Şansal Büyüka : Enayi Mi Seyirci! | | Maçı izlemeyenler, yazdıklarıma inanmakta zorluk çekebilirler...
Ama işin gerçeği bu...
Maçın ilk yarısı bittiğinde iki takımın tek şutu bile yoktu...
İki kalesi olan bir sahada, iki kalesi olan bir oyunda kaleye top gitmeden biten koca bir ilk yarı...
Diyeceksiniz ki, “tek şut yok ama tek gol var, daha ne olsun...”
O gol de Beşiktaş’ın hazırladığı, yakaladığı, yarattığı bir gol değil...
Oftaş’ın resmen ikramı...
Kaptan İlker ile kaleci Recep el ele verdi, Beşiktaş’a golü armağan etti...
Tamam, futbol hatalar oyunu da...
Bu işin hatayla anlatılır bir tarafı yok...
Acemilik deseniz hafif kalır...
Tam bir çaylaklık...
Maçın yıldızını, maçın akıllara kalan güzel bir hareketini arıyorum, kendimi zorluyorum, bulamıyorum...
İkinci yarıda Delgado’nun bir topuk pası, Serdar Özkan’ın sağdan şık ve hızlı bir dalışı, hepsi o...
Oftaş deseniz, bir-iki övgü aldı ya, sarhoş gibi...
Adeta kendinden geçmiş...
Bir takım bir pozisyon yaratmadan maçı bitirir mi?
O İbrahim’in hali ne öyle...
Hani bir önceki maçın ele avuca sığmaz oyuncusu İbrahim...
Belli ki O’nun da ayaklarının altında yay var...
Hemen havalanmış...
Doksan dakikaya baktığınızda maç değil işkence...
Sonra tribünler niye boş diyoruz...
Tamam, maçın karşısında Almanya’dan, İtalya’dan, İspanya’dan naklen yayınlar var da...
Sen ne oynuyorsun kardeşim, sen ne oynuyorsun...
Seyirci de yemiyor, maçlara gelmiyor...
Niye gelsin?
Enayi mi seyirci...
Eğer Türkiye’de zirveye oynayan takımın, futbol kalitesi buysa, biz Ulusal Takıma niye kızıyoruz...
Beşiktaş yönetimi her maça, her kötü sonuca bir bahane buluyor...
Şu kötü futbolun nasıl bir bahanesi var, merak ediyorum...
Üstelik hakem, ikinci yarıda Serdar Özkan’ın ceza alanı içinde Hakan’ı formasından çekip indirişinde penaltıyı verse, kim ne diyecek?
Benim bu kadar kötü futbola isyanım var...
Tıpkı seyircinin isyanı gibi...
Seyirci isyan etmese, Ankara’da koltuklar bu kadar boş kalır mı?
Gerçeği anlayın artık, lütfen anlayın...
Her maç bir bahane yaratacağınıza, iyi futbola gidişin çarelerini arayın...
Son bir sözüm de Ertuğrul Hoca’ya...
Hoca seni seviyoruz, beğeniyoruz...
İyi adamsın, hoş adamsın, adam gibi adamsın...
Üstelik başarılı olmanı o kadar çok istiyoruz ki...
Ama kabul edelim ki, şartlar ne olursa olsun, çok kötü futbol oynatıyorsun...
Sana da, Beşiktaş’a da yakışmıyor... |