Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-07-2007, 20:18   #1
havali_cocuk
 
havali_cocuk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Post Siyah İnci Viyana'da

Yüzyıllardır keyifle yudumladığımız kahveye geçmişte “siyah inci” denmiştir.Peki,kahveyi ilk bulan doğulular olduğuna göre kahve nasıl Avrupalıyla tanıştı..Bu hafta Viyana’nın meşhur kafelerini gezerken biraz da kahvenin öyküsüne göz atalım dilerseniz..Rivayetler muhtelif ama kahveyi ilk bulan kişi bir Arap şeyhi..Şeyhin adı Ömer..

Keçi ve deve sürülerinin çobanları güttükleri hayvanların garip bir ağacın meyvelerini yedikten sonra fazla canlılık gösterdiklerini hatta keçilerin mehtapta raks ettiklerini görmüşler.Durumu Ömer’e anlatmışlar..Bu Arap şeyhi gösterilen ağacın meyvelerini kaynatarak içmiş ve kendisi de aynı canlılığı hissetmiş..Daha sonraki yıllarda Kanuni döneminde Türkiye’ye gelmiş kahve..Avrupa ile kahvenin tanışması Viyana kapılarına dayandığımız yıl..Kuşatma sırasında bizimkiler çok sevdikleri kahveyi yalnızca özel birliklere içirilmek üzere yanlarında götürmüşler..Viyana kuşatmasının başarısız olmasının ardından geri çekilen Türk birliklerinin konakladığı yerleri ele geçirmeye başlayan Avusturyalı askerler çuvallara doldurulmuş kahveleri bulmuşlar.

Ancak Viyanalılar kahve çekirdeklerini barut sanarak yakmaya çalışmışlar.Yine rivayete göre Arap bir arkadaşı olan Johann Kolshitzky,bu çuvallardaki çekirdeklerin kahve olduğunu Polonyalı King Sobiesky’e söylemiş ve Sobiesky ordusu bizimkileri Viyana dışına püskürtünce ilk kafenin de açılış hazırlıkları başlamış ..Tabii ilk patron Kolshitzky..Cafe Wienn.Yıl l684..Bu kafeyi açmadan ev ev satıyormuş kahveyi polonyalı subay..Bugün Türk kahvesini yudumlarken dinleyebiliyorsunuz kafelerin öyküsünü mini etekli garsondan..

O kadar çok kafe var ki Viyana’da..Sadece önemlilerinden söz edeceğim sizlere..1700 yıllarında 4 kafesi olan bu kentin her yıl sayısı artan kahveleri 1900 li yıllarda 600 e ulaşmış..Bugün sayamıyorsunuz bile..İlk zamanlarda sadece erkeklerin gittiği kafelere daha sonra bayanlar bölümü eklenmiş..Daha sonra da bunlar sadece kahvenin değil birbirinden nefis kek,pasta ve tatlılarında servis edildiği,sohbetlerin koyulaştığı kafelere dönmüş..Viyanalılar bu yerlere Kaffee-Konditorie diyorlar..

En güzel kafe ,meşhur İmperial Otel’in içindeki..Viyana’nın meşhur bulvarı Ringstrasse’de yer alan bu otelin zemin katındaki kafesinde kahvenin yanında bir çeşit tatlı- İmperial Torte
yi tatmanız gerek..Buranın meşhur bir de tostu var..İmperial Tost dana ve tavuk etleri ile ıspanak içeriyor..

Bir diğer kafe,Cafe Sacher..Dünyaca ünlü çikolata keki işte burada yeniyor,1832 den beri..Bu kafenin Opera Binasını gören güzel bir bahçesi var..İspanyol Binicilik Okulu ,Viyana’ya gelenlerin mutlaka gidip gördükleri bir yer..Burada atların ve binicilerin gösterileri kelimelerle anlatılacak gibi değil..İşte bu okulun hemen yanında,Viyana merkezinde bir başka Cafe daha..Cafe Central..Burası yıllardır edebiyat ve siyaset dünyasının ünlülerinin buluşma yeri olmuş..Hatta Lenin,devrim öncesi birçok kez arkadaşlarıyla burada bir araya gelmiş..Bugün sadece bir kafe olarak değil,tipik Viyana şnitzel’ini de tadabileceğiniz bir restoran olarak hizmet veriyor Cafe Central..

Cafe Hawelka..Daracık Dorotheergasse sokağında yer alıyor.İkinci Dünya Savaşı sırasında yazar Hans Wiegel’in adeta ikinci evi olmuş bir cafe..Hawelka duvarlarında Avusturyalı meşhur ressamların eserleri kafeyi adeta bir müze haline getirmiş..Yer bulma sorununuz olabilir,çünkü günün her saati çok kalabalık bu kafe..

Viyana’ya gelipte klasik müzik konserine gitmemek olmaz tabii.Konserler ya Konzerthaaus da ya da Musikverein’de..Bilet elimizde konser saatini beklerken, yine bir kahve yudumlamak ne güzel olur değil mi? O zaman Cafe Schwarzenberg’e gideceğiz.1861 den beri hizmet veren bu kafede kahveyi yudumlarken hemen hemen tüm gazetelere de göz atmak mümkün.Spesiyal bir kahve isterseniz,Kaisermelange ısmarlayın burada..

Şehir merkezinde dolaşırken yorulduğumuzda soluklanacağımız kafeler de var..Cafe Brückel ve Cafe Schottering sadece ikisi..Kahve yudumlarken müzik de dinleyelim derseniz ,Cafe Gloritte’yi öneririm.Buradan tüm şehiri kuşbakışı görmekte mümkün..Aman fotoğraf makinenizi unutmayın..
__________________

Etikete Gerek Yok EskiLer Bizi Tanır .!
havali_cocuk Ofline   Alıntı ile Cevapla