[özgür_1903]

21 numaralı formasıyla; 'Pascal' Ffriend
Beşiktaş basketbolda engelleri birer aşıyor. Siyah-Beyazlı takımda tek hedef mutlu sonu ulaşmak.

Beşiktaşlılar basketbol maçlarına akın ediyor. Teknik kadro ve
basketbolcuların tümü bu başarıda büyük alkış alıyor. Ama biri var ki, o
tribünlerin sevgilisi... Onun ismi Kimani Ffriend. Kim bu Kimani Ffriend?
neden tribünler ona büyük sevgi gösterisinde bulunuyor?

Hani bazı sanatçılar vardır; sahnedeki güleryüzünü günlük yaşantısında
göremezsiniz. Hani bazı sporcular da mücadele ederken tribünlere yaydıkları pozitif enerjiyi saha dışında göstermezler. Kimani kesinlikle onlardan biri değil... Saha içinde nasılsa tribünde de öyle... Kimani ile keyifli bir sohbet yaptık. Röportajda dakikalar su gibi geçerken "Bu sevgi boşu boşuna gösterilmiyor" demekten kendimi alamadım

Engin Kehale: Öncelikle bize zaman ayırdığın için teşekkür ederiz? Kimani
Ffriend kimidir? Bize kendinden bahseder misin?

Kimani Ffriend: 28 yıl önce Jamaika'da doğdum. Kendi halinde biriyim.
Hayatım boyunca birilerine yardım etmek istiyorum. Ailem bana çok düşkündü.Annem, babam ve kardeşlerim, arkadaşlarımla sıcak bir ortamda büyüdüm. Basketbola da büyük sevgiyle bağlıyım. Chuck Kornegay'in kısa bir süre önce takımdan ayrılması üzerine Beşiktaş'a transfer oldum. Sezon başında Memphis Grizzlies kadrosunda yer aldım. Hazırlık maçlarında şans buldum. Avrupa kariyerimde ise Dinamo Moskova ve Reflex Belgrad gibi takımların formalarını giydim. Son olarak İsrail'in Hapoel Jarusalem takımının başarısı için mücadele ettim. Burada yaklaşık 15 say, 8 ribaunt ortalamaları tutturdum

E.K: Beşiktaş'tan teklif aldığında neler düşündün?

K.F: Beşiktaş'tan teklif aldığımda içimden bir ses hemen kabul etmemi
söyledi. Bu teklifi kabul ettiğim için çok mutluyum. Biliyorsunuz biz
sporcular sürekli başka yerlerde yaşarız. Çok yakın bir arkadaşım
İstanbul'un çok büyüleyici bir yer olduğunu söyledi. Bu büyüleyici şehirde
yaşamak istedim. İlk geldiğimde birkaç gün tedirginlik yaşadım ama 1 hafta sonra ortama alıştım.

E.K: Nasıl bir ortam bekliyordun? Nasıl buldun?

K.F: Avrupa'nın birçok takımında forma giydim. Bir takıma giderseniz o
takımda bir koç vardır, oyuncuların işi basketbol oynamaktır. Antrenmana
çıkarsınız, maçta ter dökersiniz, sadece bunları yaşarsınız. Beşiktaş'ta ise
bu böyle değil sadece. Bundan çok daha fazlası var. Takım olarak
arkadaşlığımız var. Türk misafirperverliğini görünce çok memnun oldum. Takım arkadaşlarım ortama alışmam için ellerinden geleni yaptılar. Murat didin çok iyi bir coach. Onun için çalışmanın sonu yok. Sabah akşam sadece kazanmayı düşünen bir insan o. Bizlere sadece coach değil. Bizim her şeyimizle ilgileniyor. Mesela Şenol Demirağ, Murat Didin'in yardımcısı Engin ve diğer tüm çalışanlar çok iyi organize olmuş durumda. Bize sadece mücadele etmek düşüyor. Tabii bütün bunlardan bahsettikten sonra yemeklerden bahsetmemek haksızlık olur. Böylesine lezzetli yemekleri yediğim için çok keyifliyim. Sadece zaman zaman İstanbul'u yeterince gezemediğimi düşünüyorum. Günde iki antreman yapıyoruz ve bunun bazen fazla geldiği oluyor.

E.K: Beşiktaş'ın şampiyonluk şansı nedir sence?

K.F: Doğrusunu söylemek gerekirse şampiyonluğun en büyük adayı biziz. Hepimiz şampiyonluğa inanıyoruz. Eğer bu sezon şampiyon olamazsak takım olarak yıkılırız. Biz Efes ve Ülker'i ikişer kez yenerek ne kadar iddialı
olduğumuzu gösterdik. Umarım bir aksilikle karşılaşmayız.

E.K: Efes Pilsen mücadelesinin 4. periyodunda Beşiktaşlı taraftarlar topun
rakipten çıktığı gerekçesiyle hakeme büyük tepki gösterirken sen el
işaretiyle kendini göstererek topun senden çıktığını belirtmiştin? Bu
davranışın hem taraftarlardan, hem basketbol camiasından büyük övgü topladı. Bize o anı anlatır mısın?

K.F: O pozisyonda top benden çıkmıştı. Tribünlerden hakeme büyük tepki
vardı. Ben sadece hakemin doğru bir karar verdiğini belirttim. Kazanırken
her şeyi yapmak doğru değil. Sonuna kadar mücadele etmeliyiz ama
dürüstlüğümüzden ödün vermemeliyiz. Kaybederken bile asaletli kaybetmemek çok önemlidir. Son oynadığımız Karşıyaka maçında da buna benzer bir olay oldu. Rakip oyunculardan biri zıplarken bana çarptı. Taraftarımız o oyuncuya tepki gösterirken ben oyuncuya sarıldım. Çünkü o hareketi kasıtlı yapmamıştı.

E.K: Sen kısa zamanda Beşiktaşlı taraftarların sevgilisi oldun. Bunu neye
bağlıyorsun?

K.F: Benim yapımda her zaman kazanmak vardır. Şurada seninle bile oynasam kaybetmek istemem. kazanmak veya kaybetmek her şeyin sonu değildir ama eğer insanlar beni seyretmek için bilet alıp maça geliyorsa ben de onlara en güzel şovumu sergilelemeliyim. Taraftar sahada mücadele etmemi istiyor. Beşiktaş taraftarı için iyi veya kötü basketbolcu olmam önemli değil. Onlar mücadele etmemizi istiyor. Bazı taraftarlar vardır sadece skora bakıp alkışlarlar. Ama Beşiktaşlılar öyle değil. İstersen yenil hatta fark ye önemli değil önemli olan sahaya yüreğini koymalısın. T

E.K: Pascal Nouma gibi yani?

K.F.: Nouma mı?

E.K.: Evet, Beşiktaş taraftarının senelerce sevgilisi olan bir isim. Gitmesine rağmen hala tarafarın kalbindeki yeri farklıdır.

K.F.:Maçtan sonra bazı arkadaşlarım böyle bir oyuncudan bahsetmişlerdi.

Tam bu sırada yanımızda olan Murat Didin Kimani'ye Pascal'ı anlatmaya başlıyor.

Murat Didin.: Kimani yıllar önce Beşiktaş'ta bir oyuncu vardı her topa atlar, tekmeye kafasını sorardı. İnanılmaz derecede mücadele ederdi. İşte bu yüzden seni ona benzetiyorlar.

E.K.: Peki Kimani, sana neler anlatıldı Pascal ile ilgili?

K.F: Bir Türk arkadaşım var, koyu Beşiktaşlı. O bana Pascal'ı anlattı. Pascalçin stadlar dolarmış. Takım mücadele etmese bile Pascal kalbiyle oynarmış. Aslında her şey kalpten istemekle olur. Beşiktaş futbol takımını Pascal Nouma varken izlemek isterdim. Ben de basketbol takımının Pascal'ıyım. Ben de yüreğimle mücadele ediyorum. Buradan sizin aracılığınızla taraftardan bir isteğim olacak. Beni lütfen 'Pascal Ffriend' veya 'Pascal Kimani' diye çağırsınlar.

E.K: Anladığım kadarıyla taraftarla çok iyi bütünleşmişsin.

K.F: Onlarla aramızda inanılmaz bir bağ oluştu. Böylesine taraftar
kitlesiyle karşılaştığım için çok mutluyum. Beşiktaş taraftarı gibi taraftar
görmedim. Onların varlığı bize yetiyor. Onlar bundan sonraki maçlarda da
bize destek olurlarsa şampiyonluk kupasını kaldırırız. Umarım sezon sonunda bu mutluluğu hep birlikte yaşarız.

E.K.: Son bir soru sormak istiyorum, herkes merak ediyor, soyadın niye Ffriend? İngilizce'deki arkadaş anlamına gelen Friend tek F ile yazılıyor çünkü.

K.F.: Açıkçası bunu ben de bilmiyorum. Annemler öyle koymuş. Onlara niye böyle koyduklarını sormak hiç aklıma gelmedi açıkçası.

Röportajın sonunda taraftarlara Kimani ile anlaşıp bir sürpriz yapmaya karar veriyoruz. Amacımız hem taraftarlar için nostalji olması, hem de Kimani'nin içindeki ruhu Siyah-beyaz renklere gönül verenlere daha iyi anlatmak. Murat Didin formanın ona çok küçük geldiğini söylese de Ffriend aldırmadan alıyor formayı, geçiriyor üzerine. İşte karşınızda 21 numara, Pascaaaaaal Ffrieeeeeeeend.