Çarşı basketbola karşı!
Al sana kaliteli kadro! (Geçen sezonla alakası olmayan bir oyuncu kalitesi var) Al sana başarılı sonuçlar! (Madem sonuca endeksli bir spor sevgimiz var o zaman ligdeki yükseliş trendi ve ULEB Cup'daki iyi başlangıç yetmiyor mu?) Peki daha ne yapmak lazım o küçük ama şirin salonu doldurmak için? Kimse iş günü, uzaklık vs.. gibi bahaneler üretmesin. O salonun hafta içi dolduğu günleri de gördük. Ayrıca sadece salonun civar semtlerinde oturan Beşiktaşlılar bile o salonu yeterince doldururdu. Uzaktakiler de hafta sonunda oynanacak Efes Pilsen maçını beklerdi.
Maça bakacak olursak, geçen sezon çok da fazla olmayan gücünü önemli ölçüde yitiren Köln ekibi karşısında zaten maçın mutlak favorisiydik ve bu üstünlüğü maç boyu sürdürdük. Coach Ergin Ataman'ın oturttuğu agresif savunmada her oyuncu aynı derecede efor sarfediyor ve aynı şekilde hücumda
da herkes aktif olmaya çalışıyor. Bu yüzden her maç farklı oyuncu ya da oyuncuların yıldız olduğu görülebiliyor.
Kaya'nın artık adaptasyon sürecini atlatmış olması ve özellikle hücumda Nicevic ile çok iyi bir ikili oluşturması siyah beyazlıların ribauntlardaki zaafını nisbeten daha az hissettiriyor. Nicevic'in giderek alternatifsiz bir oyuncu halini alması ilerleyen haftalarda problem yaratabilir. İki sezon önce Michael Wright'ın yaptığı katkının bir benzerini Hırvat pivot şu ana kadar yapmayı başardı.
Maç sonu ise "Avrupa şampiyonu" etiketli coach Ergin Ataman'ın boş tribünler önünde oynamaktan duyduğu üzüntüyü sözlerine yansıtması dilerim en az bin civarı Beşiktaş taraftarını da üzmüştür ve bir sonraki maç için maça gelmek için heves uyandırmıştır. Basketbol takımının deplasmanda sekiz sayı farkla ULEB Kupası ilk maçını kazandığı gün İngiltere'de sekiz fark yiyen futbol takımı için aynı hafta "yağmura rağmen" İnönü'yü dolduruyorsanız, basketbol takımı da taraftar önünde oynayabilmek için benzer bir hezimeti mi yaşatmalı?
__________________ |