[|RespecT Me|]

Ey sevgili okur! 17 şubat 2008 pazar

Bazı okuyucular Beşiktaş'ı çok sık yazdığımı söyleyerek beni eleştiriyorlar.''Bu kadar da Beşiktaş yazısı yazılmaz ki''diyenler de var,''Niçin sadece Beşiktaş'ı yazıyorsunuz''diye kızanlar da
Ey sevgili okur,lütfen beni mazur gör.
Lütfen bu sevgiyi,lütfen bu saygıyı,lütfen
bu aşkı,lütfen bu tutkuyu anlayışla karşıla.
Ey sevgili okur,''Bu benim ne sana
tepeden inme bir emrim,ne de ayaklarına
kapanıp ağladığım yalvarışım.''
Ey sevgili okur,benimkisi sadece senden bir rica.
Üstelik Beşiktaş'ı yazmanın da çok gerçekçi nedenleri var.
Bir kere,çok az sayıda kalem Beşiktaş'a ve Beşiktaşlılığa
sahip çıkıyor.Fenerbahçe ve Galatasaray'ın parsel parsel paylaştığı,
şu her zerresi eleştiren medyada,yüz yıllık
onur da bir nebze yer bulsun değil mi?
Bir başka nedeni ise gerçek bir tutku.
Ancak 'Mevlana'nın aşk cümleleriyle'
anlatabilecek bir sevdadan söz ediyorum size.
Örneğin şu garip yazarıniz,bu satırları yazarken,
İstanbul'a usul usul kar yağmakta.
Bembeyaz kar,güzelliğine güzellik katarken yedi tepeli şehrin,ben
nasıl siyahını düşünmem.Siyahın
yanına beyazın konulamadığı bir dünya ne anlam ifade eder ki?
Akşam maç varken örneğin,dış borç açığının hal-i pürmelali
ya da siyasi tartışmanın seviyesi değil,
bu aşk benim kalp atışlarımı hızlandırıyor.
Ey sevgili okur,şu ölümlü dünyada,ne kadar şey
sayabiliriz ki heyecanı,sevdaya ayakta tutan.
Ey sevigili okur,biliyorum;''Deli diyorlar bana,desinler değişemem.''



posta gazetesi köşe yazarı
Erdoğan AKTAŞ