tigana ne yapsın o değşl belki yönetim yapmalıydı ama!! | | Tigana, hiç de alışık olmadığımız bir iş yaptı ve bence de iyi yaptı. Çünkü özellikle Erman Toroğlu’nun popülaritesinin yarattığı bu demagojik atmosferle başa çıkmanın yolu belki de buydu. Yani, onu yaratan enstrümanı tam da onun kullandığı gibi kullanmak! Çünkü kabul edersiniz ki, Toroğlu haniyse orta seviyeli bir filozof olma yoluna girdi. Her söylediği tartışmasız kabul görüyor ve söylediklerinin hatırı sayılır bir bölümü de yanlışlar içeriyor... Örneğin; son olarak izlediğim Cengiz Semercioğlu’nun Habertürk’teki programında aydınları eleştirirken, “Entel dantel, halkın arasına girmeyen” gibi hiçbir temeli olmayan, ortalama altı, kavram bile denilemez sözcüklerle aslında hayata dair nasıl düşündüğünü gösteriyordu. Popüler figürlerin toplumun düşünme yetisine nasıl etki ettiğini görmemiz açısından Toroğlu’nun iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum.
Ve başta hakemler olmak üzere estirdiği onca afra-tafranın ardından hukukun kendisi için de ne denli gerektiğini izledik son Maraton programında. Tigana için altını çize çize “Mösyö Tigana, Mösyö Tigana” demesinin ardından “Bu iş mahkemeye intikal etti. Türkiye’de hukuka intikal eden bir konu hakkında konuşulmaz” gibi demagojik bir üslup tutturmak zorunda kalması bile benim açımdan keyif vericiydi.
Söylediği doğru, mahkemeye intikal eden bir konu hakkında konuşulmaz, ama Beşiktaş Kulübü’nün dünkü açıklamasından aslında o soruşturmanın kapandığını da öğrenmiş bulunuyoruz. Bakalım bundan sonra ne olacak?
Ağzına her geleni söylemekte bu denli pervasız davranan ve belki de tam da bu nedenle toplumun teveccühünü kazanan birisi açısından Tigana’nın yaptığını doğrusu pek yerinde buldum. Hem Tigana’nın, hem Toroğlu’nun özelinde bir kez daha Orhan Gencebay’ın ne kadar haklı olduğunu gördük. Ne diyordu Gencebay; ‘Dil yarası’ adlı şarkısında; “Kim bilecek daha neler neler bekliyor ikimizi / Belki de çok mutlu olacaktık tutsaydık dilimizi...” Cem Dizdar
__________________ Aklımda birtek sen, Fikrimde birtek sen, Ne farkeder KARTAL, Sen hergün yenilsen, Uğrunda herşeyden öyle vazgeçmişken, Nasıl vazgeçerim BEŞİKTAŞ'ım Senden |