Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25-11-2007, 14:37   #2
|RespecT Me|
Banned
 
|RespecT Me| - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Seyirci değil .........T A R A F T A R...

Bayramda değil.....K A R A G Ü N D E...

Moda için değil.......F O R M A için...

Kupa için değil.......A R M A için...

Hava için değil.......S E V D A için...

90 dakika değil......Ö M Ü R B O Y U..

Yalanla değil..........K A N I Y L A...

Ayrı ayrı değil........O M U Z O M U Z A...

Şerefsizce değil......O N U R L A...

Utanarak değil........G U R U R L A..

Eğilerek değil..........D İ M D İ K...

Sefada değil............C E F A D A...

Koltukta değil...........B E T O N D A...

Minderde değil..........Ç A M U R D A...

Skorda değil.............V E F A D A...

Bazen değil..............H E R M A Ç T A...

Yuhlayan değil.......... A L K I Ş L A Y A N...

Oturan değil............. Z I P L A Y A N...

Köstekle değil............D E S T E K L E ...

Puroyla değil.............A T K I Y L A...

Çekirdekle değil.........B A Y R A K L A...

Muhabbetle değil........T E Z A H Ü R A T L A

Kendine değil.............BEŞİKTAŞA

İhanetle değil............ S A D A K A T L E...

Zaferde değil.............H E Z İ M E T T E...

Şampiyonken değil.....H A S R E T K E N...

Görüntüde değil......... Ö L Ü M Ü N E...

B E Ş İ K T A Ş 'A

bağlı yaşayanlara.... Ç A R Ş I denir !..



Defalarca Konuştuk, Defalarca Tartıştık, Defalarca Çözüm Yolları Aradık...

Ama Artık Anladım ki Hepsi Boşuna. Çünki Öylesine Aciz, Öylesine Zavallı, Öylesine Karaktersiz Kişilere Söylüyoruz ki, Algılamaları,Analamaları,Erkekçe Davranmaları Asla Mümkün Değil...

Türkiye'nin Dört Bi Yanında Bu Acizlerden Bolca Görmek Mümkün... Her Ne Kadar Zorumuza da Gitse, Her Ne Kadar Sinirilerimizi Zıplatsa da Böyle Olmaya Devam Etmekte... Sözünü Ettiğimiz Zavallıları Gördükçe Bunun Değişeceğinide Sanmıyorum...

Perşembe Akşamaı Malum Kadınköydeydik.
Kendilerine Taraftar Diyerek Taraftarlara Hakaret Eden Acizler Topluluğu Büyük Bir Zevkle "Beşiktaşım Oleyyyy" in Farklı Versiyonlarını Hiçbir Utanma,Sıkılma Hissetmeden Söylemekten Çekinmediler. Ey Acizler! Karşınızda Aklınızca Kendinize Rakip Gördüğünüz Bi Grup Duruyor, ve Siz Yine Üstün Zeka!? nız Gereği Bu Grupa Küfür Ederken Bile Utanmadan Onların Bestesini Kullanıyosunuz... Ama Dedikya Biz Yenilerini Yapmaktan, Siz Utanmadan Çalmaktan Vazgeçmediniz!

Oyuncunuzu Tribüne Çağırmak İçin Bile Bunu Kullanıyosunuz! Bilmem ne Metin Oleeeyyyy! Tıpkı Sizin Gibi Şaibelerin de "Arda Turan Oleeeyyy","Cimbombomum Oleeeyyyy" ve diğer Örneklerinde de Olduğu Gibi...

Büyüklerimizin de Dediği Gibi Tutturmuşunuz Bi "İnleyen Nağmeler" Masalı Söyleye Söyleye Bitiremediniz! Büyüklerimizin de Dediği Gibi, "75-80'de Bunu Söylüyolardı Hala Söylüyolar..." Bu Kadar Acınası,Bu Kadar Aciz Bi Durumdasınız...

Opera Adında Bi Video Çıktı Ortaya... Beşiktaşımın Mekanı Denilebilecek Bir cafe'de Yapılmış Süper Bi Video... Ama Utanmadan Bunu Bile Çaldınız! Daha Ne Demek Gerekir ki? He Bitek Eziklermi? Asla! Şimdi Saymaya Kalksak Sabahı Ederiz...

Az Öncede Lig Özetlerinde şeftalisporun G.Antep maçında aynı sahneler vardı. Beşiktaşım Ollleeeyyy, Beşiktaşım Ollleeyyyy!..

Perşembe Akşamı; Adamlığı Geçtim, İnsan Olanın İnkar Edemeyeceği Atkı Salldığımız "Pulp Fuction" Olayını Bile Utanmadan Biz Yaptıktan 2 Dakika Sonra Yapma Yüzsüzlüğünü Gösterdiniz!

Yakında Beşiktaş Diye Bağırmayanın!

Söz Bizde Beste Bizde Taklit Yok Bizde,
Mevzuda Takmıyoruz Geri Vitese!
Kadıköyde Samiyende,
Kral Biziz Bu Alemde!

Ben Beşiktaşlı olunmaz Beşiktaşlı doğulur sözüne karşıyım..Mesela sen Fenerlisindir ancak doğru yolu bularak Beşiktaşlı olmuşsundur..Güzel bir olaydır..Sizleri gerçekten çok seviyorum..Bana hiçbiriniz sen eski Galatasaraylısın diye dışlayan olmadı ve aranıza aldınız..Ben birkaç sahte Beşiktaşlı gördüm ki bana ve eski takımı başka olan taraftarlara ' sen yol yakından dön ' dyen gördüm..Onları kınıyorum...Sizleri seviyorum


bjk özlü sözler

--------------------------------------------------- -------------------------------

» BASIN ÖNE EGILMESIN ALDIRMA KARTAL, ALDIRMA.EN BÜYÜK SEN DEGILMISIN ALDIRMA KARTAL, ALDIRMA KARTAL ALDIRMA...

» YAKIŞIR SANA YAKIŞIR, SANA ŞAMPIYONLUK YAKIŞIR, SEN ALEMDE TEKSIN, DEĞIŞILMEZSIN, BEŞIKTAŞ SEN BIZIM HERŞEYIMIZSIN!

» BESIKTAS DIYEREK SANA YÜZ VURDUK, SIYAHIN YANINA BEYAZI KOYDUK, YILLARDAN BERIDIR HEP SENIN OLDUK BESIKTAS SEN BIZIM HER SEYIMIZSIN ..

» BAZEN HÜZÜN, BAZEN KADER SENIN SEVGIN BIR ÖMRE BEDEL.BEŞIKTAŞ SEN BIZIM HERŞEYIMISSIN.

» GUN DOGDU HEP UYANDIK STADLARA DAYANDIK BESIKTASIN UGRUNADA BAYRAKLARA DONANDIK SEMTIMIZ ERKEK SEMTI ASIK EDER HERKESI UZERIMDE EKSILMESIN BAYRAGIMIN GOLGESI ISTE BIZ KOTU GUNDE HEP OMUZ OMUZAYIZ OVUNMEK GIBI OLMASIN BIZ KARAKARTALLIYIZ.

» SEMTIMIZ ERKEKLER SEMTI, AŞIK EDER HERKESI, ÜZERIMDEN EKSILMESIN BAYRAĞIMIN GÖLGESI, IŞTE BIZ KÖTÜ GÜNDE HEP OMUZ OMUZAYIZ, ÖVÜNMEK GIBI OLMASIN BIZ KARAKARTALLIYIZ...

» YILLARCA KAHROLSAK DERTTEN KEDERDEN!! BILSEKKI KELLEMIZ KOPAR BEDENDEN!! ASKIMIZ HARBIDEN HEMDE DERINDEN!! ASLA VAZGECMEYIZ BESIKTAS SENDEN!!

» DELIKANLI ADAM RENKLI TAKIM TUTMAZ?BEŞIKTAŞIM SEN BANA BABAMDAN KALAN MIRAS DEĞIL OĞLUMA OLAN BORCUMSUN...

» Övünmekte çok haklıyız çünkü Beşiktaşlıyız. .

» Karanlık aydınlıktan yalan doğrudan kaçar, güneş yalnızda olsa etrafına ışık saçar, unutma doğruların kaderidir yalnızlık, kargalar sürüyle kartallar yalnız uçar

» Bu sene şampiyon görelim sizi, ölmeden mezara koymayın bizi, korkutmaz bizleri musalla taşı, ölümüne seviyoruz biz BEŞİKTAŞI... !

» Erkek adam renkli takım tutmaz...

» Beşiktaşlı olmayanlara sesleniyorum. Birgün bu takımı sevmeyeceksiniz ona tapıcaksınız.

» Ne para ne araba nede manita en büyük aşkımız B J K !!!

» Hayat ne kadar uzun ama sana olan aşk o kadar sonsuz çünkü biz hakiki beşiktaş lıyıız..

» Yagmurlu bir günde görmüştüm seni. üstünde çubuklu formalar vardı. o anda tutuldum aşık oldum ben hayatın anlamı siyah beyazdı. Ölümle yaşamı ayıran çizgi siyahla beyazı ayıramazki her yolun sonunda ölüm olsada sevenleri kimse ayıramazki...

» Beşiktaşım hayat sensin, dünyam sensin, herşey sensin, gelecekse tüm acılar biz hazırız senden gelsin, bu sevdadan vaz geçersek, Allah belamızı versin.

oku ey beşiktaşlı oku!!!

--------------------------------------------------- -------------------------------

ÇArşı, asallıktır, asalaklığı barındırmaz. · ÇArşı gereksinimlerine göre gelişir, Çarşı dayatmalarla, atıflarla hareket etmez. · ÇArşı, kanıtlar, dizgiler, düşünür ve hareket eder. · ÇArşı, oyunu ve dalavereyi bozar. · ÇArşı, etkinliktir, doyurucudur. Toku ağırlamaz aça vaat etmez gösterir. · Can sokağında bir nefestir ÇArşı. · Zorluk ÇArşı'nın çarkıdır bunu görmezden gelmek zorluğa uyumdur. · ÇArşı, karşıttır. · ÇArşı, kendini biçimlendiren özgür bir yasadır ve insani bir tavırdır. · Sessizliği dinleyen, sessiz ve hissiz kalandır.Şaşkınlık kişiye münhasırdır, şaşırmak istemiyorsan şaşırt. · ÇArşı kumpasa gelmez. · ÇArşı, bir şeyleri başlatmayı beklemez, başlatır. · Beklemeyip yapandır ÇArşı. · ÇArşı tavırdır. Yönlendirilemez. · Kafalarda yeterliliği olmayan modamsı tavırları ÇArşı silkeler atar. · ÇArşı, ciddiyetten uzak, varsayımlarla, beslemelerle hareket etmez. · Türküler sabırla aktarılır. Nesilden nesile geçen dilden dile dolaşan türküler uhrevi bir dışavurumdur. ÇArşı içimizdir. · Türkü dinlemekten bıkanların mabedidir ÇArşı. · Sen türkünü söyle, kendimiz olmaktır ÇArşı. · ÇArşı, erdemdir, yenilikçidir, gelişmişliktir, hassasiyettir, özgürlüktür. · ÇArşı BEŞİKTAŞLILIKTIR!!!
Bizki en sağır kulaklara fısıldardık: "Burası İnönü burdan çıkış yok oğlum, yok kızım " diye... Burası İnönü; golden sonraki sevinçle başlar ölüm-kalım savaşı; Beşiktaşımızın üstünde siyah-beyaz çubuklu forma, bizim dilimizde "Beşiktaşım sen çok yaşa, canım feda olsun sana"

... Gökyüzü simsiyah, ruhlar bembeyazdır artık. Ve, bir Kartal seyretmektedir bunları gökyüzünün en yüksek noktasından süzülürcesine... Beşiktaşlı olmak sadece "taraftar" olmak anlamına gelmez. Taraftarlığı da bir kutsal forma içerisinde kutsamaktır... İşte o zaman ruhlar ve bedenler tek bir varlık gibi dans ederler tribünlerde...

Dedikya; burası İnönü! Burada yaşanılanlar, anlamayanların akıl sağlığını bozar. Mabedimiz İnönü kutsaldır bizim için. Kucaklaşmanın olduğu güne siyah-beyaz peynir zeytinle başlarsın; sonra Kartal olur 40 bin kişi konarsın tribünlere, topla birlikte sen de tribünde atağa geçersin; orta yaparsın; kafa topuna çıkarsın; gol atar gol kaçırırsın; rakibin atağını kesmek için tribünde kendi kalene koşarsın; arasıra sen de tribünde sakatlanırsın ama kimseye çaktırmazsın; totem yaparsın; maçı bırakıp, koridora çıkıp dua edersin; kulaklarına gelen sesin tansiyonuna dayanamaz, tekrar tribüne koşarsın; inanmışlığın verdiği haykırmayla tekrar tribünde atak üstüne atağa geçersin... "Haydi Kartalım... Haydi Beşiktaşım..." diye yalvarırcasına bağırırsın...

Çünkü sen 12. Adamsın!

12. Adam asla yorulmaz, inancını yitirmez, heppozitif olmak zorundadır, bu enerjiyi sahaya yansıtmalıdır. Giydiği 12 numaralı formanınhakkını verir. Akıttığı terden güneşte çay demler. Maçı Kartallar edasında koparır, kazandırır. İnönü'de maç oynanırken orada olamayan 12. Adamların gözleri açık gider ölüme.

12. Adamlar zor bulunurlar... Öldüklerinde İnönü'nün Beleştepe'sinde gömülmek için oranın kendilerine mezarlık yeri olarak ayrılmasını isterler ya da küllerini İnönü'nün çimlerine savrulmasını vasiyet ederler. Ama, ruhları asla ve asla ölmez! 12. Adam giydiği Kartal Baskılı ÇARŞI Formasını stad yapılırken İnönü'nün çimlerine çoktan ruhuyla birlikte gömmüştür. Şimdi o formanın üstünde gelecekteki başarılar ve zaferler özgürce yeşermektedir... Ve, artık sahada 12'ler savaşmaktadır.

Forma nerede mi gömülü? Eski açık tarafı ceza alanı dışındaki sağ iç köşede... '12.Adam Çarşı Forması'nı yaptığımız ayinle mabedimize gömdük ve üzerine de şu dörlüğü yazdık:

İnönü'ye karanlık çöktüğü zaman
Dışarıda yağmurlar yağdığı zaman
Tibünlerde ÇARŞI coştuğu zaman
Haydi bastır Şanlı Karakartalım...

O forma Beşiktaşımıza ömür vermiş ve vermekte olan tüm Kartallara hitaben oraya gömülmüştür. Dünyada başka örneği varsa buyursunlar çıkarsınlar.

Bir ömür de bizden Kartalım... Bir ömür de bizden Beşiktaşım...

Tüm Kartallara selam olsun
BİZİM İSYAN BİZİM GELECEKTE BİZİM.....



Varsın tarih göstermeyiversin 2007 yılının şampiyonu olarak seni BEŞİKTAŞ'ım...

Ben, SENi,tarihler seni şampiyon olarak gösteriyor diye sevmedim ki...

Ben, senin içimi çoğunlukla zindana çeviren SİYAHın,nadir de olsa aydınlatan BEYAZın için sevdim...

Ben sana hep AŞK dedim BEŞİKTAŞ,mutluluk kaynağım demedim ki sana...

Sana,"beni mutlu et" de demedim...

Bana seni soranlara,senin için AŞK dedim,SEVDA dedim,İNANÇ dedim,HIRS dedim,ÖZLEM dedim,KAVGA dedim,İSYAN dedim...

Seni hiç sevmediğim kadar seviyorum BEŞİKTAŞ'ım...

Ve geçen her gün,hiç sevmediğim kadar sevmeye devam edeceğim...

Ve sana yemin ediyorum ki DÜNYADAKİ EN BÜYÜK SEVGİ SEN OLACAKSIN dünya döndükçe...

Hiçbir ana bir yavrusunu,hiçbir Ademoğlu bir Havva'yı sevemeyecek benim seni sevdiğim kadar...

senin,sevenlerin içine siyahını zift gibi,zindan gibi çökerttiğin yeşil sahalara inecek olursam,

O puan farkı 8 değil 88 de olsa

Bu sene şampiyon göremesem de seni...

SEVDAMI da,

İNANCIMI da,

İSYANIMI da,

HIRSIMI da,

KİMSELER ALAMAYACAK ELİMDEN...

ve biz biliyoruz ki;

Aşk Bizim,İsyan Bizim... Gelecek de Bizim...


beşikten mezara

--------------------------------------------------- -------------------------------

Doğduğu anda başlar Beşiktaşlının aşkı. Beşiktaşlı, doğduğunda hayatı siyah beyaz görür. Bir bebeğin gözünü açtığında ilk algıladığı renkler siyah beyazdır. Sonra tanır diğer renkleri. Beşiktaşa karşı duyulan aşkta doğumla başlar, işte o yüzden Beşiktaşlı olunmaz, Beşiktaşlı doğulur. Beşiktaşlılık, çocukluğunda mahallede top oynarken kendini Metin, Ali, Feyyaz yapmaktır ya da kapalıda açılan bir pankarta, çocukça akılla yapılan yorumdur. Bir babanın “Yarın ben oğluma ne diyeceğim?” sorusunda gizlidir Beşiktaşlılık. İlk aşkı Beşiktaşla yaşıyan insan, unutamaz ilk aşkını hayatı boyunca. İnsan büyüdükçe aşkıda büyür Beşiktaş’ına. Bu aşk, Beşiktaşa geldiğinde kalbinin kıpır kıpır atmasıdır, bazen Çarşıda yürümektir, bazen de Kazanda delikanlılığa ilk adımdır. Kolkola yürümektir Çarşıdan İnönüye, bazen helal parayı kazanmaktır Köyiçinde. Maç sonrası sonuca bakmaksızın aşkını beklemektir Fulyada, bazen de her şeyi Köyiçinde başlatmaktır inadına.

Rakipleri masa başında kazandıkları şampiyonluk sayılarıyla övünürken, şerefiyle kazandığı ikinciliklerle mutlu olabilmektir, Beşiktaşlılık,

Ulu Önderin kulubü sadece bir kere ziyaret etmesiyle övünmeyip, kurtuluş savaşı yıllarında her gün Beşiktaşın antremanlarını izlediğini, gün aşırı kulüp binasını ziyaret ettiğini bilip, Atatürk bizim takımı tutuyordu diyenlere gülebilmektir, Beşiktaşlılık,

Ulu Önderin kurduğu Cumhuriyete sonuna kadar sahip çıkıp, kendi kendine cumhuriyet kuranlara “Nerede sizin Atatürkçülüğünüz?” diyebilmektir, Beşiktaşlılık,

Halkın takımı olmaktır, Beşiktaşlılık,

Vefalı olmaktır, köy takımına elendikten sonra İnönüdeki ilk maçta stadı doldurup aşkını tazelemektir, Beşiktaşlılık,

Yaratıcı zekasıyla besteleriyle, tezahüratlarıyla, pankartlarıyla diğer takımların kendini bire bir taklit etmesini izlemektir, Beşiktaşlılık,

Rakip takımın taraftarına, dünya yıldızı dediği futbolcusuna, deplasmanda “Korkak Tavuk” dedirtecek zekaya sahip olmaktır, Beşiktaşlılık,

Yıllarca hasreti çekilmiş olan şampiyonluğa çok yaklaşıldığı bir anda takım öndeyken ezeli rakibinden talihsizce gol yiyip şampiyonuğu hediye eden kalecisini, tesislerde dövmek yerine alkışlayıp bağrına basabilmektir, Beşiktaşlılık,

Vefalı taraftar sıfatını Türkiyede başlatan ve hala da taşıyan tek taraftar topluluğu olma gururudur, Beşiktaşlılık,

Siyahla beyazı, ölümle yaşamı ayıran çizgiyle bağdaştırmaktır, Beşiktaşlılık

Kulüp başkanının dedikleriyle hareket etmeyip kendi başkanına “O koltuk kutsaldır nasip olmaz herkese” diyebilmektir, Beşiktaşlılık,

Halkın takımı olmanın verdiği gururla, alın teriyle kazanılan parayla dalga geçenlere, “Hepimiz Kapıcıyız” diyip “Silah mı satsaydık?”diye sorabilmektir, Beşiktaşlılık,

Rakipleri masa başında kazandıkları şampiyonlukları ile taktıkları yıldızlarla övünürken, Milletimizin uğruna şehit düştüğü ay yıldızımızı gururla taşıdığını bilip, bizim ay yıldızımız yeter diyebilmektir, Beşiktaşlılık,

“Takım böyle tutulur” diyenlere, ilk kurulan takım olmanın gururuyla bakabilmektir , Beşiktaşlılık,

Tesiste futbolcusunu dövmek yerine, kötü oynayan takımını sahaya arkasını dönerek, maçtan sonra stadı terketmeyip şarkılarla türkülerle protesto etmektir, Beşiktaşlılık

Bir gün herkesi Beşiktaşlı yapmak gibi kompleksli bir düşünce yerine “Beşiktaşlı olmanın ayrıcalığını Beşiktaş ruhuyla yaşayabilmektir”, Beşiktaşlılık,

Nihat, Sergen, Metin ,Ali, Feyyaz, Rıza gibi yüzlerce futbolcuyu kendi özkaynak düzeninde yetiştirip Türk futboluna kazandırmaktır, Beşiktaşlılık,

Sportif Başarıların bilincinde olup, mazisiyle övünürken, yıldız savaşı yapan rakiplerine yukarıdaki ahlaki ve etik değerleri sayabilmektir, Beşiktaşlılık,

Bütün bu sayılanları bir cümlede toplayıp, “Beşiktaş Sen Bizim Herşeyimizsin” diyebilmektir, Beşiktaşlılık,

Herkes Beşiktaşlı olamaz, zaten ahlak ister, değer ister, tabi biraz da yürek ister.

Beşiktaşlıyız...Sevinmek İçin Sevmedik!!!

--------------------------------------------------- -------------------------------

Benim maçları kaybedişimin üstünden yıllar geçti, yıllardır verilen haksız penaltıya gıkım çıkmadı, çok eleştirdi beni skor yazarları, yerden yere vurdu, onlar vurdukça ben güçlendim, kaskatı kesildim, kenetlendim benim gibilerle, KARTAL bakışlılarla.

Çok hain girdi benim içime, dünya kulübü yaptılar beni, kurumsallaştırdılar akıllarınca, yıldız oyuncular aldılar, başarı için her yol mübah dediler, bense bakmadım skor tabelasına, RUHTUR dedim onlara önemli olan, yılmaz savaşçısı oldum doğru bildiğim yolun.

Hep belden aşağı vurdular, arkamdan iş çevirdiler, kendileri gibi olmamı istediler, kirli oyunlarına alet olmadığım için azsınız dediler, nerede şampiyonluklarınız, nerede kupalarınız dediler, ben ŞEREFLİ İKİNCİYİM dedim, azız ama özüz dedim.

Yuvamın üstüne pahalı pahalı kafesler yaptılar, sandılar ki müşteriyiz, sandılar ki paralarıyla, pahalı içkileriyle oturup ahkam kesecekler, biz de boyun eğip, kaçıp gideceğiz, cevabım sert oldu onlara, sizin viskinize karşılık benim maçtan once içtiğim ucuz şarabım, sizin pahalı kafesinize karşılık benim tribünde hiç oturmadığım koltuğum var dedim. Ne müşteriyim ne seyirci ben TARAFTARIM diye haykırdım onlara.

Çok küfür ediyorsun dediler, herşeye karşısın dediler, bu kadar muhaliflik olmaz dediler, her oyunun kuralı var dediler, oyunu kuralına gore oyna, düzene uy sen de bizim gibi ol dediler, A’sını gösterdim duvarda bir maç öncesi yazılan yazının, bırakın beni, çekemezsiniz bataklığınıza beni dedim, ben herşeyin karşısındayım kendimin bile, ben buyum dedim, ben HALKIM dedim.

Renkli formalarıyla evlerinden sallamaya başladılar, benim şarkılarımla bana küfrettiler, bir de yanlarına yasaları aldılar, gelemezsin dediler, ben de dedim ki onlara onbinimiz değil onbirimiz yeter, RUHUMUZ YETER.

Şimdi yeniden kuşanıyorlar kılıçlarını, evime sokmamaya çalışıyorlar beni, yıldırmaya çalışıyorlar, ne acıdır ki savunması gerekenler beni onlar da susuyor, adeta göz yumuyor kendi hesapları için, şimdi bana düşeni biliyorum, başkaldırmak zamanı, ŞEREFİMLE OYNADIM HAKKIMLA KAZANDIM deme zamanı yine.

Zaman yine geçecek, güzel günler de gelecek, kötü günler de, ama siyah beyaz atkımla ve havadaki yumruğumla ben hep yanında olacağım, çünkü ben BEŞİKTAŞLIYIM. Çünkü ben SEVİNMEK İÇİN SEVMEDİM.


alıntıdır...BeŞİktaslilik BÖyle Bİr Şey----------------------------------------------- -----------------------------------

Bir kışgünüydü Beşiktaşımızın avrupa kupası maçı vardı..memur babam emekli maaşını almış ve çok istediğim ayakkabıyı almam içi bana para vermişti..Kış ayının yarısı bitmiş bense ayağımdaki yazlık ayakkabılarla idare ediyordum.günlerden çarşambaydı maç perşembe akşamıydı 2 gün önce kar yağmıştı.çarşamba sabahı erkenden kalkıp babamın bana verdiği paranın yarısıyla maç bileti almak için üsküdardan motora bindim semte inip biletimi aldım hava okadar soğuktuki sanki kanım donuyordu sanki birileri benim orda olmamı istemiyordu.o gün evime gidip sabahın olmasını bekledim çok heyecanlıydım çok sevdiğim Beşiktaşımı izleyecektim.kahvaltımı yaptıktan sonra kazağımı üstüne formamıda giydikten sonra atkımı takıp evden çıktım cebimde babamın bana verdiği 30 milyonun yarısı yani 15 milyon kalmıştı diğer yarısıylada bilet almıştım maça daha yaklaşık 3-4 saat vardı hava çok soğuktu 3 gün önce yağan kar yoktu belki ama iliklere kadar hissedilen bir soğk vardı semtte yürümeye başladım..bir sokağa girdim etrafıma bakınarak yürüyordum..bir cebimde biletim diğer cebimdede aylardır beklediğim memur babamın bana verdiği ayakkabı parası duruyordu..10 dakika yürüdükten sonra ileride ağlayan bir çocuk dikkatimi çekti..köşeye çekilmiş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu hava soğuk olduğundan sokak pek kalabalık değildi etraftan geçen az sayıda insanda onu umursamamıştı ben çocuğun yanına gittim kalk bakalım ne oldu dedim...
bana git bırak beni dedi..ben kararlıydım tekrar ne oldu koçum dedim.çocuk kafasını kaldırdı ve annem çok hasta ve biz çok fakiriz günlerdir ilaç alamıyoruz kimsede yardım etmiyor dedi gözlerim dolmuştu gözlerimden yaş akmaması için kendimi bütün gücümle sıkıyordum..bir an babamın bana verdiği para aklıma geldi ama nasıl olurdu babama ne derdim..ama içimde elvermiyordu bırakıpta gitmeye al bunu dedim hayır olmaz dedi ben dilenci değilim...
ben ısrar ettim ve parayı zorlada olsa cebine koydum çok gururlu bi çocuktu kafasını utanarak ve ağlayarak kaldırıp bana sarıldı Allah sana ne istiyorsan onu versin tuttuğun altın olsun demişti...Bu kez kendimi tutamadım gözlerimden yaş biren boşaldı bu dua benim için bir ayakkabıdan daha çok önemliydi belki bütün kış ayakkabım olmayacaktı ama bir ihtiyaç sahibini sevindirmiştim onun mutluluğu buna değerdi..bir başka sokağa girdim..ellerim cebimde düşünmeye başladım bu ayakkabılarla bütün kış geçermi diye düşünüyordum..saate baktım maça artık 1.5 saat kalmıştı.dedimki ben buraya beşiktaşım için geldim herşeyi unutup stada girdim..maç başlamıştı soğuğa aldırış etmeden bağırıyordum sanki ses tellerim kopacaktı ama esen rüzgara rağmen beşiktaşımı desteklemeliydim..ilk yarı 1-0 bitti..ikinci yarı başlamıştı bi anda Ahmet dursun,İ Mansız ve Ronaldo 4-0 yapmıştı sevinçten havalara uçuyordum artık son 10 dakkaya girmiştik iki kişinin dikkatle beni süzdüğünü gördüm bu arada bastığım taşlar yazlık ayakkabımın içine buz gibi doluşuyordu adeta ama ben yinede aldırış etmiyordum...birden maç 4-1 oldu artık son 7-8 dakika kalmıştı...adam hala beni süzüyordu.derken 86.dakikada 4-2 oldu bir gol daha yersek elenecektik..bütün kalbimle takımımı destekliyor ve dua ediyordum bu aradada sanki soğuk benimle alay edercesine kanımı ve ayaklarımı donduruyordu..artık son dakikaya girmiştik..biz bütün gücümüzle bağırıyorduk..artık soğuk sesimi bitirmek üzereydi ama büyük beşiktaş taraftarları soğuk dinlermiydi..son saniyelere girilirken karşı takım ceza sahası sol çaprazından bir serbest atış kullanacaktı kalbim duracak gibiydi sanki..ve olan oldu serbest atış kullanıldı cordobayı aşan top kaleye girdi..bütün stad sanki buz kesmiş ağızları soğuk tıkamıştı derken birden orta hakem kaleye doğu koşmaya başlamıştı Aman Allah'ım hakem golu vermemişti daha önce kaleceiye faul olduğunu söyledi..bütün stad kabustan uyanmıştı artık derken cordoba atışı kullandı ve maç sona erdi..tur atlamıştık ayakkalarımızın acısını bile hissetmiyordum.staddan müthiş bir sevinçle çıktım..artık maç bitmişti ayaklarım çok üşüyordu dolmabahçeden beşiktaşa yürümeye başladım kafamın bir kenarında kazandığımız zafer diğer yanındada memur babamın bana verdiği ayakkabı parası vardı çünki o parayı bir daha bana veremezdi ona ne söyleyecektim..düşünceli bir şekide yürürken stadda bana bakan adam genç bir dakka bakarmısın dedi.arkamı döndüm adamı hemen tanıdım evet efendim dedim..bak dedi bana sesi titreyerek ben arkadaşımla bir iddaya girdik benim ayakkabı dükkanım var eğer kazanrsak birine yakkabı hediye edeceğim bense sana hediye vermek istiyorum dedi..
ben kabul etmedim çok ısrar etti..birden gözlerimden yaş boşalmıştı yaptığım iyilik bana tekrar geri dönmüştü..adam neden ağlıyorsun dedi..bir günde üç mutluluk yaşadımda ondan dedim.adam şaşırmıştı.o çocuğun duasını yüce Allah kabul etmişti.hem o sevinmiş hem beşiktaşım kazanmış hemde çok istediğim kışlık ayakkabılarıma sahip olmuştum..Beşiktaşım o gün bana 3 mutluluk yaşatmıştı..ve o günden sonra kendi kendime söz verdim her ne olursa olsun..ölene kadar hep beşiktaşlı kalacaktım...

Ruhumuzdadır Yada Hiçbir Yerde

--------------------------------------------------- -------------------------------

Dedik ya Beşiktaş Ya Ruhumuzdadır Yada Hiçbir Yerde

Bizki en sağır kulaklara fısıldardık: "Burası İnönü burdan çıkış yok oğlum, yok kızım " diye... Burası İnönü; golden sonraki sevinçle başlar ölüm-kalım savaşı; Beşiktaşımızın üstünde siyah-beyaz çubuklu forma, bizim dilimizde "Beşiktaşım sen çok yaşa, canım feda olsun sana"

... Gökyüzü simsiyah, ruhlar bembeyazdır artık. Ve, bir Kartal seyretmektedir bunları gökyüzünün en yüksek noktasından süzülürcesine... Beşiktaşlı olmak sadece "taraftar" olmak anlamına gelmez. Taraftarlığı da bir kutsal forma içerisinde kutsamaktır... İşte o zaman ruhlar ve bedenler tek bir varlık gibi dans ederler tribünlerde...

Dedikya; burası İnönü! Burada yaşanılanlar, anlamayanların akıl sağlığını bozar. Mabedimiz İnönü kutsaldır bizim için. Kucaklaşmanın olduğu güne siyah-beyaz peynir zeytinle başlarsın; sonra Kartal olur 40 bin kişi konarsın tribünlere, topla birlikte sen de tribünde atağa geçersin; orta yaparsın; kafa topuna çıkarsın; gol atar gol kaçırırsın; rakibin atağını kesmek için tribünde kendi kalene koşarsın; arasıra sen de tribünde sakatlanırsın ama kimseye çaktırmazsın; totem yaparsın; maçı bırakıp, koridora çıkıp dua edersin; kulaklarına gelen sesin tansiyonuna dayanamaz, tekrar tribüne koşarsın; inanmışlığın verdiği haykırmayla tekrar tribünde atak üstüne atağa geçersin... "Haydi Kartalım... Haydi Beşiktaşım..." diye yalvarırcasına bağırırsın...

Çünkü sen 12. Adamsın!

12. Adam asla yorulmaz, inancını yitirmez, hep pozitif olmak zorundadır, bu enerjiyi sahaya yansıtmalıdır. Giydiği 12 numaralı formanın hakkını verir. Akıttığı terden güneşte çay demler. Maçı Kartallar edasında koparır, kazandırır. İnönü'de maç oynanırken orada olamayan 12. Adamların gözleri açık gider ölüme.

12. Adamlar zor bulunurlar... Öldüklerinde İnönü'nün Beleştepe'sinde gömülmek için oranın kendilerine mezarlık yeri olarak ayrılmasını isterler ya da küllerini İnönü'nün çimlerine savrulmasını vasiyet ederler. Ama, ruhları asla ve asla ölmez! 12. Adam giydiği Kartal Baskılı ÇARŞI Formasını stad yapılırken İnönü'nün çimlerine çoktan ruhuyla birlikte gömmüştür. Şimdi o formanın üstünde gelecekteki başarılar ve zaferler özgürce yeşermektedir... Ve, artık sahada 12'ler savaşmaktadır.

Forma nerede mi gömülü? Eski açık tarafı ceza alanı dışındaki sağ iç köşede... '12.Adam Çarşı Forması'nı yaptığımız törenle mabedimize gömdük ve üzerine de şu dörlüğü yazdık:

İnönü'ye karanlık çöktüğü zaman

Dışarıda yağmurlar yağdığı zaman

Tibünlerde ÇARŞI coştuğu zaman

Haydi bastır Şanlı Karakartalım...

O forma Beşiktaşımıza ömür vermiş ve vermekte olan tüm Kartallara hitaben oraya gömülmüştür. Dünyada başka örneği varsa buyursunlar çıkarsınlar.

Bir ömür de bizden Kartalım... Bir ömür de bizden Beşiktaşım...
BİR günde görmüştüm SENİ

--------------------------------------------------- -------------------------------

Karısından ayrı yaşıyordu. Mahkeme onları bir celsede boşamıştı ve 11 yaşındaki delikanlı anneye verilmişti. Karısının, duruşma salonunda hakime anlattıkları, dudaklarında gülümseme, kulaklarında çınlama yapıyordu.

"Hafta içi basket, hafta sonu futbol maçlarına gider, bize hiç vakit ayırmazdı. Uykusunda hakem isimleri sayıklar, federasyonu istifaya davet ederdi. Evin içinde Beşiktaş'tan başka bir şey konuşulmazdı. Meğer bu adam benimle değil, Beşiktaşla evliymiş" sözleri; İnönü'nün bütün koltuklarına kazılıydı sanki.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi haftada bir gördüğü oğlu babasının elinden tutarken "Baba, beni maça götürme. Çünkü hakemler Beşiktaş'ı sevmiyor, ben de hakemleri sevmiyorum" dediğinde, dudaklarının arasından "Beşiktaş'ın Beşiktaş'tan başka dostu yok" mırıldanmaları ancak çıkabilmişti. 11 yaşındakiçocuğun bile sevgisinden yoksun bu hakemler, nefret bahçelerinde mi büyümüşlerdi acaba? Bu seferadaletli maç yöneteceklerdi.. En azından öyle umuyordu..

Ve çocuğuna söz vermişti hakemler adına.. Beyninde, karısının hakime söyledikleri vardı.. Yüreği ise inadına Beşiktaş diyordu. Çocuk, 12. dakikada verilmeyen penaltı sonrası babasına şöyle yandan bir bakış attı. Baba mahcup ama azimliydi, ses etmedi. 19. dakikada Ronaldo sahada, adam da çocuğunun yanında kıpkırmızı olmuştu. Çocuk aklıyla işi çözmüştü. Ama babasını kıramıyordu. Onu, en sevdiği tribüne "Kapalıya" getirmişti. Babasının omuzlarında ilk maça gelişi ve tribünün onu "Yavru Kartal" diye selamlamasını asla unutamazdı.

Babası, tribünle beraber iyice galeyana gelmişti. Futbolcu onur mücadelesi veriyordu. Beşiktaş ruhunu iyice hissetmeye başlamışlardı. "Hep böyle oynayın canımızı verelim" nidaları, 2-0'ın coşkusuyla tavan yapmıştı.

Adam çocuğunu kavrayarak "İşte bu ruh, bu onur mücadelesidir aşık olduğum. Ama annene bunu bir türlü anlatamadım" derken gözleri nemlenmişti. Aynı gece çocuğun annesi, baba ocağında TV'den Beşiktaş maçını izliyordu.

Yaşadıkları gözünün önünden film şeridi gibi geçmeye başladı.. Kocasını ilk gördüğü yer kapalı tribünün C kapısıydı. Şakır şakır yağmur yağıyordu ve delikanlı çubuklu bir forma giymişti. Birbirlerine aşık olmuşlardı..

Delikanlı, kutsal apoletli formayı oracıkta kendisine hediye etmişti.. Genç kadın, babasının şaşkın bakışları arasında o kutsal formayı üzerine giydi. Hayatın anlamını, iş işten geçtikten sonra anlamıştı. Volume tonlaması sonda olan TV'den Beşiktaş taraftarının sesi bütün odayı sarıyordu: "Bir anda tutuldum aşık oldum ben, hayatın anlamı siyah-beyazdı.."

Yağmurlu bir günde görmüştüm seni
Üstünde çubuklu formalar vardı
Bir anda tutuldum aşık oldum ben
Sevdanın anlamı Siyah Beyazdı
Ölümle yaşamı ayıran çizgi
Siyahla Beyazı ayıramazki
Her sevdanın sonunda zulüm olsada
Sevenleri kimse ayıramaz
__________________
ARKADAŞLAR SİZLERİ SALAK YERİNE KOYMAYA ÇALIŞTIM ANCAK BAŞARILI OLAMADIM. FORUM YÖNETİMİNİ ENAYİ YERİNE KOYMAYA ÇALIŞTIM ANCAK BAŞARAMADIM. SİZDEN DİLENEREK ALDIĞIM REPLERİ FORUM YÖNETİMİ SİLDİ. ŞİMDİ İSE BEN BUNA İSYAN EDİYORUM. BEN BİR MALIM!
Click the image to open in full size.
|RespecT Me| Ofline   Alıntı ile Cevapla