Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-12-2007, 14:15   #1
jaSmin
 
jaSmin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kartal görüşlü olabilir miyiz?

İnsanın kartal gibi görmeye ihtiyacı var mıdır? Yüksek kapasitede görmesi gerektiğinde bunu başarabilir mi? Cerrahi işlemlemlerle bu mümkün mü? Araştırmacıların cevabı net.



Bir kar kartalı, karla kaplı bir alanda 2,5km uzaklıktaki beyaz bir tavşanı rahatlıkla görür ve avlar. Çünkü gözleri bir teleskop gibi çalışır. Çok yüksek bir kontrast duyarlılığına sahiptir. Bir doğan 8 km uzaklıkta bir güvercini çok rahatlıkla görür ve 400 km hız yaparak avlar.Kartal 3km mesafede bir fareyi çok net olarak görür.Kartalın çift retinası vardır.
Ne tür bir operasyon yapılırsa yapılsın gözün bir kartal gözü gibi fonksiyon kazanması fizyolojik olarak mümkün görünmemektedir.
Ayrıca Dünya tıp literatüründe kartal gözü refractive cerrahisi diye bir terim ve ameliyat yöntemi bulunmamaktadır. İnsanın kartal gibi görmeye ihtiyacı var mıdır? Yüksek kapasitede görmesi gerektiğinde bunu başarabilir mi? Allah insana akıl vermiştir.
Elektron mikroskobu Almanlar tarafından keşfedilmiştir, bakterilerden küçük virüsleri 7000 defa daha büyütür, virüslerin büyüklüğü milimetrenin binde biri kadardır, teleskoplarla bu evrendeki milyarca galaksiyi keşfetmekteyiz. Bir kartal bunları görebilir mi? İnsanlar uçaklarla, jetlerle saatte 1000–3000 km sürat yapmaktadır.
Bir kartal bu sürate ulaşabilir mi?
İnsan retinasında 10/10 dan yüksek görmeyi yani 20/10, 25/10 oranında görmeyi sağlayan bölgeler vardır.Korneadaki aberasyonlar giderildiğinde bu görme kapasitesi 100/100 artırılabilir.Peki bunun kalıcılığı ,sürekliliği ne kadar olacaktır?
Göz içi lensinde meydana gelen sürekli değişimler, aberasyonlar(sapınç) için yapılan düzeltmeleri direkt etkilemektedir. Uzun erimde kalıcı olması mümkün değildir. Bu durum asla göz ardı edilemez.
İnsanın görme kapasitesi ne kadar artırılırsa artırılsın bir kartalın görme kapasitesine ulaşması mümkün değildir, bunu kimse iddia edemez. Kartal gözü reklâm ize, çirkin ve etik dışı pazarlama örneğidir. Bu söylem ametropların beklentilerini yükseltmektedir.
İnsanın görme kapasitesinin yükseltilmesinin kime ne yararı olacaktır?
Belki görmesi %50 olan birinin %100 ‘e ulaşması kabul edilebilir durumdur. Peki görme kapasitesinin yükseltilmesi etik midir? Doğanın dengelerinin değiştirilmesi doğru mudur? Ayrıca tartışılması gerekli bir konu da budur.
Amerika da jet pilotları üzerinde bu araştırmalar deneniyor, görmesi yüzde yüz artmış(10/10) pilotların, görmesi 6/10 olan pilotlara göre siferik aberasyon ve koma durumlarının daha fazla olduğu gözlenmiştir.
Peki aberasyonlar düzeltilmekle acaba doğrumu yapılıyor? Bu da tartışılmalıdır. Gözler kurbağa gözü gibi düzleştirilerek aberasyonlar daha da artırılmıyor mu? Şimdi de bütün bunların elimine edilmesi için asiferik kornea şekillendirilmesi, teknolojiler için hedef haline gelmiş durumdadır.
Wavefront teknolojisi, sadece aberasyonu fazla olan gözlerde kullanılmalıdır. Her gözlük kullanıcısı için uygun değildir.
LASIK AMELİYATI olanlar, halen ABD’de yüksek irtifa pilotu olamamaktadırlar. Çünkü korneaları normale göre incelmektedir. Yapısal sağlamlığı azalmaktadır.
Gözlerine lazer ameliyatı olanlar askeri okul ve polis okullarına Ülkemizde de kabul edilmez.
Gözlerine lazer ameliyatı yaptıranlar kornea vericisi olamaz.
Çok seyrekte olsa ektazi denen kornea erimesi olabilir. Böyle vakalar Dünyada olduğu gibi ne yazık ki ülkemiz dede mevcuttur. Bu durum kornea nakline götürür.
İnsanın gözlerinin kartal gözü gibi olması için gözlerinin büyüklüğü greyfurt kadar olması gereklidir. İnsanda bir retina kartalda çift retina bulunmaktadır. Günümüzün imkânları ile böyle bir ameliyatın yapılması da mümkün değildir.
Mümkün olsa bile kim gözlerini greyfurt kadar büyük olmasını ister? İnsanın görme keskinliği yükseltilince alacağı uyarılarda artacaktır. Bu hayatı çekilmez kılar. Günümüzde hekimler arasında insanın görme keskinliğinin yükseltilmesinin etik olup olmadığı tartışma konusudur.
“LASEK/LASIK”1 isimli işlemlerin kişinin kendi takdiri ve kozmetik amacı ile olmaya karar verdiği bir ameliyat olduğu ve exımer laser ameliyatının gözlükten kurtulma amacıyla sağlık açısından yapılma mecburiyetinin bulunmadığı bir cerrahi işlemdir.
Lazer(Lasik) sağlam, saydam, şeffaf göze uygulanan ve geri dönüşümü olmayan estetik bir cerrahi yöntemdir. Göz statik(Durağan) yapıda bir organ değil, yaşayan ve yaşlanan bir organdır. Bu nedenle ömür boyu refraksiyon kusurlarını düzeltme iddiası bilim dışıdır ve bunu hiç kimse garanti edemez.
RC gibi yeni teknikler hekim ve hastaların beklentilerini artırmış ve değiştirmiştir. Bir çok yeni teknik ve aşırı iyimserlik, yerine getirilmeyen sözlerle, giderek sansasyonel biçimlerde sunulurlar.
Bir kısmı ortadan kaybolur. Önceleri, R keratotomi ile,”gözlük numaram düşer mi?”,daha sonra “gözlükten kurtulabilirmiyim?”,ve son olarak süper vizyon “kartal gözü”
Medya destekli olarak, toplum önüne sunulmuştur. Ayrıca Dünya Tıp Literatüründe “Kartal Gözü diye cerrahi bir yöntem de bulunmamaktadır .
Bu cerrahinin başarı oranı %100 değildir ve cerrahi işlemin kalıcılığını da kimse garanti edemez. Lasik ameliyatlarının %5 geri dönüşümü olmayan riskleri vardır.(36 aya kadar ektazi denilen kornea erimesi riski vardır, bu risk kornea nakline kadar götürür ve bunun tedavi masrafları daha yüksektir.
Kornea erimesi ve epitel yürümesi en tehlikeli ve bu yöntemle giderilmemiş riskler olarak orta yerde durmaktadır. Flap kırışıklığı, debris, Kornea perforasyonu -delinmesi: çok nadir de olsa Bıçağın ön kamaraya girmesi, Kalıcı körlük gibi ciddi sonuçlar çok az oranda da olsa maalesef ortaya çıkabilir.
Sonuç olarak, gece görme güçlükleri, glare(gözü kamaştırıcı biçimde parlama),haloes(ışık halkası) ,hale görüntüsü, haze(sisli, pulu görüntü algılaması),gözde yabancı cisim varmış hissi, ağrı, Dry eye syndrome Kuru göz oluşması, Starbursts yıldız patlaması, ışık saçılması, Ghosting Hayalet görüntü, Loş ışıkta objelere bakıldığında çift imaj görme, televizyon sinema seyrederken visuel aberasyonlar daha göze çarpacak şekilde artar.
Gece trafikte araç sürerken güçlükler, Hale ışık halkası oluşmuş bir görüntü algılaması(bu oran %22–30 olguda bildirilmektedir-FDA ) yüksek refraksiyon kusuru olanlarda küçük optik zon kullanılmasına bağlı olarak daha sık görülmektedir. Eğer lasik işlemi geniş pupillaya sahip miyoplara uygulanmışsa bu komplikasyon kaçınılmazdır.
Fakat bazı kurumlar bu durumu ‘gece görüşünüz mükemmelleşecek’ gibi yanlış yönlendirmeler yapmaktadır. Kimsenin gece görüşü bu teknolojiler tarafından mükemmelleştirilememektedir.”Gece görüşünüz mükemmelleşecek” gibi yanlış yönlendirmeler yapılmaktadır.
Kimsenin gece görüşü bu teknolojiler tarafından mükemmelleştirilememektedir.Bu işlemden sonra hastaların %11,7 si gece araç kullanmada problem yaşamaktadır.Bu belirtiler zamanla azalabilir ancak bazı hastaların pahalı bir göz damlası kullanmaları veya gece araç kullanırken gözlük takmaları gerekebilir. Loş ışıklı ortamlarda her 50 hastadan birinde bu problemler görülür.
Gözlükçüler olarak bizler çağdaş insanlarız. Çağdaş olmak teknoloji kullanmayı gerektirir. Bizler lazer teknolojisine değil, etik dışı pazarlanma uygulamalarına ve Vatandaşlarımızın bu konudaki bilgi eksikliğinin istismar edilip cesaretlendirilerek, cerrahiye yönlendirilmesine karşıyız.
Sonuç olarak; uzun erimli güvenilirlilik, emniyet, doğruluk ve kalıcılık süre giden araştırmalarla anlaşılacaktır.
Lasik/lasek cerrahisinin, uzun dönemde göz üzerindeki etkilerinin ve emniyetinin ne olacağı henüz bilinmemektedir. En büyük risk de budur.
Bununla ilgili e Sivil toplum örgütü yöneticisi ve bir eğitimci olarak bizlerin en önemli görevlerinden biri de toplumun göz ve görme sağlığının korunması ve devamlılığının sağlanmasıdır. Yapılan reklâmları ve uygulamaları izleyerek, bilimsel gerçeklerin halkımıza, sosyal güvenlik kurumlarımıza, tüm açıklığı ile anlatılması ve sunulmasıdır.
Ayrıca 5193 sayılı yeni kanunumuz bu görevi bizlere vermektedir. Unutmayınız ki refraksiyon kusuru insanın en yakın dostu, arkadaşıdır. İnsan dostundan, arkadaşından kurtulabilir mi? Gözlük atılacak bir sağlık gereci değil, kültürün çağdaşlığın sembolüdür. Bunun içindir ki çağdaş batı ülkelerinde gözlük kullanma oranı %55 Türkiye’mizde %13 dür.
Gözlerinizle kumar oynamayın Sadece bir çift gözünüz var, onları da çöpe atmayın.
jaSmin Ofline