12-02-2008, 11:22
|
#1 |
Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 42
Mesajlar: 4.674
Tecrübe Puanı: 23  | Niye olmuyor? (Adnan Bostancıoğlu) | | Yabancıların herbiri Türkiye ligi için gayet iyi. Yerlilerin hepsi milli takımlarda oynamış. Ama Beşiktaş'ın futbol makinası işlemiyor. Neden? Beşiktaş'ın kadrosu, tek tek oyunculara bakıldığında ligin kalburüstü kadrolarından biri. Delgado, Bobo, Richardinho, Tello, Cisse, Nobre, Holosko... Herbiri, Avrupa'nın belki üst düzey takımlarında değil ama bütün başaltı takımlarında forma bulabilir. Yerliler içinde milli takımlarda oynamayan oyuncu yok gibi. Öyleyse niye olmuyor? Olmuyor, derken son Kayserispor maçından söz etmiyorum. Ligde kazandığı son altı maçta da kuşku uyandıran bir takımdan söz ediyorum. Herbir 90 dakikayı inişli çıkışlı bir grafikle tamamlayan, maçların sonucuna dair kimsenin son düdük çalmadan emin olamadığı bir takım... Evet, niye olmuyor? Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi, herbiri iyi oyunculardan kurulu bir takımın kimyası bozuk olabilir. Yani bir araya geldiklerinde futbolun gereklerini yerine getirmekte yetersiz bir bileşim. İkincisi, teknik yetersizlik. Yani teknik direktörün bu kadrodan yeterli verimi alacak tecrübe ve vizyona sahip olamaması... Ya da her ikisi birden... Hem kimyanın tutmaması, hem hocanın yetersizliği... Bu girizgah ışığında dönüp Kayseri maçına bakalım. Beşiktaş ortasahası, bu sınavın altından kalkamayacağını maçın daha ilk dakikalarında gösterdi. Cisse ve Serdar Kurtuluş'un olmadığı (Koray'ın da manasız bir biçimde elden çıkarıldığı) koşullarda, değil Kayserispor, ligin biraz dirençli, biraz sert, biraz ayağa top yapan her takımı Beşiktaş'ı teslim alır. Herkes biliyor, Ricardinho ve Delgado ikili mücadeleden bucak bucak kaçan oyuncular. Tello gününde değil. Serdar Özkan, sürekli gereksiz macera arayışında, ikili mücadelelerde yerde, bir kop kaybetme makinesi. Holosko, benim yerim burası değil diyor. Hal böyle olunca, Mehmet Topuz, Mehmet Eren ve Saido karşısında Beşiktaş'ın orta sahası peynir gibi yumuşadı ve eridi. (Burada bir parantez açalım. Kayserisporlu oyuncular, ligde hükümetin sözcülüğünü üstlenmiş bir takımın formasını giydiklerinin farkındalar ve kabadayılıkta birbirleriyle yarışıyorlar. Bülent Demirlek de –tahmin edileceği gibi- olup biteni izlemekle yetindi. Anlaşılan o ki, Kayseri'de oynayacak takımların işi hayli zor olacak.) Şampiyonluk yarışı yaptığın Galatasaray'ın attığı gol sayısı 45, Fenerbahçe'nin 44. Beşiktaş'ın ise sadece 31. Yukarda saydığım yabancıların isimlerini bir daha okuyun lütfen. Sadece 31 gol. Gidenlere bakıyoruz. Sanki büyülü bir değnek dokunmuş gibi. Burak iki maçta 4 gol atıyor. İbrahim Akın, Rize maçında 2 golle takımını galibiyete taşıyor. Şaka gibi! Aslında 89. dakikada yapılan değişiklik bir çok şeyi anlatıyor. 1-0 geridesin maçın bitmesine birkaç dakika kalmış ve oyuna bir stoper alıyorsun. Maçı seyrettiğimiz mekanda izleyicilerden birinin yorumunu aktarmadan edemeyeceğim: "Hoca skoru korumaya çalışıyor!" Haliyle (Beşiktaşlılar da dahil) herkes basıyor kahkahayı. Yapacak birşey yok. Ve bir kez daha anlıyoruz. Düzgün bir insan olmak iyi hoca olmak anlamına gelmiyor. Maalesef.
Konu bjk_bjk tarafından (12-02-2008 Saat 11:25 ) değiştirilmiştir..
|
| |