[Pritt]

'Gözle görülen bir gerçek var: Beşiktaş, üç günde iki maçı kaldıramıyor, taşıyamıyor...' Milliyet Gazetesi yazarı Atilla Gökçe'nin köşe yazısı:

Yorgun ve mutlu!

Gözle görülen bir gerçek var: Beşiktaş, üç günde iki maçı kaldıramıyor, taşıyamıyor. Kulüp yöneticileri Süper Kupa'nın yerini ve zamanını eleştirirken haklı olabilirler. Ama yine de her şeyin aylar öncesinden belli olduğu bir planlamada hem hazırlık maçlarını yeterince oynamamak, hem de fizik kaliteleri istenen düzeye getirememek bir teknik direktör hatasıdır.
Ertuğrul Sağlam'ı seviyoruz, takdir ediyoruz, destekliyoruz...
O da bu eleştirimizi kabul etsin...
Çoğunluğu kariyerinin başında masum gençlerden kurulu bu takım hem fizik, hem de mental olarak bir Şampiyonlar Ligi ön eleme rövanşının gerektirdiği etkinlik ve dinamizmi özellikle ilk yarıda gösteremedi.
Beşiktaş'ın her türlü beraberliği tur olarak cebine koyacağı, rakibin mutlak iki farklı galibiyet arayacağı maç, beklediğimiz gibi başlamadı. Sherrif takımının toplu halde golü arayan bir oyun felsefesi ile oynamalarını umuyordum, öyle olmadı. Beşiktaş zamanın çoğunu rakip yarı alanda, etkisiz ve cılız ataklarla geçirdi. Sherrif de kazandığı toplarla uzun paslar yaparak gol bölgesinde bekleyen adamlarıyla pusuya yattı. Bu oyun anlayışı da her iki takım adına yeterince gol pozisyonu üretmedi. Beşiktaş'ta İbrahim Kaş'ın kendi bölgesinden çıkarak kale ağzında yaptığı kafa vuruşu ile Arbanas'ın Hakan'ın ellerinde kalan vuruşu biraz heyecan yaşattı, o kadar!


Koray damga vuracak
Beşiktaş, ilk maçta da gördüğümüz gibi form düzeyi bakımından adeta ikiye ayrılmış: Yerliler (iyi) ve yabancılar (yetersiz)... Fizik yetersizlik de baştan söylediğimiz gibi takımın ortak sorunu... Bu durum, Delgado'nun kaybettiği toplarda, Bobo'nun şut cesaretsizliğinde ve Cisse'nin risk almayan ürkekliğinde göze batıyor. Tello durumu idare ediyor. Daha iyi olabilirler ama dün yetersizdiler.
Sherrif Mamah'ın kırmızı kartıyla 10 kişi kaldı. Beşiktaş'ın bu avantajdan devre sonuna kadar yararlanamadığını da ibretle gördük.
İkinci yarıda bekledikleri golleri buldular. İlk golde Koray'ın orta alandan adam eksilterek dikine hareketle Delgado'ya attığı topun önemi var. Pozisyon Koray'la başladı. Delgado'nun ofsayt tuzağına düşmeden kaleciyi de kandırarak Bobo'ya yaptığı asist güzeldi... Koray, olumlu ve kişilikli oyununu golle süsleyerek Beşiktaş'ın yeni sezonuna damga vuracağını gösterdi. İkinci golde de Tello asitsi yaptı. Yine de yabancılarla ilgili kanımız değişmedi. Henüz hazır değiller, özellikle Zürih maçlarında daha iyi olabilirler.
Bobo'nun çifte golünü Yıldırım Demirören hangi duygularla izledi acaba? Elbette sevinmiştir ama, genç Brezilyalı'nın yapacağı yıllık ücretiyle ilgili zam pazarlığında elini güçlendirmesi Başkan'ı oldukça zorlar!.
Şampiyonlar Ligi'nin ön elemesi, ortalama 14 milyon euroluk ilk kapının açılmasıyla sonuçlandı.
Şimdi son eleme için Zürih bekliyor...
Umalım ki Beşiktaş, ligle beraber motorlarını ısıtıp dün kazandığı yüksek moralle formunu da geliştirerek yüzümüzü ağartır.