuraltının şuura doğduğu zamanlarda sanatçıdır-.
Bir kompozisyonda çok fazla eşya ve imajlardan kaçınmak ifadeye daha fazla kuvvet verir. Yüzlerce figür yerine, bir tek figürle iktifa etmek herhalde bir noksanlık da değildir. Konuya kuvvet vermekle espri yok olarak genel armoni zayıflar. Bugün, ressamlar çok şey biliyorlar ve güzel konuşuyorlar; konudan gelen hatırlatmayı azaltıyorlar ve plastik elemanların saltanat sürdüğü piktüral düzene ağırlık veriyorlar. Her devir için tabiat, ressamın düşüncesi için zengin imajlarla doludur. Her devirde tabiattan faydalanma vardır ve elbette olacaktır. Çünkü, o bir prensiptir. Bir prensip ve bir noktadan hareket, makul sebeptir.
Kompozisyondan gaye, fikri düzene koymak ve bir esprinin adamı olmaktır.
İnsan eseri olan sanatın yapı düzeni, estetik mekanizma, kompozisyonun sırrıdır. Konuyu ve bu tip düşüncenin kompozisyonunu uzaklarda aramak boşuna, onlar en yakınımızdadır. Her an, en yakınımızda gördüğümüz eşya bize ait ve bizi tutacak şeylerle doludur. Sevgimize ve alakamıza mazhar olan her şey konudur. Her şey, bir resim yapabilmek için lüzumlu kuvvetlere sahiptir. Bundan dolayı çok çeşitli konularda dağılmak esprinin kabul edemeyeceği bir iştir. Buradaki mesele, sanat nosyonuna girebilmektir. Bir eserin vücut bulmasında, sıkıcı tarafların sebeplerini araştırarak, içgüdünün telkin edeceği esaslarda birleşmesini istemek, kompozisyondur.
Plastik sanatlarda hareket noktası konu değil kompozisyondur. Her zaman bu noktadan hareketle, eşyayı lekeler bütünlüğü, bir form anlayışı içine yerleştirmek, enteresan neticelerin doğmasına amil olur. Bir formda, birlik ve bütünlükte gelişen eser bir mükemmellik gösterir. Kompozisyon biçimlerinde dağılma ve genişlemeler olabilir.
Anî heves ve çalışmalar, taklit ve hayranlıklardan doğan konu ve duygulanmalar, etütten öteye geçemez. Bu sebeple öz ve bilimli çalışmaları sevmek, daha olgun anlayışa yönelmek lâzımdır. Her zaman ısrarla üzerinde durulması gerekli nokta tabiat etütleridir. Bu etütler, göze ve dimağa ait kabiliyeti, matematik koordinasyon duygusunu ve proporsiyon mefhumunu geliştirir. Zihinde tasarlanan ve kompoze edilen konu, eşya kümeleri, tuvalin ölçülerine uygun düşen geometrik düzen içine alınmalıdır.
Sanatçı, bizi duygulandıran nesnelerden intibaların, düşüncelerin, hayallerini zihinde tekrar yaratarak eşyayı manalı bir senteze bağlar. Eşya sanatçının iç dünyasında birlik ve bütünlüğe kavuşur. Duygularını kendine rehber eden sanatçı, görünüşler zincirinde, benliğini saran ve duygulanmasına sebep olan malzemeyi, akademik, realist veya abstre ifade şekillerinden biriyle kendi şahsi yönünde tablosunu örer. Bu kompozisyonda, geometri, sayı, valör, renk, alan; bu beş temel disiplin bir form gösterme kabiliyeti içinde ise, sükse kazanarak, hayranlığı en üst seviyeye çıkarır.


__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla