İnanın bu yazıyı yazmak için cok düşündüm neresinden başlasam bilmiyorum,yorumlara bakıyorum kimi bakiyi linç etmiş kimi üzülmezi kimi tandoğanı kimi yönetimi kimi çarşıyı kimi de ilginçtir pembe tablolar çizmeyi sürdürmüş...
Bugüne nasıl geldiğimizi, nerede hata yaptığımızı hep küçük sebeplere bağlanmışız olaya geniş bakmaktan aciz hale gelmişiz.İnanın bugün avrupa kupalarına katılamayacak bir takım hale gelmemizin sebepleri cok daha eskilere dayanıyor.Bir geçmişe gidelim ve durumu bir sorgulayalım nedersiniz?
Hatırlarmısınız Futbolun köhne düzeninin yıkıldığı yıllar,hani "liberal" devrimin temellerinin atıldığı yıllar,Çok değil canım 90'lı yılların başı...Beşiktaş denince akla neler gelirdi?Saygınlık, Onur,Şeref,Mütevazılık..Biz hep şerefli ikincileklerle, cıkardığımız 17lik gençlerle övünürdük,Beşiktaşın gercekten "Halkın Takımı"olduğu yıllardı...Ancak kendimizi koruduğumuz dünya değişiyordu ne ondan soyutlanabiliyor nede değerlerimizden vazgeçebiliyorduk.Futbolun bir ekonomik değer ve ticari yatırım aracı olarak algılanması bize tersti ama rakiplerimizin boyle değerleri pek önemsemediği için özellikle 2000li yıllarla beraber yeni sistemle uzlaşmaları daha az sancılı oldu..Artık Beşiktaş taraftarıda takımlarında bir okacha bir kostadinov bir hogh
bir anderson bir ortega bir revivo bir rapaiC bir anelka.... görmek istiyordu.Nitekim cok geçmeden süleyman seba şerefli koltuğu Küfürlerle bırakmak zorunda kaldı.İşte "TANRI"nın beşiktaşı cezalandırdığı yıllarda böyle başlayacaktı.Hadi utanıp saklamayalım,Fenerbahçe'den ne kadar nefret etsekte bu nefretimiz onlar gibi olamamaktan,küresel futbol ekonomisine ayak uyduramadığımızdan kaynaklanıyordu.Bu hırs bize pahalıya mal olacaktı.Önce Bilgili göreve geldi hatırlarsanız bir kaç sancılı sene sonrası yıldız futbolcular alınmış hatta özlenen şampiyonlukta yakalanmıştı ama liberal devriminde alt yapıları atılıyordu ve bu uzun yolun sonunda "kapalı" bir tiyatro salonuna cevrilmiş ve cefakar taraftar kendini kale arkasında bulmustu.Kahrolasıcası localar ve şık sinema koltukları bize şampiyonluktan daha fazla para ve yıldız getiriyordu.Galiba istediğimiz olmaya başlamıştı ama biz genede hem eskisi gibi olalım hem yıldızlar alıp hemde şampiyon olalım istiyorduk,bu sefer "büyük başkanımıza(!)" sığınmıştık.Büyük başkan kartalımızı borsaya açtı,tesisleşmeyle beraber kulübü bir şirket gibi yönetmeye başladı(!) ve stadımızıda büyüttü ama burada bir sorun vardı.Beşiktaş taraftarı yıldızlar isterken alınan oyuncular:çağdaş,ali güneş,tayfun,okan,kürşat youla gibi 3.sınıf TSL yıldızları..Ancak yabancılar yüz güldürür gibiydi hiç olmazsa onlar iyi görünüyordu;Klebersonlar ailtonlar Carewler Runjeler,Ricolar Delgadolar.Tellolar vs.....Hocalar ise düştüğümüz çarpık durumu özetliyordu
el bosque,RızA Tigana ve Ertuğrul...(Şu isimler arasındaki farklara bakar mısınızbi öyle bi böyle)Küresel futbol ekonomisinde "bizde" dünya kulübü olmak isterken birden kendimizi bir "iyi bi anadolu kulübü" olarak bulmuştuk.Bunun üstüne birde kulübün kötü yönetilmesi ve futboldan anlamayan şımarık patronların beşiktaşa el atmasıyla beraber artık kulübün borç yüküde gırtlağı sıkmaya başlamıştı.Milyonlarca dolar fifalarda Caslarda kaçıp giden yabancı futbolcu ve hocalara teslim edilmişti bununlada yetinilmemeiş ne idüğü belirsiz futbolcularada milyonlarca dolar verilmişti(diatta,higuain,gordon daha bunlar aklıma gelenler..) ve en kötüsüde yapılan bu hatalardan hiç ders alınmamasıydı.İşte fenerbahceye burda kaybettik.Onlar hatalarını faketti biz hep suçu dışarda aradık(onlar beklerine carlosu aldı ön liberoya aurilleio yetmezmiş gibi birde maldonadoyu aldı biz hep forvet aldık,oyunun defanstan basladığını unuttuk)..Bakilerde üzülmezlerde,ertuğrullarda aradık suçu...Tabiiki onlarında büyük sucu var ancak futbol bir takım işi ekip işi!Onları buraya Tanrı getirmedi!İşte özetin özeti olan bu felaket senaryosu ile dünkü fener maçına geldik.Taktiksel hatalar bu hataların yanında o kadar masum kalıyorki yazmam bile şaçma zira bazı arkadaslar sinirleniyor neymiş bu teknik taktik ekibin işiymiş.Şadece buna cevap vereceğim.Karsınızda 4-5-1 taktiği ile oynayan ve bekleri sürekli hucuma cıkan bir rakibe karsı 4-1-2-1 gibi bir taktikle çift forvet ve arkalarında delgado özkan vb oyuncularla ve bu savunma kurgusuyyla oynamak intihar demekti.Burda onunla ilgili bir başlık actık tartıstırılmadan kapanmak istendi.Neymiş biz ne anlarmışısz ...neyse(!)Neden üzülmeze kızılıyor söyliyimmi?Mesela gol yediğimiz pozisyonda ilk golde 3lü ortasahanın kanatları olan tello ve serdar cıkan beklerimi tutsun yoksa ortada aurellio alex ve maldonado ile mi uğrassın??İşte tello yardıma gelemyince dikkat ederseniz arkadan gökhanda bindirdi ibo hangisini tutacağını sasırdı.Orda isterseniz dünyanın en iyi sol bekini getirin yine bir sey yapamazdı.Futbol bir takım işi!Evet ibo yetersiz ama ya ayağındaki her topu kaybeden ve savunması sıfır olan delgadoya nedemeli?haa pardon onun dokunulmazlığı var ona 5milyon verdik,o sahada umursamazca sacma sapan hareketler yapabilir,haklısınız.Fenerbahceye karsı ortasahayı bu kadar güçsüz tutan ve oyuna hiç müdahale edemeyen hocaya ne demeli?Zavallı bakiye üzülmeze veya hakeme kızınca başarılar bizim mi olacak..Bu oyuncular tabikki beşiktaşın oyuncusu değiller ama problem baska yerde arkadaslar.Baki gider gordon gelir,o gider diatta gelir.
KUSURA BAKMAYIN AMA BİZ BU SEVDADAN VAZGEÇTİK ALLAHTA BELAMIZI VERDİ,hadi eywallah...