Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-05-2007, 09:53   #1
onurozgen
Banned
 
onurozgen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Yıl 2037! Bir Anı...

Güne yine doktor tavsiyesi yürüyüşle başlamıştım. Artık istanbul'da yeşil alanı anca fotoğraflarda görebildiğimiz için, yine aynı parkın kadrolu bekçisi gibi dolandım durdum. Zaten artık gündüzleri de, akşamları da, tıpkı sabahları gibi ne yapacağımı bilerek yaşıyordum. Yaşlanmak böyle birşeymiş demek ki...
O sabah her zamankinden biraz daha erken eve dönmem gerekiyordu. Çünkü o gün yeni bir eve taşınmak için toparlanacaktık. Ben de "Yahu biz hallederiz baba" laflarını tahmin etsem de, yardım için oradaydım. ihtiyarlık inadı olsa gerek, babamı şimdi daha iyi anlıyorum.
Eve vardığımda bizimkiler işe koyulmuştu. ilk boşaltılan oda eski eşyaları topladığımız, bir nevi depo olarak kullandığımız oda olmuştu. Tozlu eşyaların kimi çöpe layık görülüyor, kimi de hatıra maksadıyla yanımıza alınıyordu. Eşim eski giyisilerimizi içine koyduğumuz dolabı karıştırıyor, içerden tek tek birşeyler çıkartıyordu. O da ne, benim 20'li yaşlarda giydiğim şeylerdi onlar. Eskitilmiş, tabi geçen yılların daha da eskittiği kotlarım, dar beyaz gömleğim daha neler neler. Dolaptan bu eşyalar çıktıkca, büyük oğlum odayla işini bırakıp, meraklı gözlerle çıkan giyisileri inceliyordu. Arada "Sen hakkaten bunları giyiyor muydun baba ya?" demeyi de eksik etmiyordu tabi sırıtarak. Ben de yüzümdeki gülümseme maskesi altında, geçen yıllarımın yasını tutuyordum. Ağlamamak için çarpışıyordum kendimle. Taa ki o en vurucu eşya çıkana kadar...

-Aa baba, bu üstünde "Geliyoruz" yazan tişört ne?

Hatıraların birden canlanmasıyla kısa bir duraklama, ardından gözlerimin dolması. Çocuk da şaşırdı tabi, yanlış birşey mi yaptım diye düşündü. Fazla uzatmadan söze koyuldum...

-..... Vay be.. Geliyoruz ha... Bundan tam 30 yıl evvel Beşiktaş'ın çıkarttığı bir tişörttü. Türkiye'de Süper Kupa ilk kez o sene oynanıyordu yanlış hatırlamıyorsam. Bu tişörtü de ilk kez o zaman görmüştük...
O dönemde en son 100. yılımızda şampiyon olmuştuk, 2003'de. Ondan sonra türlü sebeplerle dağılma dönemine girdik. 3 sezon sonra takımın hemen hemen bütün yıldızları, eskileri gönderildi. Bir tanesi de Fener'e gitti... Kimileri ne yapıyorsunuz siz diyordu, kimilerine göre lazımdı bu temizlik. Yine bir çok transfer yapıldı. Ama her zamankinden farklıydı... Gelen oyuncuların yaşı 19-20 civarları, kimileri de 2. Lig'de oynayan daha 1. Lig görmemiş çocuklar. Takımın en pahalı transferi de 24 yaşında bir Arjantinli.
Neyse... öyle veya böyle sezon açılmak üzere, öyle camiada fazla beklenti falan yok... Çünkü bir taraftan da Fenerbahçe'nin 100. yılı o zaman. Daha 2 sene önceden adamlar bu seneyi konuşuyolardı, yok onu getirecez, bunu kaçıracaz, şampiyonlar ligini alıcaz falan. Millet de dedi heralde Fener şampiyonluğu bırakmaz bu yıl. Bir taraftan da son şampiyon Galatasaray var. Herkes bu çoluk çocuğa şampiyonluğu yedirmezler diyordu. Bir biz ümitliydik ama dışardan gülüp geçiyorlardı.
ilk resmi maç, bir kupa maçıydı o sene. Son şampiyonla Süper Kupa maçı yapıyoruz. Takım o maçta süper top oynayıp, aldı mı kupayı... Ohoo bizim keyfimize diyecek yok, bu takımda hakkaten iş var demeye başladık. Bir de baktık ki kupa töreninde bütün futbolcular bir tişört giymiş. işte.. O elindeki, ne bu diye sorduğun tişörtten...
O gün anladık ki, inanan sadece biz değiliz, bu çocuklar da birşeyler yapacağına inanıyordu. O gün bugün bizim sloganımız olmuştu bu... Geliyoruz.
Beşiktaş, aslında çok iyi gitmedi o sene ama rakipleri de öyle... Arada çalkantılar oldu, hocayı göndermeye çalışanlar oldu ama yine de zirvede kaldı takım. Fener'e de ilk darbeyi Türkiye Kupası'nda vurmuştuk. Hedef olarak koydukları bir kupadan elemiştik Kadıköy'de... Tabii bunlar çıldırdı. Sağa sola ateş püskürmeye başladılar, maçtan sonra Ricardinho'ya ki yıldızdı o zaman Brezilya'da dünya kupası falan görmüş adama linç girişimi daha neler neler... Geldiğimizi onlar da anlamaya başlamışlardı tabi. 10 gün sonra da ligin sonucunu ilan edecek maç var bir de inönü'de. O maçtan önce hiç unutmam, Sivas deplasmanı. Bütün maç birşey yapamadan, pat dakka 92'de kazandık maçı, hemen sonra da Fener berabere kalmaz mı... Kaldı 2 puan, Fener haftaya inönü'ye geliyor, yenersek lideriz, bir bakıma şampiyonuz. Çünkü kalıyo artık 3 hafta...
O maça kadar hafta bitmek bilmiyo... Hangi Beşiktaşlıyla karşılaşsam aynı muhabbet. 1 dakika bile farklı birşey düşünemez olmuştuk. Maç günü Beşiktaş bayram yeri resmen. Daha sabahın köründe herkes gelmiş akın akın Beşiktaş'a. Bileti olmayan, maça giremeyecek olan insanlar da dolu, sırf o havayı solumak için. Tribünde maçı bekliyoruz. Heyecandan ruhu teslim ettim edicem derken maç başladı......................


****

Beşiktaşlı futbolcu, sözüm sana. Yukarıdaki anının devamını belirlemek senin elinde. Belki siz de böyle bir anı yaşayacaksınız o zamanlar, hatta daha da içten. Belki hatırladığınızda yeniden coşacaksınız, belki de "keşke" diyeceksiniz, "keşke"... O zaman keşke dediğinizde yapacak bir şey olmayacak, ama şimdi var...
Stresi yaşayan siz olmamalısınız. Yaş ortalamanız, yeni bir takım oluşumunuzla lige meydan okudunuz, Türkiye Kupası'nda finaldesiniz. Avrupa'da da 2 maçta acemilikle yapılan son dakika penaltıları yüzünden dışardasınız. Orada da başarılı maçlar çıkardınız, evinde yenilmez denilen Bulgarlar'ı küfürler, tahrikler, berbat zemin arasında eleyip geldiğiniz.
Bu halkayı tamamlayacak bir maç önünüzdeki Fenerbahçe maçı. Sonuç ne olursa olsun saygı duyulmayı hakkettiniz. Ama bu maçı alırsanız, 50 sene sonra hatırlanmanız kesindir.

Click the image to open in full size.
__________________
[SIGPIC][/SIGPIC]

"İşkence acılar unutulur. Dik yaşamak iz bırakır hayatta..."

Deniz GEZMİŞ
onurozgen Ofline   Alıntı ile Cevapla