[vdtbjk]

Biz seni şampiyon olasın diye sevmedik!..

Sevgili dostlar,

Zaman zaman bu sütunlarda sizlerle dertleşiyorum. Daha doğrusu içimi döküyorum. Ne yalan söyleyeyim Fenerbahçe maçı sonrası büyük hayal kırıklığına uğradım. Ama futbolda kazanmanın yanında kaybetmek de var. Cumartesi günü üzgündüm ama pazar ve pazartesi günü içimdeki acı daha derinleşti. Aslında bugün yazı yazmak içimden gelmiyordu ama sizlere Beşiktaşlı bir dostunuz olarak içimi dökmek istedim.

Fenerbahçe maçı kaybedildi bu Beşiktaş'ın ne ilk yenildiği mücadele ne de son olacak. Futbolun içerisinde bunlar var. Kadıköy'de Fenerbahçe iyi oynamıştı Beşiktaş turu atlamıştı. İnönü'de Beşiktaş 80 dakika baskılı oynadı ama şans Fenerbahçe'ye güldü. Bunlar futbolun içerisinde olan şeyler. Tigana'nın ofsayt inadı yüzünden Beşiktaş eline geçen fırsatı değerlendiremedi. Hakem ister istemez Fenerbahçelilerin etkisinde kaldı. İbrahim Toraman'a çıkardığı kırmızı kart çok ağırdı. Ama İbrahim gibi Beşiktaş kaptanlığına yükselmiş bir futbolcunun da kırmızı kart sonrası sahayı uzun süre terk etmemesini yadırgadım. Doğrusunu söylemek gerekirse bugün derbi maçla ilgili ne yazsam burada grafikler de çizsem artık boş. Artık geleceğe bakmalıyız.

En önemlisi ben Beşiktaşlı duruşunu çok özlemişim. Beşiktaş Fenerbahçe'yi çok iyi ağırladı. İnönü'de olay çıkaran Fenerbahçeli futbolcular oldu. Tümer'in, Tuncay, Kezman'ın yaptığı çirkinliklerin yanısıra Selçuk da kalitesini belli eden davranışta bulundu. Başkan Demirören Fenerbahçeli yöneticileri çok iyi ağırladı. Hatta maçtan sonra bile rakip yöneticilere kokteyl verip onlarla sohbet etti. İşte Beşiktaşlı duruşu budur. Beşiktaş kaybetmeyi de bilmiştir. Bir düşünsenize Fenerbahçe kaybetseydi neler olurdu? Kazanan futbolcusu bunu yaparsa kaybederse kimbilir neler yapardı? Beşiktaş kimseye cevap vermedi, çirkinliklere bulaşmadı. Geçtiğimiz hafta ağızlardan salyalar akan beyefendiler bugün sus pus olmuş yaptıkları rezzilklerden kazandıkları geçici zaferi kutlamaya hazırlanıyor.

"Biz Beşiktaş'ı şampiyon olasın diye sevmedik" dostlar. Gönül verdiğimiz takımımızın yıllarca hakkı göz göre göre gaspedildi, göz göre göre şampiyonlukları elinden alındı. O gün geçici zaferlerini kutlayanlan Beşiktaş'a haksızlık yapan birçok yönetici futbol dünyamızdan silindi. Hepsi birer birer unutuldu ama Beşiktaş ve Beşiktaşlı duruşunu sergileyenler unutulmadı. Mesela Süleyman Seba... Onun döneminde parayla şikeyle hava satanlar yok olup gittiler. Bugün yolda yürüseler kimse onları tanımıyorlar bile. Yaptıkları şikelerle hatırlandıkça "Aaa o ******** bu muydu?" diyor insanlar. Ama Seba ve gibi yöneticiler bugün gittikleri yerlerde ayakta alkışlanıyorlar.

Fenerbahçe maalesef bitmiş!

Sevgili dostllar,
Daha önce de yazdım. "Fenerbahçe 100. yılında şampiyon olmak için her türlü rezilliği yapacaktır. Bunların gözü dönmüş" dedim. Yazdıklarım birer çıktı. Eskiden Selçuk diye bir oyuncuları vardı. Bu adam kendini yerlere atıp sürekli takımına haksız penaltılar kazandırıyordu. Kendini yere attıktan sonra pis pis sırıtırdı. Hakemler de ne hikmetse penaltı noktasını gösterip bu nadide futbolcuya gollerin asistini yaparlardı. Bu yüzden ne takımların ahını aldılar, nice insanların emeklerini çaldılar. Bu arkadaş daha sonra Galatasaray'a geçtiğinde Fenerbahçe camiası tarafından dışlanmıştı. Ama devir çarklar değişti bu büyük golcü yorumcu oldu, büyük gazeteci oldu! Artık yazılarında haktan, hukuktan bahsediyor. Ey güzel Allahım, bu cennet vatanda neler yaşanıyor?
Fenerbahçeli futbolcular parmak hareket yapıyor. Bazıları güvenlik güçlerine güvenerek Beşiktaş'ın soyunma odasının kapısında naralar atıyor, Beşiktaşlılar geldiğinde korkup kaçıyorlar. Tümer denilen şahsiyet sürekli Beşiktaş'a sallıyor. Bu adama tek tavsiyem, "Layık olmadığın bir camiadan layık olduğun bir camiaya gittin. Beşiktaş'ın ismini ağzına alma. Çünkü Beşiktaş ismi senin ağzına yakışmıyor!Fenerbahçe Kulübü'nden bir Allahın kulu da çıkıp "Hop beyler siz kim oluyorsunuz? Terbiyenizi takının?" demiyor. Fenerbahçe Ali Şen döneminde de zaman zaman agresip davranışlarda bulunuyordu ama hiç bu kadar çirkinleşmemişti. Şampiyonluk her şey değildir sevgili dostlar. Bu kulübün bugün yöneticisi, futbolcusu hatta taraftarı ağızlarından salyalar akıp başarı dileniyor? Fenerbahçe tribününde insanlar bıçaklanıyor. Adalet mekanizmasını işletenler bunları görmezlikten geliyor. Federasyon, Tahkim kurulu sus pus! Fenerbahçe'nin maçı İzmir'e alınıp tüm bunlar ödüllendiriyor.
Dünyada tarihi görülmemiş rezilliklerine naklen yayın kablolarını keserek sürdürdüler. Basbayağı tüm medyaya gözdağı verdiler. Fenerbahçeli spor müdürleri bu rezaleti bile küçük puntolarla geçiştirdi. Eh tabii eşlerinin altına çekilen passatlar, jipler var. Kiralık araba şirketi kurup batıranlar ağabeyleri giderse ne yapardı sonra? Beşiktaş'a karşı çephe alan kabzımallıktan dönme spor yorumcusu bile "Bu tür hareketler olmazsa iyi olur" diye olayı geçiştirdi. Tüm bunları bir yerlere yazıyoruz doslar. Bunun hesabını bir gün verecekler? Zaten veremezlerse Türkiye'de futbol bitecek!

Sevgili Beşiktaşlı dostlar,

Dediğim gibi ben bugün sizlere içimi döktüm. İnanın bana bugün futbolumuzda dolapları çevirenler bir gün kendi kazdıkları çukura düşmekle kalmayacak. Çukura attıkları çamurda boğulacaklar!
Yarın kupa finali var. Ben yarın Beşiktaş'ın kupayı kazanacağına inanıyorum. Ne yalan söyleyim Erciyesspor müthiş bir bir mücadele örneği gösteriyor. Keşke Erciyes'e duyduğum saygıyı Fenerbahçe'ye karşı duyabilsem! Önce Erciyes ardından da Bursa maçları var. Bursa konusunu önümüzdeki günlerde kaleme alacağım. Beşiktaş'ı bitireceğini söyleyen Bursaspor başkanı Levent Kızıl'ın Beşiktaş'ta kimlerle ne planlar yaptığını yazacağım.

Her neyse sevgili dostlar, yazımın başında da dediğim gibi bugün sizlere içimi döktüm. Şampiyonluk kazanılır, kaybedilir hiç önemli değil. Beşiktaşlı için önemli olan gurur ve haysiyettir. Bunun da anlamı şu; Beşiktaşlı duruşu"... Yazımı Nazım Hikmet'in Beşiktaş tribününde slogan olmuş şiirinin son iki dizesiyle bitiriyorum.

İnanın, güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz