Porto gerçek bir derstir! | |
Porto gerçek bir derstir!
Porto son beş yılda dört kez şampiyon bir kez ikinci olmuş Portekiz Ligin'de. Şu sıralar liglerinin 12. haftası ve yenilgisiz lider!
Porto, yanı sıra Şampiyonlar Ligi'nde oynuyor ve tek yenilgi ile grup lideri olarak ikinci tura yükseldi.
Porto bu dönem içinde Avrupa futbol piyasasına önemli futbolcular sattı! Yerlerine isimsiz eş değerlerini koydu! Ki takımın üretim gücü düşmüyor!
Gitti, buldu, pişirdi, fiyatını şişirdi pazarladı.
Porto satış yaptığında gücünü tümüyle yitirip sendeleyip yere düşmedi! Ve bu arada, bizde Cavcav'ın yaptığı gibi, kasasındaki paraları okşayarak teselli bulmadı.
2002'de Galatasaray'a 1 milyona önerilen Pepe'yi alıp, bu yıl Real Madrid'e 30 milyon avroya sattılar! 2005'te Brezilya U-17'de oynayan Anderson'a 5 milyon yatırıp bu yıl 26,5 milyona M.United'a yolladılar! Beşiktaş'a son maçta golleri atan Lucho Gonzales'e 15, Quaresma'yı 30 milyon avroya alıcı var, satmıyorlar! Yani ellerinde 50 milyon avro getirecek adam gene hazır!
Ellerinde, ederleri bu denli yukarıda olmayan daha çok adam bulunuyor.
Yaklaşık aynı süreçte Beşiktaş kulübü 44 adam aldı!
Kendi liginde bile önde giden takım olmayı başaramadı. Türkiye Kupası aldı o kadar.
Transfer ettiği adamları kulübesinde pişiriyor! Diatta, Higuain'i yedek olarak aldıklarını menajer Sinan Engin kendi ağzı ile söyledi. Mehmet Yozgatlı sakat ama sağlam olduğunda da verimsizdi. Bu yılki transfer atışlarında da gene yüzde elli karavana var!
Beşiktaş acele iki şey yapmalı:
Birincisi Porto kulübü ile anlaşma gerçekleştirip, orada 'transfer alış-verişi nasıl yapılır' kursu almalı. Ve oraya gerçekten bu eğitimi alıp gelebilecek kafada adamlar göndermeli.
İkincisi, Porto'da transfer ve öz kaynak işlerini yürüten adamlardan birini transfer etmeli!
'Demeç menajeri' yerine böyle adamları istihdam etmek çok daha yarar sağlar kulübe.
Demirören kardeş zaman zaman 'akıl yatırımları' yapmalı, parayı ona harcamalı.
Gazete sayfalarında TV ekranlarında kendisine 'bedava' sağlıklı öneri gönderen, büyük bir içtenlikle yapıcı eleştiri yapan insanlara kulak vermeli. Onları 'adam olmamakla' değerlendireceğine, asıl onları 'adam saymayı' öğrenmeli.
Adam dediğiniz sadece baktığınız aynalarda olmaz. |