“Beşiktaş Formasını Şerefle Taşıyacağım”
22.06.2007 12:10
Kalecimiz Rüştü Reçber, Beşiktaş’a transferi gerçekleştikten sonra ilk röportajını resmi internet sitemiz ve BJK TV’ye verdi. Rüştü, internet sitemizin sorularını dobra dobra cevapladı... Futbol yaşantında ilginç kareler var; futbola santrfor olarak başlayıp, dünyanın en iyi kalecileri arasında yer bulman, 1993 yılında çok büyük bir trafik kazası geçirmen, ardından bu nedenle Beşiktaş’a transferinin gerçekleşmemesi, sonrasında bu kazaya rağmen Milli Takım’ın kalesine kadar yükselmen, Türk Sporu’nda sembol bir isim olman, 2002 yılında UEFA tarafından en iyi kaleci seçilmen ve şimdi Beşiktaş... Neler hissediyorsun?
Kariyerime baktığınız zaman önemli işler yapmışız, önemli başarılarda imzamız olmuş. Önemli anları milletimizle paylaşmışız. Uzun süre büyük bir camianın içinde olmuşuz, yine uzun bir süre Milli Takıma hizmet etmişiz. Şimdi yine çok büyük bir camiada yeni bir başlangıç yapıyorum. Türkiye’nin en büyük camialarından birine geldiğim için çok mutluyum. Gurur duyuyorum. Beşiktaş formasını giymekten şeref duyacağım. Çok mutluyum.
Beşiktaş’ı tercih etmenin nedenleri neydi?
Bir çok nedeni var. Benim adıma çok önemli bir karardı bu. Önemli kararı düşünürken de detaylı düşünmeniz lazım. Birincisi futbolu çok seviyorum. Yaptığım mesleğe de çok büyük saygı duyuyorum. Dolayısıyla futbol oynamak istiyorum. İkincisi yerel düzeyde değil Milli Takım düzeyinde de görev yapan bir oyuncuyum. Bunun için de oynamam gerektiğine inanıyorum. Oynarsam hem Milli Takım’da hem de oynadığım camianın takımında Türk futboluna hizmet edeceğimi düşünüyorum. Üçüncüsü de Başkanımız Sayın Yıldırım Demirören ve Yönetim Kurulu’nun bana gösterdikleri ilgi, bana verdikleri değer, bana duydukları güven ve samimi davranışları, Beşiktaş Camiası’nın büyük ve köklü olması Beşiktaş’a gelmemdeki en önemli etkenlerdi. Sayın Başkanımız ve Yönetim Kurulu üyelerine, bana büyük bir camianın kapılarını açtıkları için bu vesile ile teşekkür etmek istiyorum.
Bu cevaptan kararını manevi değerlere göre verdiğin anlaşılıyor.
Asla maddiyata önem veren bir insan değilim. Tabii ki profesyonel çerçevede bakarsak maddiyat önemlidir ama Sayın Başkanımız’ın ve Yönetim Kurulu üyelerinin bana göstermiş oldukları ilgi, davranış, güven, istek benim için en önemli etkendi. Bunlar manevi değerlerdir. Manevi değerler de çoğu zaman maddiyatın önüne geçer. Bu transferde maddiyatla ilgili herhangi düşünce ve çıkar peşinde değildim. Sadece ve sadece kendimi daha değerli hissettiğim insanların yanında olmak istedim.
Yeni bir sayfa açmak insanı tazeler, heyecanlandırır, hırslandırır. Kariyerine yeni başarılar eklemek için heyecanlı ve hırslı mısın?
Benim tek amacım var; bana güvenenleri, beni isteyenleri mahcup etmemek. Taşıdığım formayı şerefle, gururla taşımak ve gelmiş olduğum bu büyük camianın tamamında kabul görmek. Benim için öncelikli hedef ve düşünce bu. Bu şekilde hareket edip bu şekilde davranacağım.
Beşiktaş’ta hedeflerin neler?
Başarılar kısa zamanda elde edilmez. Kısa zamanda elde edilenler, gelip geçici başarılardır. Bunun için bir yapılanma süreci, deneyimler gerekir. Beşiktaş gibi büyük bir camia için şampiyonluklar, Avrupa’da başarılar hedeftir. Bizim amacımız da camianın bu beklentilerini yerine getirmek. Başarılar tüm camianın, takımıyla, teknik ekibiyle birlik olmasıyla yakalanır. Kalıcı başarının en önemli faktörü de bu birliktir.
Sayın Ertuğrul Sağlam gibi genç, vizyon sahibi, hırslı ve hedefleri olan bir teknik direktörle çalışacak olmak seni heyecanlandırıyor mu?
Sayın Ertuğrul Sağlam dinamik, arzulu ve başarı için hareket eden bir karaktere sahip. Ben kendisini uzun yıllardır tanırım. Karşılıklı oynadığımız dönemler de oldu, Milli Takım forması altında aynı amaca hizmet ettiğimiz günler de oldu. Şu anda kendisi teknik direktörümüzdür, yetkili bir isimdir. Bize düşen ise hocamızın göstermiş olduğu yolda ilerlemek, düşündüğü ve uygulamak istediklerini saha içerisinde uygulamaktır. Hocamız bize yol gösterecek, biz de o yolda ilerleyeceğiz.
Spor yazarlarının büyük bir bölümü, Beşiktaş’ın seni transfer ederek çok isabetli bir karar verdiği görüşünde. Sayıları az da olsa bazı yazarlar ise yaşının ilerlemiş olduğunu düşünüyorlar. Dünyanın en iyi kalecilerinin 42 yaşında jübile yaptığını, senin de 34 yaşında olduğunu biliyoruz ama sen bu konuda neler söylemek istersin?
Şu anda milli takımların kalecilerinin yaş ortalaması 37-38… Bütün görüşlere saygım var. Enerjime, hırsıma, kendime güvenen bir sporcuyum ki, sorumluluk alarak böyle büyük bir camiaya geldim. Yaşımın 34 olmasının dezavantaj değil avantaj olduğunu düşünüyorum. Benim tecrübelerim var. Bu tecrübelerimi de Beşiktaş’ta kullanmak istiyorum. Oynamak istiyorum. Amacım düşündüğüm hizmet anlayışını burada devam ettirmek.
Beşiktaş’ta Milli Takım’da birlikte görev yaptığınız takım arkadaşların İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman, Gökhan Zan senin transferinden duydukları mutluluğu dile getirdiler. Beşiktaş’ta Milli Takım’ın defansı ile birlikte oynayacaksın. Bu konuda neler söylemek istersin?
Bizim için de, takım için de, Milli Takım için de avantajlı bir durum. Futbolcunun saha içindeki özelliklerini daha iyi anlarsınız, kulüp takımında daha iyi çözersiniz. Karakteristik özellikleri, yapısını daha iyi yorumlayabilirsiniz. Önünüzde oynayan arkadaşlarla Milli Takım’da oynarsanız Milli Takıma da çok büyük fayda olur ve böyle olacaktır. Futbol tarihinde kulüplerde yanyana oynayan oyuncuların, Milli Takımda da oynaması her zaman bir avantaj olmuştur.
Türk Sporu’nda sembol olmuş bir isimsin ve sahalarda her zaman farklı bir duruşun oldu; rakibe saygı duyan, tevazu sahibi, kazanmanın coşkusunu ölçülü yaşayan ve kaybetmeyi de bilen bir sporcu olarak tanıdık seni. Bu duruşunla ve tecrübelerinle Beşiktaş’taki genç futbolculara da örnek olacağını düşünüyoruz.
Tabii ki.. Beşiktaş’a gelirken sadece antrenmanları, maçları düşünerek gelmedim. Yılların vermiş olduğu birikimimi, tecrübemi aktarmak için geldim. Bunun için yapılması gerenleri de bilen bir insanım. Takımda zaten bütün arkadaşlarımı tanıyorum. Dolayısıyla bir zorlukla karşılaşmayacağımı, oyunculuğumun yanında bu özelliklerimle de katkı sağlayacağıma inanıyorum.
Sen, Hakan Arıkan ve Murat Şahin ile birlikte Beşiktaş kalesi, Türkiye’nin en sağlam kalesine sahip oldu. Hakan ve Murat için neler düşünüyorsun?
Murat’la uzun yıllar beraber çalıştım. Şartlar gereği yollarımız ayrılmıştı. Şimdi tekrar aynı hedefte buluşmamız beni mutlu etti. Murat tecrübeli bir kalecidir. Hakan henüz genç ve tecrübe sahibi değil ama gelecek vaad eden bir isim. İlk kez Brezilya maçında Milli oldu ve o maçta da çok başarılı bir performans sergiledi. Beşiktaş’ın kaleci açısından sadece bugün değil ilerki yıllarda da bir sorunu olmayacak diye düşünüyorum. Çünkü çok iyi kalecileri var.
Beşiktaş uzun yıllar sonra bir Türk kaleci ile çalışmaya karar verdi. Bu anlamda da Türk kalecilere destek oldu Beşiktaş. Bunu nasıl değerlendiriyorsun?
Ligde bütün takımların kalelerinde, Türk kalecilerin oynaması gerektiğini düşünüyorum. Bir dönem İtalya bunu yaptı, sadece İtalyanlar oynadı. İtalyanlar üst seviyede kaldı ve hala üst seviyedeler. İtalya’da 3-5 yılda bir çok iyi kaleci çıkar. Beşiktaş uzun yıllar sonra Türk kaleci ile çalışacak. Bunun avantajı çok, dezavantajı yok. Dünyanın en büyük takımlarının çoğunda, kendi ülkelerinin kalecileri var. Ben de Türk takımlarında, bizim kalecilerimizin olmasını isterim.
Beşiktaş dünyanın en büyük taraftarına sahip. Bu büyük taraftarın desteği ile sahaya çıkmanın, takım ve senin için bir avantaj olacağını düşünüyor musun?
Beşiktaş taraftarının büyüklüğü ve saha içindeki etkisini herkes biliyor. Rakip olarak geldiğinizde o destek ve coşkudan etkilenmiyorum diyen yalan söyler. Böyle bir taraftarın karşısında olmak yerine, o taraftarın sizin arkanızda olması motivasyon ve konsantrasyon olarak bizi üst seviyeye çıkartacak.
Son sözde, Beşiktaş Camiası’na, Beşiktaş taraftarına nasıl bir mesaj vermek istersin?
Beşiktaş gibi büyük bir camianın formasını taşımaktan gurur duyacağım ve şerefimle mücadele edeceğim. Başarılarıma yeni başarılar eklemek için geldim. Belki camianın bazı kesimleri tarafından hemen kabul görmeyeceğim. Ama ben hiçbir camiadan tepki görmemiş ender sporculardan biriyim. Enerjimle, hırsımla, azmimle, beni ben yapan özelliklerimle bu formayı taşımaya geldim. Beşiktaş camiasının bir ferdi olmak beni çok gururlandırıyor.
Teşekkür eder, başarılar dileriz.
Röportaj: Hüseyin Eroğul
Fotoğraflar: Kürşad Kaplan
