[tyler durden]

1800lerin sonlarında, Arizona’da azılı kanun kaçağı Ben Wade ile onun hırsız ve katillerden oluşan ahlaksız çetesi Güney Demiryolu’na dadanırlar. Wade yakaladığında, iç savaşı yaşamış deneyimli eski asker olan, şimdiyse kuraklığın pençesindeki çiftliğinde hayatta kalma savaşı veren Dan Evans, bu azılı katili mahkemeye götürecek 3:10 Yuma trenine canlı olarak teslim etme görevine gönüllü olur.

Apayrı dünyaların insanları olan Evans ve Wade, birbirlerine saygı duymaya başlarlar. Ancak, Wade’in çetesi ve her köşede onları bekleyen yeni tehlikeler yüzünden, yolculukları her iki adamın kaderine doğru şiddetli, imkansız bir göreve dönüşecektir…


Hayatımın kalan günlerinde Scarface (Yaralı Yüz) den daha iyi bir film izlemeyeceğimi düşünürken çok yanılmışım. Bu film için söylenebilecek kelimeleri bulamıyorum, sadece olağanüstü diyebilirim...
Ben Wade kesinlikle benim karakterimde bir adam, belki ben bu yüzden bu kadar etkilendim..
Western filmlerini pek sevmezdim ama bu film bende birçok önyargıyı aldı götürdü... Bir western filminin bu kadar duygusal olduğunu tahmin edemezdim. Bir filmin sonu bu kadar mı bitirici olur. Filmi izlerken onur mu para mı sorusu sık sık aklınıza geliyor...
Filmdeki diyalogları 'bu nasıl bir laftır, nasıl bir cümledir' dedirtecek kadar etkilkeyici, soundtrack'i sabaha kadar dinlenebilecek bir parça özellikle klasik gitarı seviyorsanız.

Fragmanı;