Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-05-2007, 13:11   #1
jaSmin
 
jaSmin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Eziklerde gerginlik nasıl başladı

1- Kâbus 14 Mayıs 2006'da başladı
F.Bahçe geçen sezon son haftaya averajla zirvede girdi. G.Saray, Ali Sami Yen'de Kayseri'yi yenerken, sarı-lacivertli takım Denizli'de berabere kaldı. '14 Mayıs sendromu' bu sezona da damga vurdu. Takım açık farkla öndeyken bile kimse şampiyonluktan söz edemedi.

2- Kulüp 32 gün başkansız kaldı
Şampiyonluk kaçtıktan sonra başkan Aziz Yıldırım, kendisi görevdeyken F.Bahçe'nin zarar gördüğünü ileri sürerek istifasını açıkladı. "Kararımdan vazgeçmeyeceğim" demesine karşın ikinci kez istifadan vazgeçti. Bu arada kulüp 32 gün başkansız kaldı. 100. yıl krizle başlamıştı.

3- 100. yılda teknik direktör skandalı
Camia, Daum'un yerine dünya çapında bir hoca bekliyordu. Yönetim boşluğu olduğu sırada çalışmalar sekteye uğradı. Sonunda Zico takımın başına getirildi. Brezilyalı bugüne kadar yaptıkları ile 'stajyer' lakabını aldı. Yani F.Bahçe, 100. yılında bir stajyere emanet edilmişti.

4- Bir haftada dört yanlış transfer
Transferler de geç kaldı. Lig başladığında bile henüz '100. yıl bombaları' patlatılamamıştı. Sonra transferler geldi. Ama bunlar bombadan çok çatapat düzeyindeydi. Bir haftada yapılan 4 transferden sadece Mateja Kezman'ın ismi umut vericiydi. Ama o da hayal kırıklığı yarattı.

5- Yönetimin kavga etmediği kalmadı
Fenerbahçe yönetimi, başta Futbol Federasyonu olmak üzere Türk futbolunun neredeyse bütün unsurlarıyla kavgalı hale geldi. Kulüpler Birliği ile ters düşüldü. Camianın önde gelen isimlerinin bile başkan Aziz Yıldırım'a eleştirisi en çok bu konuda oldu. Ama o geri adım atmadı.

6- Devre arasında bir şey yapılmadı
Takım kötü görüntüsüne rağmen ligin ilk yarısını 7 puan farkla lider bitirdi. Avrupa'da da mücadele devam ediyordu. Devre arasında F.Bahçeliler, yönetimden bir şeyler yapmasını, teknik direktörü değiştirmesini, kadroya takviye yapmasını bekledi. Ama yöneticiler, tam anlamıyla uyudu.

7- Tribünler bölündü silahlar konuştu
İşler ters giderken bir de tribün sorunu ortaya çıktı. Taraftarlar ikiye bölündü. Gruplar arasında yaşanan kavgalara önlem almak için hiçbir şey yapılmadı. Alkmaar maçında tribünde silah sesleri duyuldu. Bu olaylara, başkan destekli Esenler Grubu'nun yol açtığı iddia edildi.

8- Taraftarlarla yönetim inatlaştı
Yönetim çok uzun aradan sonra taraftarlarca protesto edildi. F.Bahçeliler'in "Yönetim bu takım senin eserin" tezahüratını asbaşkan Uslu, farklı kazanılan Bursa maçından sonra yanıtladı: "Bu takım bizim eserimiz." Ama işler kötüye gidince yönetimden bir daha ses çıkmadı.

9- Avrupa'da yine hayal kırıklığı
F.Bahçeliler, takımlarının Avrupa kabusunu da bitirecekleri umuduyla sezona girdiler. Ama takım, Şampiyonlar Ligi ön eleme turunda D.Kiev'e elenerek hüsranla başladı. UEFA'da gruplardan çıktı; üçüncü turda ise Alkmaar'a elendi ve kupa beklerken, yine boynu bükük evine döndü.

10- Final maçları hüsran oldu
Sarı-lacivertli takım 'final özelliği' taşıyan karşılaşmalarda bir kere bile başarılı olamadı. Şampiyonlar Ligi'nde Dinamo Kiev, UEFA'da AZ Alkmaar, Türkiye Kupası'nda Beşiktaş'a elenen Kanarya, ligde de Vestel Manisa, Denizli gibi rakiplerine karşı sahadan hüsranla ayrıldı.

11- Futbolcular çılgına döndü
14 Mayıs sendromu takımın da sinirlerini bozdu. Son haftalarda futbolcular arasında antrenmanlarda ve maçlarda yaşanan tartışmalar 'rutin' hale geldi. Aurelio gibi bir oyuncu bile işi adam yumruklamaya kadar götürdü. Ne Zico ne de yöneticiler bu tatsızlıklara çare bulabildi.

12- Kadıköy'de kablolar kesildi
Sinirleri bozulan sadece takım değildi. Taraftarlar da çıldırdı. Kupadaki Beşiktaş bozgunu sonrası yöneticilerin açıklamalarından etkilenen bazı taraftarlar, Denizlispor maçında yayıncı kuruluşun kameralarının kablolarını kesti. Bu gerilimin geldiği noktayı gösteriyordu.

13- Federasyon ve hakemler
F.Bahçe'yi bu noktaya getiren nedenler arasında elbette dış etkenler de vardı. Federasyon'la ters düşen sarı-lacivertliler, standart dışı cezalarla, hakem hataları ille karşı karşıya geldi. Birçok maçta 'mağdur' oldu. Yani yönetim bazı tepkilerinde gerçekten de haklıydı.

14- Cinnetten önce son ruh hali
Bunların sonunda camia patlama noktasına geldi. Denizli maçından sonra stadın üçte ikisinin yerinde uzun süre sessizce oturması, 'Fırtına öncesi sessizlik' olarak yorumlandı. Hafta sonundaki Beşiktaş maçının da kaybedilmesi durumunda camia gerçekten cinnet geçirebilir.

'Sizi bile yenemiyoruz ki'
Fenerbahçe-Denizlispor maçından sonra, başkan Aziz Yıldırım ile yeşil- siyahlı takımın teknik direktörü Güvenç Kurtar arasında ilginç bir diyalog geçti. Lig TV'ye konuşan Kurtar'ın anlattığına göre konuşma şöyle gerçekleşti. Güvenç Kurtar, karşılaşmadan sonra bir araya geldiği Aziz Yıldırım'a, "Maçın ilk yarısında çok iyi oynadınız. İkinci yarıda ise oyuncularınızın üzerinde büyük bir stres vardı. Oysa Fenerbahçe iyi takım ve bence Beşiktaş'ı İnönü Stadı'nda yenecek gücünüz var" dedi. Ama Yıldırım, takımına Güvenç Kurtar kadar güvenmediğini "Biz sizi bile yenemiyoruz ki" yanıtıyla ortaya koydu. Başkan ve yönetimde takıma karşı duyulan güvensizliğin, futbolculara da yansıdığı gözleniyor. F.Bahçe, cumartesi günü şampiyonluk için büyük önem taşıyan Beşiktaş derbisine bu güvensizlik ortamında hazırlanyor.
jaSmin Ofline   Alıntı ile Cevapla