Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14-11-2007, 21:55   #15
asparagas
 
asparagas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mustafa Doğan Şözleşmesini tek taraflı fesh etti

Click the image to open in full size.
'Helalleşmek isterdim !'
Beşiktaş'la yollarını sessiz sedasız ayıran Mustafa Doğan, çok özel açıklamalar yaptı.
14 Kasım 2007 17:24
Beşiktaş'ın sezon başında kendisine kulüp bulmasını istediği ve bu karar sonrası PAF takımıyla antrenmanlara çıkmasını istediği tecrübeli futbolcu Mustafa Doğan siyah-beyazlı kulüple olan sözleşmesini tek taraflı olarak feshettikten sonra ilk kez konuştu.

Mustafa Doğan önemli açıklamalar yaparken "Helalleşmek isterdim" sözü dikkat çekti. Beşiktaş’ta üç yılda, Del Bosque’den Tigana’ya, Rıza Çalımbay’dan Ertuğrul Sağlam’a kadar dört hocayla çalışan Mustafa Doğan taraftardan kendisine çok destek geldiğini de belirtti.

Sevgili Mustafa Doğan Beşiktaş ile resmi yollardan ayrıldın. Öncelikle senin için hayırlı olsun. İlk düşüncelerini alabilir miyim?

İki taraf için de hayırlı olsun. İyi kötü dönemler yaşadık ve kesinlikle kimseye bir kırgınlığım yok.

Yaptığın açıklamada, Beşiktaş'ın bazı taahütleri yerine getirmediğini ve sözleşmeni fesh ettiğini ifade ettin. Bu konuyla ilgili bir takibin olacak mı?

Tekrar söylüyorum iki taraf için de hayırlı olsun. Beşiktaş’ta 3 senem geçti. Ama ben daha önce de belirtmiştim, ben nasıl sözleşmemin şartlarını yerine getiriyorsam, kulübümün de şartları yerine getirmesi gerekiyordu. Beşiktaş şartları yerine getirmeyince, ödemelerde problem olduğu için bana da sözleşmemi tek taraflı fesh etme şansı doğdu. Dosya şu anda Türkiye Futbol Federasyonu’nda ve oradan çıkacak kararı bekliyoruz.

Mustafa geride kalan üç yılı kısaca bir özetlemeni istesem, ne derdin, iyi miydi, kötü müydü?

3 yıl boyunca güzel günlerimiz de oldu, üzüldüklerimiz de oldu. Baktığında üç kupa kazandık. Benim açımdan problemli geçmediğini düşünüyorum. Arkadaşlarım olsun, hocalarımla olsun, yöneticilerimle olsun diyaloglarımız gayet iyiydi. Profesyonellikte olan şeyler, benimle çalışmak istemediklerine sezon başında söylediler. Ben de bunu olgunlukla karşıladım ama dediğim gibi ben nasıl bazı şeyleri yerine getiriyorsam onların da aynısını yapması lazım. Bu durumda da karar verecek olan taraf Türkiye Futbol Federasyonu’dur.

Mustafa kariyerinin devamı hakkında neler düşünüyorsun? Almanya yeniden olabilir mi?

Şimdi ben tabii ki spora ve çalışmalarıma devam ediyorum. Zaten birden kopmamız da mümkün değil. Özellikle yurt içinde arayan soran, bizde oynamayı düşünür müsün diye yapılan yoklamalar var.

Süper Lig takımlarından bahsediyorsun değil mi?

Evet Süper Lig takımlarından bahsediyorum. Ama şu anda verilmiş bir karar yok. Ben bu kararı alırken ailemi de düşünmek zorundayım. En sağlıklı kararı vermek istiyorum ve bunun için de daha zamanın olduğunu düşünüyorum. Yurt dışı için en azından 2 yılı düşünüyorum, bir yıl için yurt dışına çıkmam. Sezon başında İspanya’da Levante vardı ama bir yıllık sözleşmeleri istemiyorum. Dediğim gibi kimseye bir kırgınlığım yok ve moralim de çok iyi. Aileme de daha çok zaman ayırdığım için çok mutluyum. Sporumu da yapıyorum.

Mustafa sen uzun yıllar Fenerbahçe’de oynadın. Sonra Almanya dönemi oldu ve ardından da Beşiktaş’a geldin. Bir dönem herşey yolunda gibi gözüktü ama sonra da seninle çalışmak istemediler. Bir büyükten bir diğerine geldiğinde, taraftar ya da yönetimsel olarak alışma sorunu ya da kabullenememe durumu yaşadın mı?

Şimdi şu bir gerçek; benim adım Fenerbahçe ile özdeşleşmiş. 7 sene orada oynadım. Dolaylı yoldan, Almanya üzerinden gelmiş olsam da, camiada bazı çevrelerde, "Fenerbahçeli" gibi yaklaşımlar oldu. Kabullenememe durumları oldu, ben de bu zorlukları yaşadım. Ama onlar için savaştıklarını gördükleri zaman da, özellikle taraftarlarımız bana çok büyük destek verdiler. Onların hakkını da yiyemem. Başlarda zorluklar oldu, kabullenme dönemi ama sonradan bunları aştık. Zaten sözleşmeni imzaladıktan sonra bütün kalbinle o takıma bağlanıyorsun ve zamanla bu durum kabulleniliyor.

Sence profesyonellikte bu tip sorunlar yaşanmalı mı? Sizler profesyonelsiniz ve imzanı attıktan sonra da o takım için mücadele edeceksin.

Zaten eğer bu mantık ters olursa, bütün futbolcular oynadığı kulüpte kalır ve futbol hayatı da bu şekilde biter. Bu mümkün değil, günümüz futbolunda hiç mümkün değil. Tabii ki taraftar için, özdeşleşmiş futbolcuları başka bir formada kolay değil ama şu da bir gerçek bu bizim ekmek paramız. Bu işten para kazanıyoruz. İstanbul’da üç büyük kulüp var ve bunlardan birinde oynuyorsanız başarılısınız. Ben Beşiktaş’a direkt Fenerbahçe’den gelmedim, Köln’den geldim. Ama uzun yıllar bir takımın formasını giydikten sonra, diğer camialar sizi kabullenmekte zorluk yaşıyor. Ama oynadığınız futbolda canla başla mücadele ediyorsanız, taraftar da sizi seviyor. Hatta sokakta yürürken de taraftar benimle konuşuyor ve verilen kararı yadırgadıklarını ve beni sevdiklerini söylüyor.

Mustafa, Köln’de yakından tanıdığın isimler var; hem çalıştırıcı hem de futbolcular arasında. Senin için yeniden Köln dönemi başlayabilir mi?

Yok hayır. Ben bir futbolcunun bir kulüpten çıktıktan sonra tekrar aynı takıma döndüğünde o havayı yakalamayacağını düşünüyorum. Ayrıca benim dönemimde Köln Bundesliga takımıydı ve şimdi ikinci ligde. Ben bir ikinci lig takımında oynamayı düşünmüyorum.

Mustafa sen iyisiyle kötüsüyle siyah-beyazlı kulüpte üç yılı geride bıraktın. Kupalar da kazandınız ama son dönemde Beşiktaş çalkantılı bir dönemden geçiyor. Senin yaşanan sorunlar hakkında bir fikrin varsa alabilir miyim?

Ayrıldığım takım hakkında konuşmak benim karakterime yakışmaz. Dediğim gibi, zaten herkes herşeyin farkında. Ben iyisiyle kötüsüyle oradaki dönemimi bitirdim. Gönül isterdi ki helalleşerek ayrılalım. En azından araya Futbol Federasyonu girmeden çözelim. Ben onlara kendi açımdan olumlu yaklaştığımı düşünüyorum, ben onlara bir teklif yaptım ve teklife olumsuz bir cevap aldım. Son olarak da başka bir seçeneğim yoktu. Ama dediğim gibi ben burada, futbol dünyasında bunlara alışığım. Bunlar böyle oldu diye, kimseye bir kinim yok. Orada güzel geçirdiğiniz günleri hatırlayarak ayrılabilmek bana daha doğru geliyor.

Mustafa, Beşiktaş’ta üç yıl içerisinde, Tigana, Del Bosque, Rıza Çalımbay ve Ertuğrul Sağlam dönemlerini yaşadın. Senin bu çalıştırıcıların hakkındaki fikirlerini alabilir miyim?

Ertuğrul Sağlam ile fazla çalışma olanağı bulamadım. Doğal olarak da O’nun hakkında yorum yapmam benden beklenemez. O’nun resmi maçlardaki duruşunu tavrını ben bilemiyorum, öyle bir fırsatım olmadı. Diğer üçüne bakacak olursak hepsi de karakterli ve kaliteli hocalardı. Bana göre Del Bosque’de aceleci davranıldı. O dönemde takım toparlanmıştı. Biraz daha sabredilmesi gerekiyordu. Çok iyi bir insandı. Rıza Çalımbay geldiğinde ikinci yarı itibariyle Süper Lig’de en çok puan toplayan Süper Lig takımı olduk. Tigana kısa dönemde üç kupa kazandırdı. Belki kişilik olarak bazılarına ters gelebilir ama doğrularını savunan karakterli bir çalıştırıcıydı. Tigana benim de sevdiğim hocalardan bir tanesiydi.

Mustafa son olarak Milli Takım hakkındaki görüşlerini almak istiyorum. Norveç maçı çok önemli ve lige verilen arada Türkiye milli maça kilitlenmiş durumda. Futbolcularımız kampta. Takımda eksikler var ama yerlerine de alınan yeni oyuncular var. Sence Norveç maçı nasıl geçecek?

Şimdi çok fazla şansımız olmadığı bir gerçek. Ama kazanmamız gereken bir maç. Deplasmandayız, puan durumları belli. Futbolda herşey mümkün. Türk futbolcusu da aklından çok kalbiyle oynayan bir futbolcu profiline sahip. Bu bakımdan da herşey olabilir. Gönlümüz zaferden yana ama çok zor olacağı bir gerçek ve bunu da kabul etmemiz lazım.

Mustafa, "Aklından çok kalbinle oynayan bir futbolcu profili" demen dikkatimi çekti. Bu sene, ne yazık ki lig daha ilk haftadan olaylarla başladı. Sence bu tespitinin bu durumla bir alakası var mı?

Burada duygusallığın etkisinden çok, şiddetin olması kötü. Futbolcunun bir sorumluluğu var. Yaptıklarının da cezası olduğunu bilmesi lazım. Hareketlerine de dikkat etmesi lazım. Ben şunu kabul etmiyorum, "Çok sinirlendim ve kendime hakim olamadım." Futbolcu olmak kolay değil, bir futbolcunun farklı özellikleri de olması lazım. Ben yönetici olsam, hoca olsam çok ağır cezalandırırım. Yönetim nasıl sorumluluklarını yerine getiriyorsa, hocasından ve futbolcusundan da bunları yerine getirmesini beklemesi lazım. Taraftarı kontrol etmek kolay değil adı üzerinde taraftar. Ama sen profesyonelsin, "Maçın atmosferine kapıldık, şöyle oldu, böyle oldu"yu kabul etmiyorum. Herşeyin bir bedeli var ve onu da ceza alarak çekebileceğini bilmelisin ve takımına da zarar veriyorsan bunun cezasını çekeceksin.

Futbolsevere iletmek istediğin bir mesajın var mı?

Futbolseverler olarak, çok klasik olacak belki ama, sevincimizi de üzüntümüzü de bence çok abartıyoruz. Daha ölçülü olmamız lazım. Tabii ki takımlarımızı sonuna kadar destekleyeceğiz. Ama bazen üzüldüğümüzde de aşırı tepki verdiğimizde, ülkemizin de bu zorlu döneminde zarar verebiliyoruz.
__________________
asparagas Ofline   Alıntı ile Cevapla