Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22-03-2007, 17:42   #10
özgür_1903
Kıdemli Kartal
 
özgür_1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

En eski komşumuzla spor için sahadayız

2008 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri için zorlu bir dönemece giren A Milli Takımımızın Yunanistan ile yapacağı maç, grubumuzda büyük önem taşıyor.
Ege'nin iki karşı kıyısındaki ulusların yüzyıllar boyu kâh neşeli, kâh gergin yol alan komşuluk ilişkilerinde yeşil sahalardaki Yunanistan-Türkiye maçlarının ayrı bir önemi var.
İki ulus içinde önem taşıyan bu müsabaka öncesi daha önce tarih yaprakları arasında kalmış karşılaşmalara bir göz atmak, o günlere tanıklık etmiş insanlara mikrofon uzatmak istedim. Bunun için de Yunanistan ağlarını havalandırmış golcülerimizin kapısını çaldım. Bunların başında ilk maçımızda Türkiye formasını giyen Fenerbahçe'nin tarihi çınarı Lefter Küçükandonyadis var. Amma velakin, sağlık durumu buna müsaade etmedi.
Ne kadar üzgünüm bilemezsiniz...
Öncelikle bir tarihle karşı karşıya gelmekten mahrum olduğum, ikinci olarak ise o kişinin anlatacağı anıları siz okuyucularımla paylaşamadığım için.
Telefonla aradığımda eşi İstavrini Hanım'ın, "Önceki gün kalp krizi geçirdi" sözlerinin ardından sık sık sağlık durumu hakkında bilgi aldım Lefter'in...
Daha da üzücü olan yanı, o günlere döneceği röportajlarda veya anıların tekrarında son derece heyecanlanan Lefter'i yeni bir kalp krizi riskinin bekliyor olması...
Bu çok ağır bir sorumluluk olacağı için bu dosyada Lefter'in dile getireceği hatıralardan mahrum kalıyoruz. Lakin kendini toparlaması halinde tekrar şansımı deneyeceğim... Söz...
Türk futboluna verdikleri hizmetlerin yanı sıra seyir keyfiyle de unutulmazlar arasında yer alan Rıdvan Dilmen ve Tanju Çolak'ın Yunanistan kalesine gönderdikleri meşin yuvarlakla ilgili hatıralarını sizlere aktaracağım.
Dilerseniz kısa bir nostalji yapalım...
Click the image to open in full size.24 Mart'ta oynanacak Yunanistan - Türkiye müsabakasının tarihi geçmişine kısaca bir göz attığımızda, takımların sekizinci kez mücadele etmek için bir araya gelişini görüyoruz. II. Dünya Savaşı nedeniyle 1942 yılında hiç bir müsabaka oynanmıyor. 1946 Dünya Kupası maçları ise iptal ediliyor. Savaşın bitiminden bir süre geçtikten sonra ikili temaslar ufak ufak başlıyor ve Türkiye ile Yunanistan federasyonları karşılıklı iki maç yapmak için karara varıyor. Sene 1948...
Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilk milli maç 23 Nisan 1948 tarihinde Atina Panathinakos Stadı'nda oynanıyor ve iki ülkede de büyük ilgi görüyor.
Hâlâ Kurtuluş Savaşı'nın etkisi altındaki Yunanlılar, bu maçı kazanarak ezikliklerini bir anlamda gidermek niyetindeler.
Tabii o yıllarda maçı ancak radyodan takip etmek mümkün. Ankara Radyosu, Atina Radyosu'na bağlanıyor. Yunanlı spiker 10-15 dakika maçı anlatıyor. Ardından Türk spiker 3-4 dakika özet yapıyor.
Türkiye maça, Cihat Arman (FB, Kaptan), Murat Alyüz (FB), Vedii Tosuncuk (BJK), Selahaddin Torkal (FB), Naci Özkaya (GS), Bülent Eken (GS), Hüseyin Saygun (Vefa), Fikret Kırcan (FB), Erol Keskin (FB), Ahmet Erol (FB), Halit Deringör (FB), Lefter Küçükandonyadis (FB), Şükrü Gülesin (BJK) kadrosuyla çıkıyor.
Müsabakada goller ise art arda geliyor.
9. dakikada Fikret Kırcan ve 20. dakikada Lefter'in golleriyle milli takımımız öne geçiyor. Vikelidis'in 70. dakikada gelen golüne Şükrü Gülesin 74. dakikada cevap verince iki takım arasındaki ilk müsabakanın sonucu tarihe 3-1'lik skorla Türkiye'nin galibiyeti olarak nakşoluyor...
Aynı yıl, 28 Kasım'da İnönü Stadı'ndaki karşılaşmayı 2-1 kazanan Türkiye, 15 Mayıs 1949'da ise Akdeniz Kupası için karşılaştığı Yunanistan'ı Atina'da yine 2-1 mağlup ediyor. 21 Eylül 1988'deki özel karşılaşmada İnönü Stadı'ndan Ay-Yıldızlılar Tanju, Oğuz ve Rıdvan'ın golleriyle 3-1 galip ayrılıyor.
RIDVAN DİLMEN YUNANİSTAN MAÇI İÇİN UMUTLU
Click the image to open in full size.Bu noktada mikrofonumu Rıdvan Dilmen'e uzatıyorum... İlk soru, gruptaki şansımız soruyorum.
"Gruba baktığınızda üç takımın ikisi gidecek. Diğer maçlarda kaybedilen puanlar belirleyici olacak. Norveç, Yunanistan ve Türkiye. Bu üç takım da şu ana kadar diğer takımlarla oynadıkları maçları kaybetmediler. Herkes kredisi cebinde dolaşıyor. Yunanistan Norveç'e karşı kazandı. Yunanistan ile oynayacağımız iki maçta berabere dahi kalsak zararda değiliz demektir. Kaybetmemek önemli. Özellikle deplasmanda.."
- Şöyle bir takdim tehir yapsak... Milli Takımın başındaki isim siz olsanız, olmazsa olmaz oyuncularınız kimler olurdu?
"Maça göre değişiyor. Oyuncuların çoğu sakat, Hakan Şükür de öyle. Yeni yeni oynamaya başladı. Yunanistan takımının forvetlerini Fatih Hoca iyi biliyor. Oyuncuları uzun mu kısa mı? Deplasmanda rakibin oyun planına ve stoperlerine göre takım çıkaracaktır. Bence 'şu oynar' demek abartılı olur."
- Yunanistan'da "gol olur" mu?!"
"Biz kolay teslim olmayız, üç ihtimalli maç diyorum. Yunanistan ve Norveç maçı deplasmanda üç ihtimalli olur. Buradaki maçları ise ya kazanırız ya da berabere kalırız. Bizim takımımız biraz daha iyi. Biz içerdeki maçlara daha iyi bir durumda çıkacağız. İbre bizden yana olacak."
- Euro 2008 elemelerindeki şansımızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Gideriz, Avrupa Şampiyonası'na gittiğimizde ise yarı final oynarız. Milli takımın oyun yapısı ve kadrosu kulüp takımlarının daha da önünde."

"HAKAN ŞÜKÜR TERCİHİ TAKTİKSEL"
- Ümit Karan'ın en formda döneminde ilk 11'de oynatmayan Fatih Terim'in, sakatlıktan yeni kurtulan ve oldukça formsuz görünen Hakan Şükür'e forma şansı vermesine ne diyeceksiniz?
"Tabii o teknik direktörün takdiridir. Ayrıca oyun tarzı da önemli. Hakan Şükür etrafına yayıyor oyuncuları. Esasında Fatih Hoca, Hakan'dan gol beklemiyor. Hakan'ı, çevresinde Tuncay, Gökdeniz, Emre gibi oyuncuları oynattığı için tercih ediyor. Oyun planı olarak savunma arkasına düz adamlar seçiyor. Ümit Karan akıcı, Hakan Şükür yer boşaltan oyuncu. Özellikle deplasmanda oynayacağı için arkadan koşan oyuncuları istiyor Fatih Hoca. İçerde, karambol futbolun oynanacağı maçlarda Ümit Karan'ı tekrar kullanabilir."
- 1988'de oynadığımız özel maçta sizin de golünüz var. Biraz o günlere dönsek...
"Tabii. Son dönemlerimdi. Dolu bir statta oynadık. Maç 3-1 bitti. 2 asist yaptım. Bir de gol attım. O maçta ilk asistimde Oğuz'a gol attırdığımda son süratle giderken, 'acaba gol oldu mu' diye bakarken, Cumhuriyet Gazetesi foto muhabirinin burnunu kırdım. Haberim yoktu tabii... İlk golde ise beni düşürmüşlerdi. Penaltı verildi. Tanju attı. Golde ise Semih bana asisti yapmıştı."

- 1989'daki maçta da tek gol sizin...
"Evet... Bu maça ben Dünya Karması ile Zico'nun jübilesinde Tanju ile oynayıp gelmiştim. Udenese'den geçip, uzun bir yolculuktan sonra o maça çıkmıştık."
TANJU ÇOLAK YUNANİSTAN MAÇI İÇİN KARAMSAR
Click the image to open in full size.29 Mart 1989'da oynanan Yunanistan – Türkiye özel maçının tek golünü atan Tanju Çolak ile milli takımın çok rahat bir oyun çıkardığı ve 1-0 aldığı maçı konuşuyoruz.
Rıdvan Dilmen ile birlikte Zico'nun jübile maçı için Dünya Karması'na davet edilen Tanju Çolak, maçın başlamasına kısa bir süre kala özel uçakla dönüp forma giydiği Yunanistan maçıyla ilgili anılarını yokluyor...
Stadın çok dolu olmamasına rağmen, gayet sakin bir ortamda maçı kazandıklarını dile getiren "Altın Ayakkabı" sahibi Avrupa Gol Kralı Tanju Çolak'a oynayacağımız karşılaşmanın akıbetini soruyorum.
Bugün, A-2 Milli Takım Teknik Direktörlüğünü de üstlenen Tanju Çolak, "Takımın formda olmadığı bir gerçek" diyerek bakın sözlerini nasıl sürdürüyor: "Fatih Hoca'nın da, takımın da işi zor. Şöyle bakıyorum da maçlara... Tempo yok, pozisyon yok. Sakatlıklar üst seviyede. Hazırlıksız mı yakalandık demeliyim, bilemiyorum. Daha doğrusu adını koyamıyorum."
- Rakibin Yunanistan olması bir fark yaratır mı?
"Motivasyon durumu, olaya bakış, konsantre çok önemli. Ama dediğiniz gibi bu Yunanistan maçı ve puan karşılaşması."
"TÜM TÜRKİYE'NİN KALBİ MAÇ İÇİN ATACAK..."
- İki ülke arasında kimi gerginlikler olduğu söylense de bu politik platformdan diğer alanlara pompalanıyor, yoksa halklar arasında hiç bir problem göze çarpmıyor. Sizin gözlemleriniz nedir bu hususta?
"Aynen, halk arasında sorun yok. Siyasi arenadan sirayet eden gerginlikler var. İnanır mısınız, Yunanistan ile yaptığımız iki karşılaşma da çok rahat ikili ilişkiler kurduğumuz karşılaşmalardı. Spor dostluk, barış ve kardeşliği simgeliyor. O halde bu olayı germenin bir anlamı yok. Bu noktada basına büyük görev düşüyor. Germeyecek... Gideceğiz, aslanlar gibi çıkacağız. Galip gelmek için her şeyi yapacağız. Mağlup da olabiliriz. Bu dünyanın sonu değil. Futbolda her türlü skor söz konusu. Üç türlü skor var... Ama bizim en azından bir beraberliğe ihtiyacımız var. Şu andaki duruma göre ortadayız. Çok formda bir ekibimiz yok. Bu değildir ki maçı kaybedeceğiz. Ama tüm Türkiye'nin kalbi, vicdanı, yüreği o maçta olacak. Kazanmak için her şeyimizi ortaya koyalım. En azından kaybetmeyelim."
- Her iki maçta misafir takımın seyircisi olmadan oynanacak, bu durum maça nasıl yansır?
"Bu özel bir anlaşma... Biz seyirci götüremeyeceğiz, onlar da buraya seyirci getiremeyecek. Kimi maçlara has bir durum, olabilir. Stadın tümü Yunanlı seyircilerle dolu olacak. Sadece 50 kişilik bir kontenjanımız var. Aynı durum buradaki maçta da Yunanlılar için geçerli elbette."
Click the image to open in full size.

"BİZ HER ZAMAN ÖNDEYİZ!..."

- Yunanistan'da Türkiye'de yaşamış ve gönlünün yarısı burada kalmış insanlar var...
"Onların çok fazla öne çıkacağını sanmıyorum. Buradaki maçta tüm seyirci Türk olacak. İçimizde Yunanlı yok. Ama orada Türk olabilir!.. O da bir artıdır!... Biz her zaman öndeyiz. Bu kaçınılmazdır. Dünya var olduğu sürece daima Yunanlılardan bir adım önde olacağız..."
- Bu hisler oyuncularda da itici güç olacak mıdır?
"Kesinlikle... Fatih Hoca'nın bunu aşılaması gerekir. Ben de bir teknik adamım. Yapmak zorundasınız, çünkü bize göre özel bir maç. Kaldı ki, bırakın Türkiye ve Yunanistan'ı, dünyanın gözü bu maçta olacak. Öyle veya böyle iki ülke arasındaki gerginlik biliniyor. Çok şeyimiz birbirimize benziyor ama bizim öne çıkan farkımız, biz Türkler daha hırslı ve daha güçlüyüz."

Bir zamanlar ayaklarında taşıdıkları meşin yuvarlakla Yunanistan fillerini havalandıran iki golcü ve Türk futbolunun başarılı isimleri Rıdvan ve Tanju'nun anıları ve fikirleri böyle...
Yunanistan maçları takvimine bir kez daha göz attığımızda 8 Eylül 2004 tarihinde Dünya Kupası Grup Eleme maçında bir kez daha iki ülke Pire'de karşı karşıya gelir ve müsabaka başladığı gibi 0-0 sonuçlanır.
Son olarak ise 4 Haziran 2005 tarihinde İnönü Stadı'ndaki maç sonunda skorbord aynı sonucu göstermektedir: 0-0

2007'deyiz... Şimdi ise yeni bir maç ve yeni bir heyecan var...
Ama değişmeyen bir şey var ki, Ege'nin iki yakasında da yürekler yine kıpır kıpır!..
Click the image to open in full size.

BERBERAKİS'E GÖRE YUNAN BASINI SAĞDUYULU YAKLAŞIYOR

Artık iki ülke milli takımlarının hazırlıklarının son aşamalarına gelindiği dönemdeyiz... Maça sayılı günler kaldı...
Yunanistan'dan Türkiye maçına nasıl bakılıyor? Siz de ben gibi merak ediyorsunuz değil mi?
Onu da Komşu'dan, bildik bir isimden öğrenelim dedim. Yunanistan ve Atina merkezli haberler denildiğinde akla gelen yegâne isim Stelyo Berberakis, sorularımı büyük bir içtenlikle ve nezaketle cevaplandırdı.
Biz de böylece Yunan halkının bizim için neler düşündüğünü, futbolumuz hakkında neler bilip bilmediği konusunda fikir sahibi olduk. Daha da güzeli bu bilgileri sizlerle paylaşıyorum...
Haydi buyrun!... Ege'nin karşı kıyısından Türkiye ve ülke futbolunun ahvali....
İşte sorular ve Stelyo Berbarakis'in Türk ve Yunan futbolu üzerine yanıtları...
- Yunanistan futbolunun geleceğini nasıl görüyorsunuz. Yeni yıldızlar yetişiyor mu? Yoksa 2004'te şampiyon olan jenerasyonun futbolu bırakmasıyla birlikte başarılar tarih sayfalarında mı kalacak?
Click the image to open in full size."Yunanistan'da futbola duyulan heyecan aynı hızla devam ediyor, ama 2004 şampiyonluğundan sonra Yunan futbolunun kalitesinde bir düşüş kaydedildiği gözleniyor. Ancak Olimpiakos, AEK ve Panathinaikos gibi önde gelen takımlar özellikle genç futbolcu arayışına girerek kendilerini yenilemeye çalışıyorlar. Panathinaikos'un yeni yıldızı Ninis'in 16 yaşında olduğu halde büyük bir performans göstermesi, AEK'nın adları hiç duyulmayan genç futbolcuları oynatmaya başlaması örnek olarak gösterilebilir. Ancak Yunan futbolseverler kendi milli takımlarına hâlâ güveniyor ve yeni şampiyonluklara lâyık olabileceğine inanıyor."
- Yunanistan'ın Avrupa Şampiyonu olmasının ardından Dünya Kupası'nda gruptan çıkamaması Yunanistan'da nasıl yorumlandı? Otto Rahhagel eleştiri yağmuruna tutuldu mu?
"Tabii ki bu durum hayalkırıklığı yarattı. Ancak hiçbir durumda Rehhagel suçlanmadı. Öyle ki bu başarısızlıktan sonra Otto Rehhagel'in istifa edebileceği haberleri basına sızdırılınca, gazetelerde yapılan anketlerde Rehhagel'in milli takımda kalmasından yana görüş ortaya çıktı."
BU OYUNCULARA DİKKAT!
- Yunanistan Milli Takımı'nın en önemli oyuncuları kimler? Fatih Terim nasıl bir önlem almalı bu oyunculara karşı?
"En önemli ve kilit oyuncular halen sakatlığı süren, bu yüzden bu maçta oynayıp oynamayacağı kesin olmayan Angelos Haristeas, Benfica'da top koşturan Kostas Katsouranis ile Giorgos Karagounis, kaleci Antonis Nikopolidis ve defansın bel kemiği Traianos Dellas. Fatih Terim'in ne gibi önlemler alabileceğini kestiremem ancak, Yunan Milli Takımı'nda 2004 Şampiyonluğu'nu getiren en önemli taktik ani ataklarla tek bir gol atarak yetinilmesiydi. Aynı taktik bu maçta da tekrarlanabilir."

- A Milli Takım nasıl bir taktikle mücadele etmeli Yunanistan'da?
"Yunan Milli Takımı mutlaka iyi bir performans göstermeye çalışacak. Daha çok savunma yapmaya ve gol yememeye çalışacaktır. Oyuncuların iyi bir kondisyona sahip olmaya çalıştıkları gözleniyor..."
"YUNANİSTAN'IN HİÇ KAZANMAMIŞ OLMASI DEZAVANTAJ DEĞİL"
Click the image to open in full size.- Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı henüz bir galibiyeti bulunmuyor. Bu ayrı bir motivasyon olabilir mi?
"Henüz bir galibiyetin olmaması Yunanistan'da bir dezavantaj olarak görülmüyor. Türk Milli Takımı burada kendi ayarlarında güzel bir takım olarak kabul ediliyor. Ancak Yunan takımının maçta galibiyet gelmek için var gücüyle boğuşacağına kesin gözüyle bakılmalı."
- Türkiye ligi orada takip ediliyor mu?
"Türkiye'de olduğu gibi Yunanistan'da da dünya futboluna karşı büyük bir rağbet var. Üstelik dünyadaki futbol maçları üzerine kurulu iddialar, web sayfaları, spor totolar geliştirilirken, Türk futbol takımları da yakından izleniyor, bahis konusu oluyorlar."

- Türk futbolunu ve futbolcularını Yunan seyircisi ne kadar tanıyor?
"Futbolseverler Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor gibi büyük takımları, kariyer yapmış Türk futbolcularını ve Fatih Terim'i iyi tanıyorlar."

- Türkiye-İsviçre maçında yaşanan olaylar Yunan basınında nasıl yansıtılmıştı?
"Bu olaylar hatırladığım kadarıyla yakından takip edildi. Gazetelerin bir kısmı Türk taraftarının tavrını bir kısmı da İsviçrelilerin tavrını eleştirdiler."
"MAÇTA İSTANBUL RUMLARI OLMADAN OLMAZ"
- 6-7 Eylül olayları sonrasında Türkiye'den giden Rumlar bu maça hangi gözle bakıyorlar?
"İstanbul Rumları, Türkiye - Yunanistan maçlarını her zaman yakından takip ederler. Kimisi Türkiye'yi, kimisi Yunanistan'ı tutar. Ancak hiçbir yabancı takımla Türk takımları kadar ilgilenmezler. Bu maça da ilgi göstereceklerdir. Fakat Türk bayrağı açacak kadar ileri gidemezler."
- Yunan halkının bu maça bakışı nasıl? Siyasi düşmanlık spora da yansıyor mu?
"Yunanistan'ın kendi fanatikleri var. Hem de çoktur. Kendi lig maçlarından sonra dahi etrafı yakıp, yıkar, polisle çatışırlar. Milli maçlara da yansır bu şiddet olayları... Siyasi düşmanlık eskisi kadar yoğun olmadığından bunun spora da aynı şekilde yansımadığını tahmin edebiliyorum. Ancak fanatikler fanatiktir. Dikkat etmek gerekir."

- Türk basınında çalıştığınız için Yunanistan'da tepki görüyor musunuz?
"Hayır... 20 yıl öncesinde Türk - Yunan ilişkilerinin en kötü dönemlerinde böyle sıkıntılarım vardı. Ancak, şimdi böyle bir derdimiz kalmadı. Bilakis, Türk gazetecilerine karşı sanki daha da saygılı davrandıklarını görüyoruz."
"TÜRKİYE MAÇI MEYDAN SAVAŞI DEĞİL"
Click the image to open in full size.- 2002 yılında oynanan Fenerbahçe - Panathinaikos maçında tribünlere asılan 1453 ve Fatih Sultan Mehmet içerikli pankart Yunanlıla'ı nasıl etkilemişti? Sadece milliyetçi kesim mi olumsuz tepki gösteriyor, yoksa ülkenin geneli mi?
"O maçta ben de İstanbul'a gelerek izlemiştim ve asılan pankart benim de şiddetli tepkime yol açmıştı. 'Ne alakası olabilir' diye düşünmüştüm. Kaldı ki İstanbul hiçbir zaman Yunanistan'ın bir parçası değildi. Dolayısıyla da çok aptalca bir davranıştı. Ve Yunan milliyetçilerini kışkırtmaktan ileriye gidemedi. Buna karşın Türkiye'de de bu pankartın asılmasına karşı gösterilen tepkiler Yunan basınında olumlu bir biçimde yansıtılmıştı. Ayrıca her iki tarafın da unutmaması gerekir ki, bir tarafta yapılacak herhangi bir çirkinlik rövanş maçında karşı tarafta da aynı çirkinlikle terkrarlanır. Buradaki futbol otoriteleri ve Yunan basını genel olara Yunan futbolseverlerine Türkiye maçının bir meydan savaşı olmadığını anımsatıyorlar. Spor karşılaşmalarından aşırı milliyetçilik taşıyanların sporun kendisi kadar hem ülkeye hem de iki ülke arasındaki ilişkilere son derece zarar verdiklerini duyuruyorlar."
*****
Aylardan mart...
Etraf soğuk mu soğuk...
Ama heyecanlıyız...
Güzel bir maç olsun diliyoruz...
En eski ve en yakın komşumuzla spor için sahadayız...
Kıpır kıpır yüreklerimizle!..

Hazırlayan: Saadet ÖZCAN
Fotoğraflar: Bora TOPRAKCI


Not:
(Türkiye-Yunanistan karşılaşması fotoğrafları için Sabah Gazetesi arşivine teşekkürler...)

22.03.2007 Click the image to open in full size.
Kaynak : Sporx.com
__________________
iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım....
HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...!
özgür_1903 Ofline