[bjk_bjk]

Beşiktaş’ın Diski’ye, Ankaraspor’a gol yağdırıp birçok da pozisyona girerken bile kaçamadığı, sonuçların gölgesinde sözü edilmeyen tüm savunma hataları aynen devamdaydı. Rakibe kolay şut şansı tanıdılar ve kimi adamları kontrolsüz bıraktılar. Konya bunu affetmedi. Sedat’ın golünde Rüştü’nün konsantrasyon ve aşırı özgüven hataları da vardı.

Konya Beşiktaş’ı nasıl avlayacağını bulmuştu. Kendi alanında Delgado, Holosko, Bobo üçlüsünün yollarını tıkadı. Aralarındaki uyumu kurmalarını engelledi. Topu kazandığında Beşiktaş’ın üzerine hızla gitti. Beşiktaş artık kendini ‘olmuş bir takım’ sayma havasına girip ağırkanlı davrandığı için rahat hücum yolları buldu. Hele golünü erken atıp, Beşiktaş’ın dikkatsiz hücum etmesini sağladığında daha da rahatladı.

Beşiktaş’ta Tandoğan ve Toraman sarı kart sınırındaydılar. Hakem Özkahya 22. dakikada Tandoğan’a hemen yapıştırdı kartı. Hem de aldatma gerekçesiyle. Oysa adam hızlı çıkış yapan kaleciye çarpmamak için efendice üzerinden atlarken dengesini yitirip düşmüştü. Düşmede iyi niyet vardı. Kötü niyeti hakem göstermiş oldu burada. Hakem ince görüşlü olsa, belli bir etkinin altında olmasa Tandoğan’ın daha sonra çekilip düşürülmesine de kart gösterirdi.

Beşiktaş ilk yarıda hücum becerisi gösteremeden pozisyonlar üretti. Ama gol pozisyonlarını gole çevirecek vuruşları yapamadı. İkinci yarıda hücum temposunu artırıp hücumlarını çoğalttığında da gol silahları patlamadı. Beraberlikten sonra Konya açılırken Holosko bir silah olarak kullanılamadı.

Dün ne Holosko, ne Delgado, ne Bobo, ne Tello bir silahtı Beşiktaş’ta. Tüm eksiklere karşın net pozisyonlar üretildi. Bunları gole dönüştürememek büyük sorundu. Tabancalar tutukluk yapıp bir türlü patlamıyordu. O işi 85’de oyuna alınan Nobre başardı. Bir vurdu pir vurdu, maçı kurtardı. Beşiktaş kritik bir zamanda önemli bir galibiyet aldı.