Geçmişin İzleri ...
Hayatın en ucra köşelerinde saklanır geçmişin izleri... Bir gece yarısı ansızın uyanışlarımızda saklıdır... Sesslikle bölünmüş aşkların geleceğe bıraktığı o görünmeyen izler... Zamanın geçtiğini sandığımız saatlerde bize eklenen sırlar düşler hayaller... Amaçlarımız uğruna harcadığımız zamanlar... Cevapsız kalacağını umarak soramadığımız soruların yükü... Anlayacağınız geçmişin izleri silinmediği gibi yükü de zor geliyor insana... Bıraksalarda bir çırpıda silebilsem geçmişi dediğimiz günler olur bazen... unutuversem herşeyi... herşeye yeni baştan başlasam.. Ama boynumuza asılı künye gibi yaşananlar durur orada... Rüyada olmayı diler de her sabah a uyanırsınız acıyla... Ekşimsi bir tat ağzınızda... Dönmek artık çok geçtir yitirdiklerinize... Bir yol olsada açılsam geçmişin o engin denizine dersiniz... Ama ne boğulacak bir deniz ne de uçsuz bucaksız bir kıyı vardır dinlenebileceğiniz o ateş sarısı kumlarında... Sadece bilinmezliğe yol açtığınız bir gemi ayaklarınızın altında ve kimine karanlık kimine aydınlık bir gelecek...
Yaşıyoruz nefes alıyoruz ya yeter bize... desekte yırtılır içimizde bir yerlerde dallanıp budaklanmış geçmişimiz...
bırakalım da geçmişin yaşadıklarımızın iyi ya da kötü her ne varsa kısacası tecrübelerimizin... ışığı vursun geleceğimize...
Ve bir daha yanmasın yüreklerimiz... Solmasın el değmemiş bahçelerimizde ki güllerimiz... Dökülmesin gökyüzünden düşer gibi gözyaşlarımız yanaklarımızdan...
Ellerimiz titremesin yağmurla birlikte... uzanıp bir sigara daha yakmasın...
Gülerek uzandığımız bir gökyüzü altında kokladığımız çiçeklerimiz... Ve elimizi sıkı sıkı tutan bir yoldaşımız olsun yanımızda...
hayat her şeye rağmen devam ediyor...
__________________ 
|