[bjk_bjk]

Olmuyor Fatih Hocam
Lütfen gereğini yap!
09.09.2007 Malta’yı da yenemedik, üst üste 5. maçta da galibiyet yüzü göremedik. Kulüp takımı olsa keyfiniz bilir diyeceğim ama bu Milli Takım, 70 milyonu üzmeye hakkınız yok!
Olmuyorsa gereğini yapın;
Ya kadroyu değiştirin ya çekip gidin!
Lafla, ahbap çavuş ilişkisiyle, M.Ö’nin isim ve kafasıyla bu işler yürümüyor!
Nerede benim eski Fatihim! Futbolda ‘Terimizm’ yaratan UEFAlı Fatihim…
Bugünkü Fatih;
Masal masal matitas!

Yine kendimizi kandırdık!
Yine grubun en zayıf takımı Malta’yı yenemedik ve hala ümidimiz var diyoruz.
Neden?
Çarşamba günü Macaristan maçı var da ondan.
Köprü geçerken at değiştirilmez deyip, bunu da sineye çekeceğiz. Safız ya…
Vatanımızı seviyoruz ya… Vatan haini olmayacağız ya!
Çıldıracağım…
Bu kandırmaca bitmeyecek!

Bu bizim evladımız…
Rekor kıracak…
Yurt dışındaki lejyonerlerimiz…
Milanlı Hocamız…
Vatan millet, Sakarya, diye diye dünyaya rezil oluyoruz.

Milli Takım sanki rehabilitasyon merkezi,
Milli Takım sanki imarethane,
Milli Takım sanki düşkünler evi…

Bu kafayla ol-maz!
Böyle futbol oynanmaz!
Malta’yı yenemeyen 2008’e gidemez!
Bunları söylemekten, kandilimde yağ, dilimde tüy bitti!
Ama ne çare, imam bildiğini okuyor, götü boklu Malta neredeyse bizi yenecek!
Uyan ey millet!
Daha dün, olacakları bu sütunlarda yazdım.
Artık isyanlardayım…
14 puanda kaldık. Şimdi Yunan’a da Norveç’e de beraberlik yetecek!
Biz de yine ‘bu çocuklarla tarih yazdık’ deyip geçmişle övüneceğiz!
Neden?
Çünkü yeni bir takım ve yeni bir düşünce yaratamadık.
Yıllar yılı karşısında tek puan dahi kaybetmediğimiz Malta bizden daha zeki çıktı, futbolunda devrim yaptı. Biz hala eskilerde kaldık, değişen futbolun farkına varamadık!
Aşkın gözü kördür!
Bu milletin başına ne geliyorsa ‘aşk’ yüzünden geliyor!
Hakan’ı, Tuncay’ı, Emre’yi, Fatih Terim’i aşkla seviyoruz ama ‘aşkın gözü kördür’ lafını unutuyoruz.
Evet aşkın gözü kör ve biz gerçekleri görmüyoruz!
Oysa bize yeni aşklar lazım.
Heyecan lazım.
Değişim lazım.
İstifa da bir erdemdir
Her seferinde ‘oğlum Osman hadi sus, antipatik oluyorsun!’ diyorum ama beş maç üst üste galibiyet yüzü görmeyince, Bosna’ya, Malta’ya 6 puanın 5’ini kaptırınca dayanamıyorum.
Terim çıkmış hala ‘kabahat benim’ diyor!
Kabahat 70 milyonun ki 2002’den beri bu martavalları yiyor!
Elin oğlu Malta 400 bin kişi, Türkiye 70 milyon!

Ama hala alternatifi yok deyip aynı isimlerde ısrar ediyoruz!
Yeni bir 11 bulamıyor, inatla zaman kaybediyoruz.
Kanıma dokunuyor böyle yaşamak!

İstifa da, görevden affını istemek de bir erdemdir.
Ama nerdeee…
Başarısız olanlar ‘beceremedik bize müsaade’ demiyor.
Demiyorlar çünkü öyle bir toplum olduk ki herkes sahibinin sesi. Gerçekleri söyledin mi ‘günah keçisi’ sen oluyorsun!
‘Dokunulmazlığı olanlara’ biad etmezsen teşiklat seni yutuyor.
Batsın bu dünya!
Ben Milli Takımımla gurur duymak istiyorum.
Tıpkı 50 sene sonra Terim’le 1996’da İngiltere’de gurur duyduğum gibi…
Tıpkı 4 yıl üst üste Terim’le yurt içindeki şampiyonluklarda,
Tıpkı Kopenhag’da Terim’le UEFA Kupası’nı kaldırdığımızda duyduğumuz gurur gibi…
Ancak o zamanki Fatih’le bu günkü Terim arasında fark var.
Ben eski İmparatorumu istiyorum.
Bana Fatihimi geri verin!
Yoksa gerçek başka mı?
Terim’in başarılı olduğu yıllarda;
Futbol Federasyonu’nda Başkan Şenes Erzik’ti…
Galatasaray’da da Başkan Faruk Süren’di…
Yoksa keramet onlarda mıydı?
O zaman Hakan da 27’sindeydi…
Şövalyeliğin de bir raconu var (II)
Terim’in kadrosu yine kayırmacalı!
Emre ve Tuncay takımda olmamalıydı.
İkisi de İngiltere’de takımlarında başarısızlar hatta oynamıyorlar. Terim’in bu ‘oynamasalar da ben oynatırım’ tavrını yadırgıyorum.
Nerede Nuri Şahin nerede Mehmet Topuz?
Bir tane kombine atak olmaz mı?

Terim üç oyuncu değiştirdi takımın çivisi çıktı! Aslında Ayhan ve Gökdeniz sahaya çıkan kadroda olmalıydı. Değişiklikler boşuna yapıldı.
Kim iyi kim kötü zaten biliniyor sadece Terim bunları görmüyor. Ya da görmek istemiyor çünkü onun olmazsa olmaz prensleri var.
Nerede Nihat Kahveci?
Takım gol yollarında kıvranıyor, Terim Deniz’i oyuna sokuyor!
Neden defans elemanları görev alanını bırakıp gol atmaya gidiyor,
Neden Ayhan en geride kalıyor, Deniz sol beke geçiyor, Gökdeniz sağa kaydırılıyor,
Hakan’la Halil zaten çifte forvet, kim çalışacak orta alanda?
Herkesin yeri değişiyor.
Düzen oyun içinde değişti mi uygulama da zor oluyor.
Karman çorman futbolu, anlamak mümkün değil.
Yenilmediysek şükür
Sabri Galatasaray’da yokluktan sağ bek oynar ama 70 milyon içinden başka sağ bek yok mu?
Neden Hamit sağ geride değil de ortada…
Neden Beşiktaş’ın sağlam adamları Serdarlar yok?
Serdar Kurtuluş kadroda dahi yok!
Goller hiç oynatılmayan Halil ve hata yapıyor denen Servet’ten…
Ayhan da oyuna girmese ilk gol de gelmeyecek. O ne müthiş pastı İbrahim Üzülmez’e…
İlk çeyrekte rakip daha etkin, ama maçı anlatanlar top bizim ayağımıza geldi mi yırtınıyor! Sanırsınız Malta’yı limon gibi sıkıyoruz. Sonuç 2-2
Dakika 25 Fatih Terim kenardan durmadan bir şeyler söylüyor…
Çok kötüyüz, rakip Malta kalemizde fink atıyor! Hayret ki ne hayret!
Yenilmediysek şükür!
Tuncay’ın mavi pabuçları
Malta üçüncü kornerini 39’da attığında dünya sonu bir gol yiyoruz! Defans oyuncusu Brian Said bom boş, önce göğsüyle indiriyor sonra çakıyor gol... Amatör takım böyle gol yemez!
Geri düşünce aklımız başımıza geliyor ve rakibin üzerine çullanıyoruz. 44’de Halil çakıyor üst direkten dönen top yerdeki kaleciye çarpıp gol oluyor. Tesadüf!
Mavi pabuçlu Tuncay var ama yok!
Soyunma odasına yenik gitmiyoruz ama futbolumuz SOS veriyor!

İkinci devre başlarken hakem, kararına sinirlenen Terim’e ihtarda bulunuyor, demek sinirler gergin. Rakip de İtalya değil Malta!
55’de Gökdeniz giriyor sağbek Sabri çıkıyor.
Dakika 65 üç oyuncu değiştirme hakkımız bitti…
Takım içinde yer değiştirmekten de taktik anlayış bitti. Oyun curcuna! Bir gol daha yedik. Oynamasın denen Servet rakip 18’de faul yapınca Malta topu çabuk kullandı ve göstere göstere golü yedik. Bir dakika sonra yine Servet’le cevap verdik.
Nerede forvetlerimiz?
Nerede rekorcu?

Malta devamlı kalemizde.
Gol üstüne gol kaçırıyorlar…
Biz de yükleniyoruz ama futbol yok.
Nereye gitti bu meret!
Yensek ne olacak?

Çok üzgünüm.
2008’e gidersek adağım var.