Çarşı aslında Beşiktaş felsefesinin vitrinidir. Beşiktaş taraftarının yürekliliğini, delikanlılığını, takım veya klüp taratarı değil Beşiktaşlı hayat biçiminin ne demek olduğunu cümle aleme gösterirler. Önceleri yaş ortalaması yüksek, şimdiler de ise en deli genç Beşiktaşlıların Beşiktaşlı olmayı öğrendikleri bir okuldur. Aslında çarşının felsefesi sadece kapalının ortasında değil, Beşiktaşlıyım diyen herkesin bedeninin hücrelerinde dolaşır. Bizleri Beşiktaşlı yapan değerleri her rakibimiz imrenerek takdir etmiştir. Beşiktaşın tribünlerine gelip bzim değerlerimizi yaşayan bir çok Fenerli ve galatasaraylı fanatik arkdaşlarımı biliyorum. hepsi de Beşiktaş seyircisinin tartışmasız üstünlüğünü kabul edip, Çarşı gibi bir felsefenin onların takımlarına neden hakim olmadığını sorguluyorlar. oysaki Beşiktaşlı olmanın zor zanaat olduğunu yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen taraftarının arkasında olduğunu ve sadece güzel günlerde değil zor günlerde de hep onunla olduğunu, sadece futbol değil tüm branşları ile destek verip siyah beyaz aşkını savunduğunu bilmiyorlar. Bilseler zaten böyle bir felsefeyi kazanamayacaklarını rahatlıkla görebilirler. Beşiktaşlı Türkiye mozaiğinin en emekçi kısmının parayı en zor kazanıp Beşiktaş aşkı için harcamaktan çekinmeyen karşılısız sevgiyle seven ve klubünden sadece savaşçı yarışma isteyen insanların yarattığı bir topluluktur. Tüm bunları özümsemek için kundaktan beri babam gibilerin beni maça götürdüğünde bu adam DELİ demelerini dinlemeyen, hayatta çocuğuna bırakabilceği en önemli değerlerden birinin BEŞİKTAŞLILIK olduğunu bilen insanların takımıdır. Bu kuşaktan kuşağa geçen bir aşk tertemiz bir dürüstlük hikayesidir. Türkiyede namuslu, şerefli insanlara vurulmuş enayi damgasına bir karşı duruştur. Bu kadar yüce değerlerele dolu bir grubun üyesi olunca ÇARŞı felsefesişnin ne kadar sağplam olduğunu ve Dünya varolduğu sürece devam edebilceğini anlamak çok da zor değil Hep söylerim Allaha bin şükür ki BEŞİKTAŞLIYIM. |