Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-10-2007, 08:38   #1
asiruh1903
 
asiruh1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Çözülmeyelim,Üzülmeyelim,Sabredelim

Suçlu Kim?

Mücadele etmekten aciz ya da bir derbi maçının olmazsa olmazlarından olan “tıkandığın yerde kendi inisiyatifini ortaya koyma” halini yansıtamayan, savaşcı ruhunu sahaya yansıtamayan ayaklar mı?

Sahaya sürdüğü takım dizilişi ve futbolcu seçimi ile boynuna ilmiği geçiren ve bunun farkında olmayan teknik adamımız hocamız Ertuğrul sağlam mı?

Hakemi saymıyorum çünkü zaten o başlı başına bir engel zaten her maçımızda.

Yok sa maç sabahı aldığı doğru bir karar ile 2 as oyuncusunu kadro dışarı bırakarak açıklayacağı kadroya; “ bakın sizlerin onlardan farkı yok babamın oğlunu tanımam ona göre siz de ayağınızı denk alın ve çıkın hak ettiğiniz şansı sahada kullanın ve mücadele edin” diyerek neredeyse Beşiktaş karşısına disiplinli bir topluluk çıkartarak Beşiktaş kanadında soru işaretleri ile kafa karıştıran Tilki hoca Feldkamp mı?

Hoş Gs li futbolcular çok da insan üstü bir mücadele ortaya koymadılar ama yine de sırat köprüsünden geçtiklerinin bilincinde bir anlayışla sahaya mücadele ettiler. Hele bir de karşılarında pençelerini saklayarak oynayan bir Kartal olunca işleri daha da kolaylaştı.

Bence;

Ertuğrul Hocanın sendelemesinde ki en büyük etken Ankaraspor maçının hemen ardından Başkan Demirören'in teknik kadro için söylediği ağır sözlerdi.

Yeniden hatırlayalım ne demişti Demirören;

''Her iki takım da kötü bir futbol sergiledi. Biz, böyle bir futbol oynamamalıyız. Avrupa Şampiyonlar Ligi veya benzeri hiçbir bahane bunu örtemez. Hocamızla ve futbolcularımızla görüşerek bu durumu çözeceğiz''

Şimdi geriye dönüp bu sözlerin muhatapı olan hocamızın yerine kendimizi koyarsak ne yapardık, ve o sözlerden sonra nasıl davranırdık. Tabi herkes kendinden sorumlu ama sanırım taze ve tecrübesiz hocamız Başkan'ın açıklamalarından "korkmuş!.." Öncelikle takım yönetmek tecrübe ister ama bu tür diyaloglarda da dik durmak ayrı bir tecrübe ister.

Haa bu sözlerin muhatabı bir Lucescu olsaydı durum değişirmiydi? Evet değişirdi. Bana göre Lucescu hiç bundan etkilenmez ve bildiğini okuyarak Marsilya deplasmanına çıkaracağı takıma" Korkmadığını" hissettirirdi.

Bu korkaklık hali taki bugüne kadar devam etti maalesef. Dün de yazdım; tamam hocayı öyle kabul edelim. Ama derbilerin olmazsa olmazlarından olan futbolcuların maç içinde oyun tıkandığında isiniyatifi ele alarak açık kapı bulma halleri bile yoktu. Eğer bir bozukluk varsa bu durum tüm takıma sirayet ediyor. Öyle de oldu zaten!...

Tüm bunları şimdi bir kenara bırakalım; "Çözülmeyelim, Üzülmeyelim, Sabredelim"

Empati;

Şimdi kendinizi Ertuğrul Sağlam’ın yerine koyun. Eminim kendisi bu gece en çok üzülenlerin başında geliyordur. Ama bu “çap” meselesi, vizyon meselesi. Hata tabiî ki yapacaktır, yaptı da!. Ama olan oldu, geçen geçti. Taraftar ve camia olarak kahrolduk, üzüldük ve bu mağlubiyeti yediremedik. Bundan sonrasına bakacağız arkadaşlar. Buna mecburuz!...

Geçen sene Tigana’nın başına gelenler aynen bu sene hocamızda devam etmekte maalesef. Ertuğrul Hoca’ya her ne kadar fazla güvenemesem de ona destek vermekten başka çarem yok. Biliyorum ki ellerini oğuşturarak ve ağızlarından salyalar akarak bekleyen kasıtlı medya lejyonerleri istim üzerinde saldırmayı bekliyorlar. Baştan Hocamıza olan “mecbur ivmeli” güvenimizi ortaya koyduysak bundan sonrada her ne olursa olsun devam ettirmeliyiz. İnanıyorum ki bizden çok onun bize ihtiyacı var. Hele ki hocamıza olan güvensizliğimizi yansıtırsak bunun futbolcular üzerinde yaratacağı güvensizlik ortamı bizi daha da kaosa sürükleyecektir.

Devam be Kartal yürekliler, devam “İnadına desteğe”

Futbolculara;

“Ben bu Beşiktaş’ın hakemi, federasyonu, masa başı işleri, medyayı ve rakibi yendiğini gördüm”. Süleyman Seba

Şu ders niteliğindeki sözleri her maç öncesi aklınıza getirerek sahaya çıkın lütfen!...

Yönetime;

Valla ister masaya vurun, ister tahtaya “şeytan kulağına kurşun” diyin ister alacaklarınızı kurtarmaya çalışın ama lütfen Beşiktaş büyüklüğüne ve ismine “Yakışın be kardeşim, Yakışın!....”

He masaya vuracak yumruk yok bizde derseniz alın size avatarımda güçlü bir yumruk; Bruce Lee’den !...

Allahım yaa, gülermisin, ağlarmısın!......(Durumundayım)

Son söz Forum ağabeylerine, kardeşlerine,üyelerine;

Bizim bizden başka dostumuz maalesef yok işte. El arıyorsak bizim elimiz, yürek arıyorsak bizim yüreğimiz verilecekse eğer sadece bizim desteğimiz var.

Birileri hocaya "Korkaklığın ve çekinmenin" bizim kitabımızda yazmadığını anlatması lazım. O işi yapacak olan da ne yazık ki tribünlerde yer alan biz taraftarlarız.

Söyleyecek, isyan edecek o kadar dinamik var ki. Say say bitmez. Ama bizler deyim yerindeyse "inisiye" oluyoruz. Edinmişiz bir Çilehane çileyi çek babam çek. Elbette bir son olacak ama şu an o "son" u yaşayacak ne güç var tribünlerde ne de hareket.

Elbet bir gün ama o güne kadar başka çare yokk. Bize düşeni değil bize yakışan ancak bu durumda "destek süreci" dir.

Çünkü meşalelerle ve Gündoğdu ile akaretlerde kulübe yürüyecek gücü bulana kadar buna mecburuz.

Çok sıradışı bir teklif olacak ama Porto maçında yapılacak tek bir şey var. BU tavır hem Ertuğrul hocaya hem de anlayacak olan futbolculara bir işaret olarak verilebilir;

Nasıl organize olunur bilemiyorum;

Tribündeki bütün taraftarların yüzünde birer Pascal Nouma maskesi!...

Anlayana gidecek tarzda, sessiz ama etkileyici bir tepki!......

“Asl olan hayattır, Hayat’ta Beşiktaş”

İnadına Destek, anasını satayım…..

.
asiruh1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla