[bjk_bjk]

Beşiktaş'ın lider duruma yükselmesi taraftarını etkilemiş, son senelerde Ankara'da eksilen Siyah-Beyazlılar, bu defa tribünleri doldurmuştu.
Ancak özellikle ilk yarıda ortaya konulan futbol tatmin edici düzeyde değildi. Oysa ismi büyük takımların en belirgin özelliklerinden biri de, seriyi istikrarlı şekilde sürdürmektir. İbrahim Kaş'ın sakatlığı, takım tertibinde oynamalara neden olmuştu. Ali Tandoğan sağ stopere geçmiş, İbrahim Toroman ise ön libero görevini üstlenmişti.
İlk yarının 15. dakikasından sonra maça hakim taraf Gençlerbirliği, yakaladıkları fırsatları değerlendirebilse lider için oyun tatsızlaşabilirdi. Siyah-Beyazlı takım kale önünde bir defa Delgado ile şans yakaladıysa da kaleci Recep buna izin vermedi. Tello'nun uzaktan kaleyi yoklayan vuruşlarında çerçeveyi bulamaması şans değil beceriksizlikti.
Siyah-Beyazlı takım, önemli özelliklerinden, rakip atakları karşıladığında uzun toplarla defansın arkasına adam kaçırmayı da bir türlü beceremedi . Bu noktada Serdar Özkan'ın olumsuz futbolu, Tello'nun defansif anlamda fazla ileriye gitmemesi kenar organizasyonlarının gelişmemesine neden oldu. Oysa Gençler'in iki kenar stoperi üzerlerine gidildiğinde telaşa kapılıp top kaybeden futbolculardı.
30'da hakem Yunus Yıldırım Baki'nin Isaac'ı arkadan itmesini cezalandırsa top penaltı noktasına konulacak belki de Başkent takımı öne geçme fırsatını yakalayacaktı. Kenarların iş görmez haline orta alanda oyun kurma görevini yüklenen Delgado'nun verimsiz futbolu da eklenince haliyle oynar görünen takım kırmızı siyahlılardı. Oysa geri dörtlüsü blok halinde çıkmayıp defans güvenliğine önem verir halinden istifade etmek gerekirdi ama ilerde çoğalmayı sağlayacak oyun içi varyasyonlar siyah beyazlı tarafta görülemedi.
Tatsız tuzsuz ,futbol adına hiçbir güzelliğin yaşanmadığı ilk yarı durumu anlatan bir skorla bitti, 0-0 . Nobre ve Holosko'da ki durgunluk enteresandı. Geçen haftanın göze batanları bu defa saha da mumla aranır haldeydiler. İkinci yarıya iki takım da sonuca gitmek arzusu ile karşı kaleyi düşünen bir anlayış sergiliyordu. Nitekim 50'de Delgado 18 içinden vurdu kalenin doksan tabir edilen çatalından döndü. 1 dakika sonra bu defa serbest vuruşta topla buluşan Erhan'ın kafası üst direği yalayarak dışarı çıktı. Karşılıklı hareketlilik gol gelecek sinyalleri verirken şans İ.Toroman'a güldü . Tello'nun adrese teslim duran top kullanım becerisi golü getirdi. Geriye düşüş Gençler'in ileriye gitme arzusunu çoğalttı. Mehmet çakı ve Okan Öztürk rakip defansı zora sokacak hareketlerin sahipleriydi. Bu futbol anlayışları 69 da beraberlik golünü bulmalarını sağladı. Beşiktaş kalabalık defansının uzaklaştıramadığı topa yarım vole bir vuruş yapan Kerem bu hatayı affetmedi ve skora eşitlik getirdi: 1-1. Sonrasında Beşiktaş'ın baskısı sonuç verdi. Tuna'nın Bobo'ya hareketine çok yakındaki yan hakemin penaltı kararına uymayan Yunus Yıldırım bu defa Beşiktaş'a karşı şansın doğmasına mani oldu. Futbolun 90 dakika olduğunun önemli bir göstergesi Bobo'nun uzatma bölümünün son 15 saniyesinde takımına kazandırdığı galibiyet golü oldu. Ve Beşiktaş, hiç de iyi bir futbol sergileyemediği geceyi galibiyetle kapayarak liderlik şansını devam yolunda bir adım daha attı.