| 
 Ögrenmek için zaman gerekir... Sabir gerekir... Ustalari izlemek gerekir.Dünya hizlandikça zaman kisalabilir, ama ögrenmenin esasi degismez.
 Çin'de ve Hint diyarlarinda yüzyillardir anlatilan bu hikâyede de konu,
 ögrenmenin degismeyen esasidir...
 
 Genç bir adam, degerli taslara ilgi duydugundan bu isi yapmaya karar vermis...
 "Bu meslegi yapacaksam, iyi bir mücevher ustasi olmaliyim" diye düsünmüs, ve
 ülkedeki en iyi mücevher ustasini aramaya baslamis. Sonunda bulmus da. Yanina
 varmis, ve bir süre bekledikten sonra usta tarafindan kabul edilmis.
 -Anlat, demis usta. Dinliyorum...
 Genç adam anlatmaya baslamis; taslara ilgi duydugunu, ve iyi bir mücevher ustasi
 olmaya karar verdigini heyecanla anlatmis. Yasli usta sesini çikarmadan genç
 adami dinlemis. Sözleri bitince de ona bir tas uzatip;
 -Bu bir yesim tasidir, dedikten sonra genç adamin avucuna tasi birakmis ve
 avucunu kapatmis.
 -Avucunu aynen böyle kapali tut, ve bir yil boyunca hiç açma. Bir yil sonra
 tekrar gel, demis. Saskin saskin suratina bakan genç adama;
 -Haydi simdi güle güle, diyerek oturdugu yerden kalkmis ve odadan çikmis.
 Genç adam evine dönmüs. Kendisini merakla bekleyen annesiyle babasina neler
 oldugunu anlatmis. Anlattikça da kendisine çok anlamsiz gelen bu hareketi ve
 soguk konusmasi nedeniyle kizdigi ustaya olan öfkesi artiyormus. Günler geçmeye
 baslamis. Genç adam sürekli söyleniyor, ama avucunu hiç açmiyormus.
 "Nasil böyle budalaca bir sey yapmami ister. Bir de ülkenin en iyi mücevher
 ustasi olacak... Bu saçmaliga bir yil boyunca nasil katlanacagim, böyle bir
 eziyetle nasil yasarim. Bu ne biçim ustalik... Ustalik kaprisi yapacaksa, bari
 basindan yapmasaydi..."
 Devamli söyleniyor, her önüne gelene ustadan yakiniyor, ama avucunu hiç
 açmiyormus. Avucu kapali uyuyor, bütün islerini diger eliyle yapiyormus. Ve bu
 duruma da giderek alismaya, diger elini çok rahat kullanmaya baslamis.
 Yattiginda da, yanlislikla avucu açilip tas düsmesin diye hep yari uyanik
 uyuyormus. Böylece bir yil geçmis. Her günü zorluklarla dolu, her gecesi de
 yarim uykuyla yasanmis bir yil tamamlanmis.
 Ve o gün gelmis...
 Genç adam tam bir yil sonra, büyük ustanin karsisina çikmis. Usta, bir süre
 beklettikten sonra yanina gelince, genç adam ne kadar saçma bulursa bulsun, bu
 sinavi basariyla tamamlamis olmanin verdigi gururla elini uzatip avucunu açmis
 ve:
 -İste tasiniz, demis. Bir yil boyunca avucumda tasidim, simdi ne yapacagim?..
 Yasli usta sakin bir sesle cevap vermis:
 -Simdi sana bir tas daha verecegim, ve sen onu da ayni sekilde bir yil boyunca
 avucunda tasiyacaksin...
 Bu söz üzerine genç adam bütün sükunetini kaybetmis, bagirip çagirmaya baslamis.
 Yasli ustayi bunaklikla, delilikle suçlamis... Mücevher ustaligini ögrenmek için
 gelen genç bir insana böyle eziyet ettigi için, hasta oldugunu bagira çagira
 söylemis...
 Genç adam böyle bagirip çagirirken, yasli usta, ona hissettirmeden bir tasi
 avucuna sikistirmis.
 Öfkeden yüzü kipkirmizi olan genç adam, bir yandan bagirip çagirirken avucundaki
 tasi hissedivermis. Durmus... Tasi söyle biraz daha sikmis... Sonra heyecanla
 söyle demis:
 -Bu tas...
 BU TAS YESİM TASI DEGİL Kİ USTA!..
 ..ve final
 Masal bu kadardi...
 Anladik degil mi her birimiz;
 Tasin degerinden önemlidir, dokundugumuzu hissedebiliyor olmak...
 Ve hatirladik degil mi her birimiz; avuçlarimizda degerli taslar oldugunu...
 Aman!.. Sakin açmayin, süreler dolmadan...
 Benim de açmadigimi biliyorsunuz;
 "Düsmeyeseniz diye" avuçlarimdan!..
 
				__________________gücüne güc katmaya geldik formanda ter olmaya geldik BEŞİKTAŞ seninle ölmeye geldik....
 |