Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-03-2008, 15:05   #2
OnuR
 
OnuR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

2.1 KİMYASAL YAPISI

Penisilinler b- laktam ve tiyazolidin halkalarının karışmasından ortaya çıkmış çift halka içeren bir 6- aminopenisilanik asid ( 6- APA ) türevleridirler. 6- APA, penisilinlerin amid bağından, bir çok bakteri ve mantarların oluşturduğu amidaz tarafından katalize edilen hidrolizle ayrılır. 6- APA bazı gram negatif organizmalara karşı belirgin bir anti bakteriyel etkiye sahiptir.
Bakteriler penisilini gibi b- laktamoz ( penisilinaz) fermentini salgılıyarak parçalanmaktadırlar. Bu yolla antibakteryel etkisi olmayan penisiloik asid oluşmaktadır.
Yapısında bulunan açil gubunun penisilinin özellikleri üzerine derin etkileri vardır. Mide suyuna direnç, emilme, bakterilerin oluşturduğu penisilinaza direnç ve anti bakteryel spektrum özelliklerinin tümü büyük bir oranda bu grubun yapısına bağımlıdır. Tiyazolidin halkasına bağlı bulunan karboksil grubunun başka maddelerle birleştirilmesi ile tuzlar oluşturulabilir. Örneğin prokain veya benzatin ile birleştirilmesi sonucu suda çok az eriyen tuzları aracılığı ile paranteral kullanıldıklarında uzun etkili penisilinler elde edilmiştir.
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Onurr/LOCALS%7E1/Temp/msoclip1/01/clip_image002.gif[/IMG]

Şekil 1) Penisilinlerin 6- aminopenisilanik asid ve penisilok asid türevlerine dönüşümü
2.2. FARMAKOKİNETİK ÖZELLİKLERİ

Penisilin türlerinin çoğunun, mide – bağırsak kanalından absorpsiyonu önemsiz derecededir ve ağızdan kullanılamazlar; geri kalanlar ise ağızdan kullanılabilirler, fakat biyoyararlanımları genellikle tam değildir. Penisilin G tamponlanmış şekilde verilse bile midede aside dayanıksızlığı nedeniyele parçalanır; bağırsağa erişebilen kısmının ise apsorbsiyonu değişkenlik gösteriri ve tam değildir; verilen dozun en fazla % 30’u absorbe edilir. Aynı kan düzeyini elde etmek için ağızdan dozu, kas içine dozunun 4-5 katı olmalıdır. Besin varlığında absorpsiyonu daha da azalır. Fenokseipenisilinler aside dayanıklıdırlar ve absorpsiyon dereceleri besin varlığında azalmaz; fakat artabilir. b- laktamazlara dayanıklı penisilinlerden, metisilin hariç diğerleri aside dayanıklıdırlar ve mide- bağırsak kanalından yeterli derecede absorbe edilirler fakat besin varlığında absorpsiyonları azalır. Aminopenisilinler aside dayanılıdırlar ve mide- bağırsak kanalından yeterli derecede absorbe edilirler. Oral verilen aminopenisilinler kandaki doruk konsantrasyonlarını genellikle verilişten 1-2 saat sonra oluştururlar.Karboksipenisilinler ve asilüreidopenisilinler aside dayanıksızdırlar ve bağırsaktan absorbe edilmezler
( indanilkarbenisilin hariç ).
Penisilinlerin enjeksiyon uygulaması kas içine veya damar içine olarak yapılır. Aşağıdaki türleri ağızdan verilmez, sadece enjeksiyonla verilirler: prokain-penisilin G, benzatin- penisilin G, metisilin, tikarsilin ve asilüreidopenisilinler. Aşağıdaki penisilinler ise enjeksiyonla verilmezler sadece ağızdan verilirler: fenoksipenisilinler ve kloksasilinler. Penisilin G’nin oral absorpsiyon derecesi düşük olduğu için ağızdan verilmesi tavsiye edilmez ve Türkiye’de ağızdan müstahzarı yoktur.
Penisilinler asidik irritan bileşikler oldukları için, kastan injeksiyon yerinde ağrı yaparlar. Yanlışlıkla sinir üzerine enjekte edildiklerinde, orada geçici disfonsiyona neden olurlar. Çoğunun etki süresi kısa olduğu için 4-6 saatte bir yani günde 4 veya 6 kez injekte edilmeleri gerekir. Bu kadar sık şekilde injeksiyonun i.m. yapılması, özellikle yüksek dozda penisilin uygulanıyorsa, sorun yaratır. Bu nedenle doz yüksekse injeksiyonun damardan yapılması tercih edilir; uygulama yavaş imjeksiyon ya da damardan injeksiyon şeklinde yapılır. Penisilin G’ nin indike olduğu durumlarda, kan düzeyinin yüksek olmasından ziyade sürekli olması isteniyorsa, günde 1 veya 2 kez uygulanması yeterli olan prokain- penisilin G i.m. uygulanır; daha da uzun bir etki isteniyorsa benzatin- penisilin G aynı yoldan uygulanır. Bu iki türev suda süspansiyon yaptıkları için damardan uygulanmazlar. Yüksek dozda penisilin G uygulanması gerekiyorsa bu ilacın kristalize şeklinin sudaki solüsyonu damar içine injeksiyon veya damar içine infüzyonla verilir.
Ağır infeksiyonlarda penisilinler ağızdan verilirler; hastanın durumu stabilize edildikten sonra, tedaviye aynı ilacın ağızdan şekli ile ve ağızdan verilen şekli yoksa ağızdan verilebilen başka bir penisilinle devam edilebilir. Absorpsiyondan sonra penisilinler vücut sıvıları ve dokuları içine ( beyin, BOS, göz ve eklemler hariç) serbestçe dağılırlar. Kanda penisilin G, metisilin, amoksisilin, ampisilin , karboksipenisilinler ve asilüreidopenisilinler proteinlere orta derecede bağlanırlar ( % 20-62 ), halbuki izoksazolil penisilinler yüksek oranda bağlanırlar ( % 90-96 ). Bu sonuçların antibakteriyel kan düzeyleri yaklaşık olarak öncelerinki kadar devam eder. Sadece serbest penisilin fraksiyonunun antibakteriyel etkinliği vardır ve sadece bu franksiyon dokuya geçebilir. Ekstraselüler sıvıdaki penisilin konsantrasyonu plazmadaki serbest franksiyonun konsantrasyonuna eşittir. Parenteral yoldan, bölünmüş olarak günde 6 gram dozunda ( 10.000.000 Ü penisilin G’ye eşdeğer) verilen penisilinler, serumda 1-10 Ü/ml arasında değişen bir konsantrasyon sağlayabilirler. Prokain – penisilin G, 600.000 Ü i.m. injekte edildiğinde doruk serum konsantrasyonu 1-3 mg/ ml olur. Ağızdan 250 mg potasyum penisilin V veya ampisilin uygulandığı zaman elde edilen ortalama doruk düzey 2.0 mg7 ml dolayındadır.
__________________




Besiktas JK






.
OnuR Ofline   Alıntı ile Cevapla