| Yardımcı Admin 
				  Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 41 
					Mesajlar: 23.645
				 | 
 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde  Norveç ile hayati bir maça çıkan A Milli Takım, maçın 12. dakikasında yenik  duruma düşmesine rağmen 2 güzel golle 2-1'lik galibiyet elde elde etti ve son  maça rakibinin 1 puan önünde girdi. Ay-Yıldızlı ekibin sahaya yansıttığı oyun  spor yazarlarından tam not alırken,oyuna sonradan giren Gökhan Gönül'ün  performansı maça damgasını vurdu. Basında çıkan yorumlar şöyle;
 GÜRCAN  BİLGİÇ: KUSURSUZ GALİBİYET (SABAH)
 
 Her gün Dünya yeniden kurulur. Her  gün yeni bir başlangıçtır. Millilerimiz, günden güne erirlerken, tek tutunacak  dallarına öyle bir sarıldılar ki, sadece 2008'in kapılarını açmadılar, umutla  kucaklayacağımız bir takımımız olduğunu da gösterdiler.
 
 Maçı hızlı  oyuncularımız ile şutörlerimiz (Emre, Hamit, Nihat ) yönlendirecekti. 13.  dakikada gelen 'taç' golü, klasiğimizdi. Defansımız üstüne düşeni yaptı,  Allah'tan kontenjanı 'bir tane' ile sınırladı. Ardından Emre ve Nihat'ın  füzeleri geldi. İki golü de tam zamanında bulduk. Norveçliler'e 'yaratıcı olmak'  gibi, hiç de genlerine uygun olmayan bir misyon yükledik. Maça avantajlı  başladılar ama ipler hep bizim elimizde kaldı. Oyuncularımız kalitelerine  yakışır oynadılar, bozulmadan, sabırla bekleyip, pusuda kaldılar.
 
 Kendi  elimiz ile kaybettiklerimizi, yine kendi bileğimiz ile kazandık. Önümüzde sadece  bir 90 dakika kaldı. Ali Sami Yen'de Bosna'yı da yenmemiz gerekiyor.
 
 ÖMER ÜRÜNDÜL: İPLER ARTIK ELİMİZDE (SABAH)
 
 Yunanistan'daki  farklı galibiyetimizden sonra grupta elde ettiğimiz çok büyük avantajı bir  mirasyedi gibi harcayıp, kendimizi ateşe atmıştık. Ancak müthiş bir hırs,  kazanma arzusu, başarılı futbol ve oyun disiplini ile yenik duruma düşmemize  rağmen Oslo'da zoru başardık
 
 Tüm takım çok iyi mücadele etti. Son  haftaların adından çok söz ettiren genç yeteneği Gökhan, kendine olan güvenini  bu maçta da oyuna girdikten sonra olumlu biçimde sergiledi ve takıma büyük katkı  sağladı.
 
 
 KAZIM KANAT: TEŞEKKÜRLER FULYA HANIM  (SABAH)
 
 Maçın kırıldığı nokta Gökhan Gönül'ün oyuna girdiği an. Bir  oyuncu bir takımın felsefesini değiştirebilir mi? Eğer oyun kurucu ise elbette  değiştirir. Ama Gökhan Gönül çizgi oyuncusu olmasına rağmen maça damgasını  vurdu. Tek başına Ulusal Takım'ın lokomotifi oldu. Tebrikler... Ama şunu da  söyleyeyim; Gökhan Gönül, İbrahim Kaş sakatlandığı için oyuna girdi. Yani bu  değişiklik Terim'in B Planı'ydı.
 
 Elbette 1-0 yenilgiden 2-1 öne geçmek  ve kazanmak muhteşem. Hele atılan iki golün de hem uzaktan oluşu, hem de  isteyerek ve düşünülerek atılması alkışa değerdi. Belözoğlu ve Kahveci'nin  attığı o güzel gollere fazla sözüm yok. Ama şu gerçeği bir kenara not edelim:  Türkiye bu noktaya rakip kalecilerin yediği hatalı gollerle geldi. Bu nedenle  her zaman forvetimizi eleştirdik. Yani Hakan Şükür'e karşı çıkmamız bu yüzdendi.
 
 AHMET ÇAKAR: BÖYLE SİLAHLARINIZ OLURSA...  (SABAH)
 
 Kalecimizden forvetimize kadar hem çok akıllı oynadık hem de  fizik olarak bizden çok üstün bir takım karşısında ezilmedik. Defansımıza  bakıyoruz; sorunlu. Sağ bek Gökhan Gönül ve sol bek Hakan Balta ilk kez A Milli  Takım formasını giyiyor. Galatasaray'ın beğenmeyip gönderdiği Emre Aşık belki de  savunmanın en iyisi. Aylardır eli-kolu tartışılan Emre Belözoğlu tam bir maestro  gibi, orkestra şefi gibi...
 
 Yan topta bir defa hata yaptık, o da gol  oldu. Oyuna hem mağlup hem kötü başlamıştık ki, Emre Belözoğlu'nun o harika golü  geldi. Hamit yorulana kadar çok etkili oynadı. Nihat gibi, Arda gibi, Emre gibi  silahlarınız varsa, bu silahlar biraz oynadığında her şey değişiveriyor.
 
 İyisiyle kötüsüyle son maça kadar getirdik. Bosna'yı İstanbul'da yenmek  demek, finallere gitmek demek. Yenebileceğimizi düşünüyorum. Yenmemiz gerek ama  dedik ya biz bir tuhaf takımız.
 
 Son sözlerim sevgili dostum maçın hakemi  Markus Merk'e... Bir maç ancak bu kadar güzel yönetilir. Bir an olsun bizi  ezdirmedi. Dünya futbolunda öylesine güvenilir bir ismi var ki, yanlış da çalsa  doğru da çalsa oyuncu ona dönüp bakmıyor bile. Teşekkürler Markus.
 
 TURGAY DEMİR: KADER ANI! (FOTOMAÇ)
 
 Şu maçı Fatih Terim'in  aldığı büyük riske rağmen kazandık, bunun altını çizmek gerek. Fenerbahçe'de  harikalar yaratan Gökhan Gönül dururken, Beşiktaş'ta bulduğu şansları dahi  kullanamayan İbrahim Kaş'la başlamak tek kelimeyle macera  aramaktı.
 
 İkinci yarıda sakin ve etkli oynadık. Volkan iyi toplar  çıkardı, Arda arada bir de olsa kıpırdadı, Semih ve Nihat çapraz koşularla  savunmanın dengesini bozdu. Hakan Balta, Hamit, Servet, Aurelio, Gökhan ve Emre  Belözoğlu'nun iyi futbolları bu tabloya eklenince geriye bir tek yolumuzu açacak  golü atmak kalıyordu. Norveç'in öyle bir kalecisi var ki, kaleyi bulan gol  olacaktı, öyle de oldu. Fatih Terim'in mecburen oyuna aldığı Gökhan getirdi,  Nihat çaktı, Opdal baktı ve biz derin bir oh çektik. Bu gol bile maçın kader  anının, Gökhan'ın oyuna girdiği dakika olduğunun kanıtıydı. Bilmem Terim ne der?  Her neyse, çok şükür altın değerinde üç puan alarak grupta iplerimizi elimize  aldık. Bosna gazisi olmazsak, bu iş tamam demektir.
 
 SELÇUK YULA:  ESKİYE DÖNMEYİN (FOTOMAÇ)
 
 Gönlümüzdeki Milli Takım, dün akşamki  kadroydu. Bunları hep söylemeye çalıştık. Yoksa, kötü oyunlarla saçma sapan  puanlar dağıtan Milli Takım değildi. Şimdi yapılan değişikliklerle hem güzel  oynuyoruz, hem de kazanıyoruz. Yalnız gene kadroda büyük bir yanlış vardı. O da  sağ kanattaydı. Gökhan Gönül dururken İbrahim Kaş ile başlamak büyük hataydı.  Gökhan Gönül girer girmez, Norveç'in sol kanadını hallaç pamuğu gibi attı. En  önemlisi futbolcularımızın özgüvenleri geri geldi ve oyunun hakimi biz olduk.
 
 Kaptan Emre ise Gökhan'dan sonra sahanın ikinci yıldızıydı. Çok çalıştı,  güzel bir de gol attı. Aurelio'yu kim vatandaş yapıp Milli Takım'da oynattıysa  Allah ondan razı olsun. Ve kaleci Volkan o kadar kritik kurtarışlar yaptı ki  galibiyette önemli bir pay sahibi oldu. Bütün futbolcularımız görevlerini  yaptılar. Artık finallere gidiyoruz. Şu kadro güven altına alınsın, bozulmasın.  Her halde 70 milyon da benimle aynı fikirdedir. Ne olur eskilere dönülmesin.
 
 ERMAN TOROĞLU: GEÇ DE OLSA (HÜRRİYET)
 
 Mutlak bir şeyler  yapıyor. Mesela İbrahim Kaş. Senin elinde kendi takımında son zamanlarda  mükemmel oynayan Gökhan Gönül var. Onu da bırakın kendi takımında bile daha  henüz oynamayan İbrahim Kaş'la başladın. Ama Allah herhalde yukarıdan dedi ki,  "Ya Fatih kardeşim sen bir türlü akıllanmayacaksın. Bari son defa sana bir kıyak  yapayım." İbrahim Kaş sakatlandı, Gökhan girdi. Ondan sonra takım normale döndü.
 
 Aslında bu maçtan evvel maçtan fazla ümidim yoktu. Sebebi, biz son  zamanlarda takım olma hüviyetimizi kaybetmiştik. Teknik direktörün gazetecilerle  mücadelesi, kendi takımlarında oynamayan bazı futbolcuların ayrıcalıkları varmış  gibi iyi de olmasalar kadroya alınıp oynatılmaları benim bütün ümidimi kırdı.  Ama herhalde Futbol Federasyonu'nun son aldığı kararla yetki biçimlerinin  sınırlanması, görev bölümünün yaptırılması ya da bazı futbolculardan  vazgeçilmesi tekrar doğruya dönmemizi sağladı.
 
 Bosna Hersek maçı  bitmeden hiçbir şey garanti değil. Futbol Federasyonu'nun ve Fatih Terim'in  Avrupa Şampiyonası finallerine gitsek dahi bazı şeyleri gözden geçirmeleri  gerekir. Takım mı olacağız, yoksa yaz boz tahtası mı? "Ben yaptım oldu mu?"  yoksa "Aklın yolu bir mi?" Hep birlikte göreceğiz.
 
 CAN BARTU: DOĞRU  ADAM (HÜRRİYET)
 
 Bu zafer her ne kadar önemli olsa da yapılan büyük  hataları kapatmaz. Gökhan Gönül 5-6 maçtır Fenerbahçe'nin en iyi futbolcu. Fatih  Terim yine fantaziye kaçıp bu oyuncunun yerine İbrahim Kaş'la maça başladı.  Fakat, ne gariptir ki, normalde yedek kulübesinde olması gereken bu futbolcu  maçın henüz 16. dakikasında sakatlanınca yerine doğru adam, yani Gökhan girdi.  Ve o Gökhan da maçın kahramanı oldu.
 
 Çoğu kişinin maç öncesi en çok  korktuğu futbolcu olan John Carew dün hiçbir şey yapamadı. Servet ona bir tane  kafa topu aldırmadı. Zaten bu Carew öyle söylendiği gibi hava toplarında etkili  bir forvet değil. Ama nedendir bilinmez bizim büyük takımlar habire onun peşinde  koşup duruyorlar. Bütün milli futbolcuları ve Fatih Terim'i tebirk etmek lazım  ama iş burada bitmiyor. Final bileti için bir maçımız daha var. Onlar Malta ile  deplasmanda oynayacaklar, biz de evimizde Bosna Hersek'le. İnanın bana bizimki  daha zor bir maç. Çok ama çok dikkatli olmak zorundayız.
 
 MEHMET  DEMİRKOL: SİS DAĞILDI (MİLLİYET)
 
 Bu grupta bu kadar zorlanmak için  böyle bir gariplik yaşamak lazım zaten, kötü oynamak yetmez. Sakatlanıp çıkan  İbrahim Kaş'ın kanadından bunu yaşamış olmamız onun hamlığının sonucuydu  diyebiliriz. Bu seviyede hem de büyük bölümü sakat olarak geçen 16 dakika bizim  zorlandığımız tek bölüm oldu.
 
 Gökhan Gönül'ün takımı ileri  sürüklemekteki başarısı ve Marco'nun savunma performansıyla birlikte gecenin  kişisel çıkışı buydu. Nihat, Semih, Arda, Hamit organizasyonu biraz daha iyi  olabilse pozisyonlar da bulabilirdik. Ama dedim ya öncelik onları kaleden uzak  tutmaktaydı. Bunu başardık. Ve Gökhan'ın getirip Nihat'ın ancak onun atabileceği  şahane golüyle amaca ulaştık.
 
 Maçın başında Oslo'yu saran sisin tamamen  ortadan kalkmasıyla bitti maç. Bizim için de artık berrak bir hava var. Terim'in  ve takımının formu çarşamba da devam etsin yeter!
 
 AHMET ÇAKIR:  KAHRAMANLARIN GECESİ (ZAMAN)
 
 Milli Takım'ın güle oynaya çıkması  gereken grupta şansını neredeyse yok etmesinin ardından bütün kaybettiklerini  Norveç'te bulma çabası endişe verici biçimde başladı, heyecanlı sürdü, destanla  bitti.
 
 Taçtan gelen topun aşırılmasıyla savunmamız topluca oyundan düşmüş  olması, 32 yaşındaki, Fatih Tekke'nin Zenit'ten takım arkadaşı Hagen'in belki de  futbol hayatının ilk ve son röveşata golünü atmış olması artık bizi bıktıran  ayrıntılardı.
 
 Fakat hayret, bu golle dağılıp gitmedik. Tersine her geçen  dakika biraz daha toparlandık. Üstelik İbrahim Kaş'ın sakatlanıp çıkmasıyla  Gökhan Gönül değişikliğini çok erken yapma sıkıntısını da çabuk aştık. Gökhan,  "Zaten baştan olması gereken bu değil miydi hocam!" dercesine iyi oynadı.
 
 Maç öncesi yazımda "Bu yazıdan dolayı utanmak istiyorum." demiştim.  Evet, şimdi hayatımın en keyifli utançlarından birini yaşıyorum.
 
 OSMAN TANBURACI: VİKİNGLER SİSTE KAYBOLDU (YENİ  ŞAFAK)
 
 Amaca vardık, Norveç'i devirdik! Bir 90 sonrası evvelallah  2008'deyiz!
 
 Terim'i kutlamadan önce ona bir serzeniş;
 
 Aklın  neredeydi?
 
 Niye bize iki yıldır azap çektirdin. Bak gençlerle ne de güzel  oluyormuş....
 
 İbrahim Kaş, Gökhan Gönül, Hakan Balta, Semih  mükemmeldiler. İleriye dönük umutlandık.
 
 Topa sahip olduğumuz anlarda pis  bir gol yedik. Defanslarının göbeğindeki Hagen kalemiz dibinde bomboş kaldı  röveşata ile 12'de golü attı. Defansımız bir anda göçtü! Volkan'ın da yapacağı  bir şey yoktu. Bu gol geriden gelen rakibin sahipsiz kalmasıydı... Bu sürpriz  ataklara ne yazık ki hiç önlem alamıyoruz.
 
 Aksayan Kaş çıktı, Gökhan  Gönül girdi daha da iyi oldu...
 
 Takım Oslo fatihi...
 
 Fatih mutlu,  biz mutlu, millet mutlu...
 
 Oh be...
 
 Dünya varmış, Norveç yokmuş!
 |