Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16-05-2006, 21:37   #3
ayduranumut
 
ayduranumut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ben iyi ve sağlıklı bir Beşiktaşlıyım ve sesim cıkıyor.Bu yazıya karşı benim de karşı bir yazım üç dört gün öncesinde buradan tarafımdan yayınlandı.İki karşı görüşün her haliyle tartışılması gerektiğini düşünüyorum.Tartışalım ki artık bir yaşam biçimimiz olan Beşiktaş için en iyisini bulalım.İşte benim görüşlerim.
' Yeni sezonda yapılacak en iyi transfer kapalı tribündeki kendilerini dünyanın en iyi takım destekleyen taraftarı sanan,yönetim ile derin bağlantıları olan,staddaki diğer taraftarlardan ayrıcalıklı,kendi ismi artık Beşiktaşın önüne geçmiş grublardan temizlenmektir.Bunun yolu her Beşiktaşlıya eşit kombine hakkından geçer.
Evet belki tarihin en kötü yönetimine ve futbolcularına sahip olabiliriz fakat İnönüde kaybedilen 29 puanı bu kadar basit açıklamak,mevcut gerçeği görmemek bundan sonraki sezonların da kaybı anlamına gelmektedir.Geçen her sezonda Beşiktaşın maça gelen taraftar sayısında bir azalma mevcut. Elbetteki bunda futbol takımının başarısızlığı en büyük etkenlerden biri.Fakat Beşiktaşın Türkiyedeki diğer taraftarlardan ayrılan vefa ve değerler üzerine kurulu taraftar profili artık malesef kalmamıştır.Bunun en önemli sebebi İnönü stadının artık Beşiktaş taraftarlarının stadı değil,grubların veya çarşının stadı haline yöneticilerin koltuk sevdası uğruna dönüştürülmesidir.Malesef Beşiktaş sevgilerinden hiç bir şüphem olmadığım iyi niyetli birçok genç arkadaş bu mevcut düzen içerisinde grup içerisinde yer alarak kendilerine sosyal bir kimlik edinme hevesleriyle bu kirli sistemin farkında olmadan bireyleri haline dönüşmektedir.
Nasıl oluyorda takımını bu kadar iyi desteklediğini söyleyen bir taraftar grubunun takımı bir sezonda kendi sahasında 29 puan kaybeder.Yönetim kötü,futbolcular yaramaz tamam da nasıl oluyorda son senelerde takımın deplasman karnesi her yıl iç sahadaki performansına göre daha iyi oluyor ki söz konusu takımın da Türkiyedeki sıradan bir takım değil Beşiktaş olduğunu hatırlatmak isterim.Artık at gözlüklerini çıkarma zamanı gelmiştir.Takım maç ile ilgisi olmayan lay lay salakça tezahuratları bilmem kaç desibel ses çıkartmakla desteklenmez.Burada da en enömli etken 'kıçımdan ter gelene kadar bağırıyorum,istediğim her şeyi yapabilirim,her şey benim hakkım' psikolojisidir.Malesef bu yaratılan hava ve baskı sahaya ve futbolculara birebir negatif etki olarak yansımaktadr.Unutmayalım ki Beşiktaş sevgisi karşılıksız bir sevgidir.
gs maçından bir kaç örnek vererek mevcut sistem üzerinde biraz daha düşünmenizi istiyeceğim.Beşiktaşın iki forveti Gökhan ve Bobo maç boyunca bir tek net gol pozizyonuna girememiştir ki,bir sezonda dört futbolcu gönderen taraftarın baskısı altındaki başta Tümer ve Ali Güneş gol atma sevdalarına kapılmışlar pas verilebilecek pozizyonlarda şutu tercih etmişlerdir.Yine Beşiktaş golü yiyince kapalıda başlayan bence hedefi Cordoba olan 'maçı satanın a.......'tezahurahatın etkisinde kalan taraftara karşı suçlu biz değiliz Cordoba triplerine giren Cordoba nın üzerine yürüyen Tümer ve Sergen.Verilebilecek o kadar çok birçoğumuzu üzecek ağır örnekler var ki sezon boyunca...
Takımımızdan başarı bekliyorsak bu kayıp 29 puan bizi uyandırmalı,bilinçlendirmeli.Maç devam ederken kendi arasından kavga eden bir çok gerçek Beşiktaşlıyı ve ailesini staddan kaçıran show amaçlı grublardan artık temizlenme zamanı.Bunu bu yönetimin yapmaz.Çünkü onlar hala iktidar sahibi iseler bu kirli sistem sayesindedir.Bu sistemi gerçek Beşiktaşlıların uyanması bitirecektir.Mevcut sistem yeni bir stad istemez küçük olsun bizim olsun biz kontrol edelim anlayışına sahiptir.Ama sisteme karşı bu camianın o kadar büyğk bir sessiz çogunluğu varki..Bu sessiz çoğunluk uyandığı gün Beşiktaşın 45 bin kişilik yeni bir stadı ve yıllık 30 bin kombine satabilecek taraftar potansiyeli mevcuttur.
saygılar...'
ve son bir soru sormak istiyorum.Hangimiz annemizi,eşimizi,bacımızı,çocogumuzu kapalıda veya artık çarsının stadı olan inönü stadında maç seyretmeye götürüyoruz
ayduranumut Ofline   Alıntı ile Cevapla