-Türkiye'nin en iyi ve ateşli tribünlerini oluşturmayı nasıl başarıyorsunuz...
Bizim jenerasyonumuz yani 35 -45 yaş arası taraftarlarımızın kapalı tribüne karşı bir bağlılığı vardır. Buna ister duygusallık ister nostalji deyin. Bizim 20-25 yaşlarında olduğumuz dönemlerde bütün maçlar Mithatpaşa Stadı'nda oynanırdı. Keza daha Ali Sami Yen açılmamıştı, Kadıköy Stadı ortalıkta bile yoktu..Onun için bütün büyük takımların taraftarları hep bizim stada akın ederdi. Bizim stadın inanılmaz bir baskı atmosferi var.. Ben çok iyi hatırlıyorum, 3 büyük takımın taraftarları, İngiltere, İrlanda ve diğer milli maçlarda kapalının ortasını almak için giriş kapsının önünde sabahlardı.Yani anlayacağınız bizim jenerasyonda kapalının anlamı ve değeri çok büyük. 78- 80 seneleri arasında Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarlarına kapalının tamamını vermedik.Şimdiki bulunduğumuz bölümde koltuklar var.. Ama ozamanlar banklar vardı ve 7 bin 8 bin kişi tamamen dordururduk kapalıyı, inanılmaz bir görüntü sağlanırdı.
Bu stad Fenerliler ve G.Saraylılar için de büyük önem teşkil ediyor. Mesela deseler ki, bir Fenerbahçe maçı İnönü'de oynanacak Kadıköy'e hayatta maça gitmeyen taraftar sırf İnönü'yü görmek için gelir. Çünkü Fenerlilerin de Galataraylıların İnonu'nun buyusune karşı bir özlemi var. Buna kimse hayır böyle bir şey yok diyemez.
Bu olay tabi işin nostaljil bölümü..Bu işi genele vurduğunuzda, bu tribünleri oluşturan kişilerin çoğunun okumuş insanlar olduğunu görürsünüz. Yani anlayacağınız toplama insan yok. Biz gelip de, kalkın Karagümrükten 100 , Zeytinburnundan 250 kendini bilmez kişi getirin demiyoruz. İnsanlar, bizim stadımıza gelirken yanına eşini çocuğunu veya kafa dengi arkadaşlarını alıp o tv den duyduğu, gazetelerden okuduğu müthiş atmosferi izlemeye geliyorlar..Yani anlayacağınız öyle ahkam kesen adamların tersine medeniyet içinde büyümüş insanlar geliyor tribünlerimize. Şu anda Beşiktaş semtinizin tarihi yapısı tarihi mevkiileri tamamı ile İnönü Stadı'na yansımış durumda ve böyle bir tribün Türkiye genelinde yok bence.. Mesela Porto maçı için Portekiz'e gittiğimizde maçtan önce stadın yakınında bir bara gittik. Sahibi sevdiği bütün statların resimlerini asmış ama gözüme çarpan bir şey oldu;O da en başa İnönü Stadı'nı koymuş ve altına çarşı yazmış.Neden bu resim en başta diye sorduğumda ben böyle bir tribün şov görmedim ben bütün ülkeleri gezerim hepsine giderim ama böyle mükemmel bir stat görmedim diye cevap verdi. 2. sıradada Olympiyakos stadı vardı.
-Neden Beşiktaş tribünleri Alen'siz yapamıyor, Bu gücün nedeni nedir?Bu sevgiyi sanırım ben de görüyorum.. Yolda çevirip Alen abi deyip bir şeyler anlatıyor. Özellikle maçlarda yanıma gelip kulağıma abi ben şu takımlıyım ama sırf sizi izlemeye geldim,mükemmelsiniz diyebiliyorlar..Çünkü adamlar orada Çarşıyı yaşamaya geliyorlar. Bakın bazen ben yanımdakilere hep benim dediklerimi yapın yaptıklarımı yapmayın diye söylenirim..
Ben kendime acaba ne yaptım diye sormam. Çünkü hep doğru şeyler yaptığımı düşünüyorum.., Ben BeşiktaşLI bir amigo olarak ilerleyen dönemlerinde yönetime girmek ve çok faal bir duruma gelmek istiyorum.Şu ana kadar yaşamış ve görmüş olduğum tecrübelerimi yönetimde göstermek istiyorum.Tabii ki bu durum belki 5 sene sonra ya da 10 sene sonra olacak; Ama bir şekilde bu alanda faaliyet göstermek istiyorum. Ama işte burada yıkılan tabu serseri diye nitelendiren Beşiktaş taraftarının nerelere geldiğinin bir göstergesidir. Biz bir pankart açtık 'Tribünde de varız,kongrede de varız,Divanda da varız'' Tabi bu pankart birçok kesimi rahatsız etti ;ama bu durum gerçektir. Bakın bir divan kuruluna büyük bir çoğunluğu Çarşı ruhundan gelmiş insanlar. Çarşı grubu illa vurdu kırdıdan ibaret değildir. Birçok doğru görüşün birçok haklı hareketin ve büyük simgeyi oluşturan Beşiktaş için her şeyini unutup gönülden gelen kişilerin aynı çatı altında toplanmasıdır.. Bu gelişimimizi kimse inkar edemez.Spor programlarına katıldım sayısız mailler geldi 2 gün uğraştılar gelen mailleri temizlemek için. Türkiye'de nerede ise bütün üniversitelere gittim,doçentlerle, dekanlarla birlikte konferans verdim.Bunlar başarımızın ve doğru yolda olduğumuzun bir göstergesidir.
-Beşiktaş'ın yabancı futbolcuları hakkında düşünceniz nedir?Bence bu sene 1- 2 yabancı oyuncu hariç, dört dörtlük oyuncular alındı ve uyum gösterdi. Tello,Holosko,Delgado'dan inanılmaz verim alıyoruz.. Şu anda tek sorunu Ricardinho'da yaşıyoruz. Bunun nedeni bence yaş itibariyle 2 tane Dünya Kupası görmüş olması ve Ertuğrul Hoca'nın onu yedek bırakmış olması durumu. Kendi kafasında ben 2 tane Dünya Kupası görmüşüm büyük takımlar peşimden koşmuş egosuna kapıldığı için böyle sorunlar çıkartabiliyor..
Biz tribünler olarak Ricardinho'yu kazanmak için O kadıköy'de saldırıya uğradıktan sonra İnönü'de sadece Nouma'ya yaptığımız olayı ona yaptık ve posterini açıp biz yanındayız dedik. Ama O, bize umduğumuz gibi davranmadı.. Bizi mutlu eden durum ise diğer yabancılarımızın mükemmel bir forma kavuşmuş olduklarını görmek. Türk statüsünde olsa bile bir Nobremiz var ben geldiği ilk günden beri derim O Nobre kötü de olsa ilk 11'de hep olması gerekir bence.
-Holosko bu kadar büyük bir miktara değer mi sizce?
Tabiki de değer hem de son kuruşuna kadar. Şu anda 15 yaşındaki çoçuğun ağzında bile Holosko'ya bu kadar para mı verilir gibi sorular soruyor.Bence bir futbolcuya verilen paranın hiçbir zaman konuşulmaması lazım. İlgilenilmesi gereken nokta, oyuncunun çıkardığı performansın, takıma verdiği gücün tartışılması lazım. Mesela Delgado, Bize 5 milyon Euro'ya geldi. Zürih maçında 3 gol attı, Şampiyonlar Ligi'ne katılmamızı sağladı. Katılma parası ile zaten kendi ücretini çıkardı. Futbolcular araba veya ev değilki kendime yatırım yapıp hemen satayım. Şu dönemde Holosko'ya neden 10 milyon dolar verdiniz diyen kişiler zamanında paranın para olduğu dönemde Ayhan Akman'a 8.5 milyon dolar verdiler. Onun geçmişi iyi bilmeyen insanları şimdiki zamanla iyi kandırıyorlar..Bence Holosko çok iyi transfer ve kontraataklarla alabileceğimiz maçlarında 1 numaralı yıldızıdır.
-Yabancı sınırlamasına ne diyorsunuz?Kesinlikle 5 yabancı oyuncudan fazla oynatılması taraftarı değilim.Eğer yabancı oyuncu sınırlaması kaldırılırsa Türk futbolu biter bence. Türkiye ligi bir İngiltere,İspanya,İtalya ligi gibi üst seviyede disipline dayalı bir futbol anlayaşına sahip değil ki. Bakıyorsunuz Türk futboluna, bizim alt yapımızdan çıkmış oyuncu yok gibi.. Yine Milli takıma baktığınızda Halil Altıntop, Mehmet A. gibi hep yurt dışında kendini geliştirmiş oyuncular var. 75 milyonluk ülkede milli takımda oynayan adam gibi alt yapıdan yetişmiş 5 tane futbolcu yok bu acı bir durum bence.. Hatta kaldırılmasını bırakın takımlarda zorunlu olarak ilk 11'de 17 yaş altında adam oynatılması zorunluluğu getirilmesi gerekir bence..Mesela 3 büyüklere baktığınızda, Fenerbahçe hiçbir zaman alt yapıya önem veren bir takım olmadı.Hep hazır oyuncularla bir yerlere gelmeye çalıştı.Fenerbahçe resmen yabancılaşmış bir takım olmuştur. Bir tek Volkan Türkiye içinde alt yapısı oluşmuş bir oyuncudur Bir de Uğur Boral var. O da daha yeni geldi.. Galatasaray'da da farklı bir durum söz konusu değil. Takımı genç gibi gözükse de Barışlar Serkanlar hep alt yapılarını Almanya'da almış oyunculardır.Aslında bizlerde de hatalar var. 12 yaşında Muhammed diye bir çocuk var.Şöyle topçu böyle topçu diye basın önüne çıkıyor ve bunları gören çoçuğun yürüyüşü değişiyor..Böyle bir sistemde bizden topçu çıkması da zor gibi gözüküyor...
__________________ KIZLARIN GÖZÜ HEP YÜKSEKLERDE ZENGİN PARALI ŞIK ERKEKLERDE BİZİM ONLARDAN NE FARKIMIZ VAR BEŞİKTAŞLIYIZ ! İŞTE O KADAR..
Konu taKi_bJk tarafından (14-03-2008 Saat 16:18 ) değiştirilmiştir..
|