Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19-11-2007, 13:32   #1
Adelaar
 
Adelaar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arrow BU NASIL İŞ? HANİ İRAN PKK'YA GÖZ AÇTIRMIYORDU?

BU NASIL İŞ? HANİ İRAN PKK'YA GÖZ AÇTIRMIYORDU?
Click the image to open in full size. İran’da faaliyet gösteren PKK uzantısı terör örgütü PEJAK, Kuzey Irak’tan lojistik destek alıyor. İran bu nedenle Barzani’yi suçlamıyor. Tam tersine önceki hafta Erbil’e konsolosluk açıyor. Ve açılışta İran bayrağını konsolosluk binasına Naçirvan Barzani çekiyor.19 Kasım 2007 Pazartesi
Fatih Çekirge/Hürriyet
GEÇEN hafta gözlerden kaçtı:- İran Erbil’e bir konsolosluk açtı.
Ve şimdi çok daha önemlisi:
- İran, Erbil’e konsolos olarak Ağayi Kırmançi isimli Kürt kökenli bir diplomatını atadı ...
Budur işte olan...
İran Kürt kentine, Kürt kökenli bir diplomat atıyor...
Biz ise "irtibat subaylıkları" kuruyoruz...
Şimdi bunun anlamına bakalım:
TÜRKİYE TARAFI
Türkiye’nin Kuzey Irak’la ilgili olarak manzarası şu:
- Türkiye, Barzani’yi açık düşman ilan etmiş durumda. Kuzey Irak’a, "savaş mesajları" gönderiyor, Erbil, Süleymaniye, Musul gibi şehirlerde halkın endişe duyması hedefleniyor. Yerel yönetim açıkça suçlanıyor. O illerde PKK avı yapılması isteniyor...
İRAN TARAFI
Aynı dert İran’da da var. PKK’nın bir kolu halindeki PEJAK İran’da faaliyet yapıyor. İran sınırındaki Kandil Dağı’nda PKK kampları açık tehdit.. Peki, İran ne yapıyor? İran’ın Kuzey Irak’la ilgili manzarası ise şu:
- İran’da faaliyet gösteren PKK uzantısı terör örgütü PEJAK, Kuzey Irak’tan lojistik destek alıyor. İran bu nedenle Barzani’yi suçlamıyor. Tam tersine önceki hafta Erbil’e konsolosluk açıyor. Ve açılışta İran bayrağını konsolosluk binasına Naçirvan Barzani çekiyor. Daha bitmedi. İran konsolos olarak Erbil’e Kürt kökenli bir diplomatını gönderiyor. Konsolosun adı Ağayi Kırmançi.
BİRLİKTELİK MODELİ
Evet, işte fark tam burada başlıyor.
İran, Washington’a gidip "askeri istihbarat" istemek yerine, sorunun tam ortasına gidiyor. Erbil’e konsolosluk açıyor. Ve oraya Kürt kökenli bir diplomat atıyor...
Artık bunu iyi düşünmemiz gerekiyor. Türkiye orada diplomatlar yerine "irtibat subaylıkları" bulundurmayı tercih ediyor. Yani bölgeyi daha çok "askeri bir gözle" algıladığını gösteriyor.
Türkiye, Ankara’da parti kapatmaya hazırlanıyor. Aynı şeyi Irak’ın da yapmasını istiyor.
Evet, Türkiye askeri bir rotaya saplanırken, İran farklı bir perdeyi aralıyor. Ve Barzani’yle çok önemli bir denge kuruyor. ABD ve İran Kuzey Irak’ta ilk kez birlikte olma modelini denemeye başlıyorlar.
Rusya, Almanya, Hollanda, İngiltere, Yunanistan, ABD, İsrail gibi onlarca ülke Erbil’e konsolosluk açmış. Biz hálá "irtibat subaylığı"ndayız. Peki bu durumda o bölgede inisiyatif kime geçiyor?
SAVAŞMA YÖNLENDİR
Aylardır "vurdum, vuruyorum" diye bağıran Türkiye’ye mi, yoksa "irtibat subaylığı" yerine "konsolosluk" açan İran’a mı...
Büyük devletler, küçükleriyle savaşmaz. Yönlendirir...
Bunun için şahin olmak yetmez. Cesur güvercinler lazım.
İşte fark
Türkiye’den Erbil’e Burger King
ERBİL’den açılmışken devam edelim... Ankara’dan estirilen "Girdik giriyoruz. Harekát geliyor. Taş üstünde taş kalmayacak. Derhal o büroları kapat yoksa geliyorum" gibi "sözlü fırtına"lar acaba Erbil’de ne sonuç veriyor?
Biz burada zannediyoruz ki, bunu duyan "Erbil ahalisi"; "Eyvah Türkler geliyor" diye tir tir titriyor. Sokağa çıkamıyorlar. Nazi Almanya’sının son günlerindeki Berlin halkı gibi evlerinin bodrumlarında yaşıyorlar...
Üç gün önce bir işadamı arkadaşım geldi. Sordum:
- Nedir orada durum?
Cevap verdi:
- Anormal bir inşaat var. Yollar, hastaneler her türlü altyapı inşaatı var. Şimdi Türkiye’den Burger King geliyor. Bir de Türkiye’nin en ünlü pastane zinciri oraya çok büyük bir şube açıyor. Şehrin en güzel yerine ikisi de geliyor. İnşaatları bitti, bugün yarın açılır...
Nedir şimdi bu?
Nasıl bir körlük içindeyiz biz...
Bir yandan Barzani’yi "aşiret reisi", "kabile üyesi" diye aşağılamaya çalışıyoruz. Barzani’ye rağmen harekátı yapacağımızı söylüyoruz. Diğer yandan "fast food" açıyoruz...
Tabii "aşiret" diye aşağılarken Güneydoğu’daki nice insanı rencide ettiğimizi hiç düşünmüyoruz. Zamanında o aşiretlerden PKK’ya karşı yardım istenildiğini unutuyoruz... Yine o aşiretlerden "oy almak" için yer sofralarında siyasi nutuklar atıldığını, o aşirete övgüler düzüldüğünü hatırlamıyoruz...

Adelaar Ofline   Alıntı ile Cevapla