[bjk_bjk]

Kayserİ ve Ankaraspor maçlarındaki o utanç veren oyun kalitesi, dünkü maçın ilk yarısında yerini arzulu, koşan, yardımlaşan bir takıma bırakmıştı. Tello’nun dönüşüyle pası, oksiti üstünden atan orta alan, oksijenlenince Beşiktaş, Yusuf’suz Denizli’yi ilk yarıda sahadan sildi. Üstelik cam adamımız, sakatlık kralımız Gökhan Zan’ımız yine sakatlanınca yük yeni transfer Gordon’a bindi. Gordon yüksek toplarda oldukça iyi ama birebirlerde de oldukça ağır. 28. dakikada Denizlili Carlos Alberto’dan 40 metreden Rüştü’ye bir bazuko gördüm ki, aman aman akıllara zarar! Bundan böyle adı Carlos soyadları Alberto olan sokaktaki esmerlerden bile korkmaya başladım. Çünkü Allah muhafaza o top birisinin kafasına gelse kesin öbür tarafta yerini almış olur. Ama 30’da Rico Paşa’nın o tahta sağ ayağının bir Picasso zarafetindeki asistine saygı duyarken, o ayağa tahta demiş olmamdan da ben utandım. İlk yarı Holosko nihayet aradığı boş alanları bulunca asil bir İngiliz tayı gibi öyle bir coştu ki, eminim buna da en çok Sinan Engin sevindi. 2. yarı 2 gollük karın tokluğunun Ankara maçı kabusuna dönmemesi için önlem alınması gerekirken sanki sofrada bol soda içip, yeni aşlara yer açılmasını isteyen akşamcıların açgözlülüğünü uygulayan hangi akılsa hücumu düşünürken Ali Tandoğan’ın abuk sabukluğuyla da atılınca 63. dakikada defans yine anadan öksüz, babadan yetim hale geldi. Rüştü’nün de evin annesi olarak yenilen goldeki hatası bu korkuyu tetikledi. 65’te Tomas’ın kaçırdığı 84’teki atılan gol sonrası kim bilir kaç Beşiktaşlı’nın kaç kalp damarını tıkamıştır. Ve hemen aklıma geldi can dostum ünlü kalp cerrahı Prof. Bingür Sönmez hocama sordum; bu yıl en çok kimlere bypass yaptın hocam? Hocam cevapladı; Bu da sorulur mu. Tabii ki, sen ve senin gibi Beşiktaşlıları... Demek ki, bu Beşiktaş böyle giderse beni de en yakın zamanda Bingür hocama yollayacak.