birileriyle sohbet ediyorum... kayıtlara göre bu bi sohbet. bişeyler anlatılıyor, paylaşılıyor... gelenler gidenler, baytlar dolusu bilgi akışı oluyor, çoğu geçmiş ve deneyimlerden oluşan, hafızamda kalmış dosya parçacıkları. "birleştirme" gerektiren beynimin sağında solunda "bad sector" şeklinde izi kalmış temizlenemez lanet anılar!
sonra konuşmanın bir anında yeni bir bilgi geliyor karşıdan... anlayamadım! efendim? öfffffffffffffffffffffff!!! nası yani?
ve bi anda acı gerçek, tam ekrandan suratıma yapışıyor: aslında yalnızsın!!! çünkü dinlediğim, dinlenmediğini düşünüyor... yazdıklarım, daha doğrusu yazdığımı düşündüklerim hiç de kastetmediğim gibi yazılıyor... ben konuştuğumu sanırken, karşımdaki konuşmadığımı söylüyor, anlayamadığım için dinlememekle suçlanıyorum... ne yapmalıyım? cidden bilmiyorum. yalnızlık hissinin tavanı bu! hayatın da tabanı! çünkü yalnızlık, yerçekimli bi dünyada herkesi başaşağı görüp yine de dünyayı ters sanmak kadar cehalet dolu bi kabus! üzgünüm...
__________________ Sen her şeyi biliyorken, Ben her şeyi göze almışken, Sana uzaktan kıvranmak, Nasıl acılı bir kanserdir bilemezsin! |