[bjk_bjk]

Türkiye Ligi’nin hem son sırasındaki, hem en az gol atan takımından; ilk 20 dakikada iki gol yenir mi?

Yenir!...

Rüştü gibi tuhaf goller yeme rekoru yüksek olan bir kaleciniz varsa, başınıza gelir.

İkinci gol öncesinde, Özgür’ün vurduğu şutu hatırlayın... İlk pozisyonda top önünden geçti, ayağını uzatamadı. Peşinden koşup yakaladığında kaleye doğru sokulmaya başlamıştı ve o bölgede hala hiçbir Beşiktaşlı yoktu. Burada çok ciddi bir savunma hatası var.

Özgür’ün vuruşu çok sert, çok ani ve kurtarılamayacak top değildi. Ama Rüştü, saçma bir atlayışla boşa hamle yaptı. Bunu beklemeyen Serdar Özkan da, hazırlıklı olsa bile, zaten pek bir şey yapamazdı.

Skor 2-0 olmuştu.

Beşiktaş’ın beğendiğim yanı, bundan sonra başladı. Bu yükün altından kalkabilecek güçte ve inançta olduğunu çok çabuk kanıtlamaya başladı. 20 dakikada iki gol yedi, 13 dakikada 2 gol attı.

Müthiş bir hırsla oynadılar. Bu hırsın, yeterli düzeyde kaliteli futbolu getirip getirmediği tartışılır. Olması gerektiği kadar iyi futbola tanıklık edememiş olabiliriz. Fakat maçın 2-0’lık skorunu kabullenmeme hırsı ve bunun altından kalkabileceği güveni; bence beklediğimiz daha iyi futboldan, daha değerli oldu.

***

Şu gerçek net bir şekilde ortaya çıktı: Holosko’nun gelişi, Nobre’yi saklandığı köşeden çıkardı. Adam formayı kaptırmamak için, yırtınıp duruyor... Holosko ise, ‘Yalnız Adam’ rolü üstlenmiş durumda. Çocuğa değil pas, replik bile vermiyorlar. Beşiktaş bindiği dalı kesiyor. Ama bunu anlaması için, daldan düşmeyi bekliyor.