susuyorum sonra konuşuyorum konuştuğumdan ben bile tek kelime anlamıyorum, sonra birde durup karşımdakinin anlamasını bekliyorum.. anlamasını beklerken sinirleniyorum, sinirlenmenin yanında birde kendi kendime sinirlendiğim için dişlerimi kendime geçiriyorum, başlıyor kanamaya sızlıyor, ben değil içimde büyüttüğüm kendi kendiyle hesaplaşması bitmeyen hayvan yapıyor bunu. yeni tanımım bu, hoşuma gidiyor.. hayvan, hayvan, hayvan ama kim ama ben yani içimdeki. kaçıyorum, koşuyorum belki bu işime daha çok geliyor.. kendime biraz daha yabancılaşıyorum.. yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum sustukça birikiyor yazdıklarım yine yazıyorum susmalarım yazmalara dönüştü konuşmalarım birer hırlama yazdıklarımdan anlamlar çıkartmaya çalışıyorum çıkmıyor, çıkmayınca bir diş daha atıyorum deliriyor muyum ne olduğunu bende bilmiyorum bilmekte istemiyorum.. zaman çok yavaş akıyor artık hesaplayamıyorum hesaplamak istesemde aklımın parçalarını bulamadığından bulduklarım yeterli olmuyor, boşlukta öylece sallanıyor.. geçiyor, geçiyor, geçiyor susuyorum, susuyorum, yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum kafatasımın içinde bulunan beyin kıvrımlarımın arasına durmadan işleyemeyen her şey için birer çentik daha atıyorum günün birinde hatırlamayıda hatırlamazdan dönerim, bakarım, anlarım diyorum..
__________________ Sen her şeyi biliyorken, Ben her şeyi göze almışken, Sana uzaktan kıvranmak, Nasıl acılı bir kanserdir bilemezsin! |