[|RespecT Me|]

Topluma şöyle bir soru sorsak; Çimento mu yoksa uyuşturucu mu daha çok zararlı? Cevabımız ne olurdu çok merak ediyorum. Bence bu sorunun cevabı uyuşturucu olurdu. Toplumu kınamamalıyız ben de olsam ben de uyuşturucu derdim çünkü uyuşturucunun zararları ile ilgili haberleri medyadan duyuyor takip edebiliyoruz. Ben yirmi altı yasındayım daha medyada çimentonun zararları ile ilgili bir yazı ya da bir belgeye rastlamadım. Yayınlanmıştır mutlaka ama bir uyuşturucu kadar değil. Sakın yanlış anlaşılmasın, ben burada uyuşturucuyu savunmuyorum. Uyuşturucu insanlığı tahta kurdu gibi yiyip bitiren bir hastalıktır mutlaka uzak durulmalı. Ben sözü bölgemizde kurulması planlanan bir çimento fabrikasına getirmek istiyorum. İşte bu yer Torosların eteklerinde kurulmuş şirin mi şirin bir kasaba bir doğa harikası, son yıllarda yapılan yatırımlarla alternatif turizm bölgesi haline gelmiş bir yer burası. Akseki ilçesinin Emiraşıklar diye bir köyü var. Son yıllarda yayla turizmin de ön plana çıktı. Değerli büyüğümüz ve işadamı Sayın M.Mustafa KAYA’nın buraya yaptığı yatırımlar ülke turizmi için de oldukça önemli yatırımlardır. Ben bizzat bu yatırımlara şahit oldum daha önce patronum olması sebebiyle. Buraya trilyonlarca liralık yatırım yapıldı. Kanada’dan daha bırakın yöre halkını ülkemizde bir çok insanın ismini bile duymadığı lama ve alpaka denilen hayvanlar getirildi. Buraya bacasız ve zehirsiz bir ekonomi kuruldu. Yöre halkına bir istihdam sağlandı. Bir çok İnsan bu köyün adını turizme yapılan yatırımlarla ya da ne yazıktır ki kurulması planlanan çimento fabrikasıyla duydu. Neden Akseki Emiraşıklar Köyü seçildi bu fabrika için. Bunun tek sebebi var başı boşluk ve ilgisizlik. Ben burada iddia ediyorum çimento tozu, (sigarayı) uyuşturucunun en küçüğü diye niteleyecek olursak sigaradan daha zehirlidir. Çünkü çimento tozunun çökme, sigara dumanınında uçma özelliği vardır. Kullanılan uyuşturucularda da böyledir, dumanı uçar gider ama insanı da yer bitirir. Şunu da söylemek istiyorum çimento tozunun yapışkanlık özelliği de vardır, dolayısıyla çimento dumandan daha tehlikelidir. Uyuşturucu madde kullanımında duman akciğerlere dolar sonra dışarı çıkar ama o akciğerlerimize aldığımız duman bütün vücuda dağılarak organlarımızı tahrip eder. Çimento tozu da sadece ciğerlerimize değil bütün vücudumuza dolar asla çıkmaz, çöker, yapışır kalır. Öksürerek çimentonun tozunu söküp atamazsınız çok yapışkan sağlam bir maddedir. Çimento silmekle de çıkmıyor, bunun için yüksek devirli elektrik süpürgesi lazım, çözmek içinde mutlaka deterjan kullanmak zorundasınız. Bu da bir maddi külfet. Çimento deyip geçmemek gerek gerçekten çok zararlı bir madde, hem insana zararlı olacak hem de o güzelim doğa parçasına, bizim Akseki’de şöyle bir söz vardır; “kel kız gelin olmuş çarşı Pazar duymamış.” Peki bu zarar kime olacak sizce fabrika sahibinin şahsına ya da yakınlarına değil zarar oradaki yaşayan insana ve doğaya olacak. Bunu unutmamak gerek. Onlar servetlerine servet katacak insanlığı zehirleyerek. Şimdi size soruyorum? Uyuşturucu pazarlayanla ya da kullananla ne farkı kaldı bu işin. Bence hiçbir farkı yok. Binlerce çeşit kükürt ve karbon çevreye dağılacak sadece yöre insanı değil yakın bölgelerde bu faciadan etkilenecektir. Ben bu yazımda uyuşturucu ve çimento tozunu kıyasladım sakın ola ki uyuşturucuyu hafife almayın. Uyuşturucunun bazı zararlarına değinmeden de geçmek istemiyor, bunu üzerime bir borç olarak görüyorum. Uyuşturucun en büyük zararı beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindedir. Beynin temel görevi olan aklı ve iradeyi işlemez hale getirir, kişiyi normal yaşamdan ve toplumdan uzaklaştırır. * Sindirim sisteminde: Bulantı, kusma, karın ağrıları * Karaciğer de: Bu zehirin organizmalardan atılmasın da en büyük görevlerden biri karaciğere düşmektedir. Bu sebeble büyük arıza ve tıkanmalara, karaciğerde sertleşme ve yağlanmaya neden olacaktır. * Gözlerde: Işık ve mesafede uyumsuzluk, gece körlüğü v.b. zararları hakkında örnekler çoktur aklımıza gelen bütün organlarımıza zararı vardır bunu unutmayalım ve uzak duralım. Birde sosyal bir varlık olan insanın çevresi ve kendisi ile barışık olması akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür. Bu sebeble akli ve zihni hayatın en büyük düşmanı olan uyuşturucular, insanın uyum gücünü iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak insanı yalnızlığa, bulanıma ve ardından sorumsuz bir hayata bırakır. Benim amacım burada dilimin döndüğünce bunların zararlarından anlatmak. Bu iş hafife alınmamalı çimento sadece insan hayatıyla kalmıyor bütün çevreyi etkiliyor. Bu sorunu sadece Akseki yöresi olarak ele almakta yanlış, bu işe bir toplum sorunu olarak bakmalıyız. Ben bunun yöreye sağlayacağı ekonomik yararı bile düşünemiyorum vereceği zararın karşısında. Hem bizim insanımızın burada çalışacağı da meçhul zaten nüfus az. Gelin hep birlikte elele olup insanımızın ve çevremizin yok olmasına seyirci kalmayalım.