Şişko Nuri ve Yıldırım Demirören | | “Bizim Emre `ye yaptığımız teklif Fenerbahçe’ninkinden daha iyiydi. Önerdiğimiz rakamı açıklamam.” ( 8 Temmuz 2005 )
“İstiyorum ki bu sene biz kupayı alalım, Galatasaray da şampiyon olsun” ( 13 Nisan 2006 )
“Artık Fenerbahçe’nin dediği olmayacak. Yumruğumuzu masaya vuracağız” ( 14 Nisan 2006 )
“O gün Fenerbahçe eğer Galatasaray’la değil de Yozgatspor ile çekişiyor olsaydı ben ‘Yozgatspor’un kazanmasını isterdim’ derdim.” ( 24 Mayıs 2006 )
"100.yılında hedefim Fenerbahçe’yi şampiyon yapmamak" ( 19 Temmuz 2006 )
“Roberto Carlos’u 2 saatte getirirdim” ( 22 Ağustos 2006 )
“Alex bize yaramaz” ( 2 Ekim 2006 )
“Fenerbahçe`nin, yabancı sayısının artması için yaptığı baskıya karşı çarpışıyorum. Diğer kulüpler de yanımızda dursun.” ( 1 Temmuz 2007 )
Bu demeçler, Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören’in çeşitli etkinliklerde, röportajlarda ya da basın toplantılarında söylediği ve basında yer alan demeçlerinden sadece birkaçı. Görevde olduğu 4 yıl boyunca bunun gibi birçok demeci daha var.
Bu demeçlerin ortak özelliği güçlerini Beşiktaş’tan ziyade, doğrudan Fenerbahçe ya da Fenerbahçe’nin paydaşlarından alıyor olmaları. Kendi gücünü hamasi yollardan dahi anlatmaktan aciz; bunu sürekli Fenerbahçe üzerinden, Fenerbahçe’ye karşı olmakla pazarlamaya çalışan bir ideoloji.
O sakat ideolojinin ürünü olarak Tayfun Korkut, Ali Güneş, Mustafa Doğan, Emre Aşık, Murat Şahin, Marcio Nobre, Mehmet Yozgatlı, Rüştü Reçber’e Beşiktaş forması giydirebilecek kadar kontrolsüz
Kimi Beşiktaş taraftarını “Fenerbahçe’nin yedeklerini tutacağıma aslarını tutarım” deme noktasına getirebilecek bir portre.
Bu karşı olma, anti-Fenerbahçelilik düsturu uğrunda Galatasaray ile beraber “el değmemiş tertemiz bir lig istiyoruz” ve son olarak “beyaz sayfa” çıkışlarını; üstelik Türkiye’de 2 büyük ( Fenerbahçe ve Galatasaray ) yaratılmaya çalışıyor tezini savunmasına rağmen yapabilecek kadar çiğ.
Beşiktaş bu baş ve yönetim ile sadece şampiyonluklar ve yıllar değil; bir kulüp için kazanılması en zor olan, mesela Chelsea’nin erişebilmek için uğruna milyonlarca sterlin harcayıp da satın alamadığı, geleneğini kaybediyor.
En tehlikelisi bu.
Gitgide eriyen bir karakter ve her demeçle biraz daha kamburlaşan, taraftarının övünç kaynağı Beşiktaşlılık duruşu, geleneği.
Yıldırım Demirören bana bu haliyle babasının gücüyle Sezerciğin eşeği Mıstık’ı her ne pahasına olursa olsun almaya çalışan ve Şişko Nuri’nin canlandırdığı Yeşilçam tiplemesinden farklı gelmiyor ve daha korkutucu olanı bunun bitecek gibi de gelmemesi.
Beşiktaş taraftarının sabrına hayran olmamak elde değil.
Alper Öcal
__________________ |