Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-04-2008, 16:07   #1
Zeynom
♥zєуησм♥
 
Zeynom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Köyiçi'inde Başladı Herşey...(çarşı)



Beşiktaş’ta Balıkçılar Çarşısı’nın içindeki Balık Meyhesi bana eski İstanbul şarkılarının sözlerini
hatırlatır. Meyhanin duvarları Beşiktaşlı eski futbolcuların, mekânın müşterisi olan sanatçıların, siyaset
adamlarının fotoğraflarıyla doludur. Meyhanenin sahibi Turgut Vidinli de eski bir futbolcu ve karşılıklı top
oynadığı eski takım arkadaşlarından Canti Yalçın’ın dediği gibi “hâlâ dal gibi!” Buraya ne zaman bir akşam
ziyareti yapsam, o yerinde duramaz kıpır kıpır haliyle Vidinli’nin ve arkadaşlarının o haftaki maç hakkında
ya da takımın efsanevi eski futbolculardından Yusuf Tunaoğlu’nun yanık teni, yeşil gözleri üzerine yaptıkları
bir değerlendirmeye tanık olurum: “Biz Beşiktaşlıyız kardeşim. Bizim takımımızda Köyiçili çocuklar top
oynardı. Hele Yusuf, Alain Delon’umuzdu bizim. Yakışıklıydı, iyi topçuydu. Bir de adamdı, adaam!” Bu
konuşmalar Beşiktaşlıların kısaca Çarşı dediği Köyiçi’nde asılı bir pankartı doğrular niteliktedir: “Köyiçi’
nde Başladı Her Şey!”
Barbaros Bulvarı ile Akaretler Caddesi arasında kalan Köyiçi, Beşiktaş’ın merkezi ve çarşısı; semtin bütün

gündüz canlılığı burada yaşanıyor. Balıkçılar, manavlar, giyim mağazaları, ayakkabı satıcıları, meyhaneler,
esnaf lokantaları ve tiyatro bu yaklaşık bir kilometre karelik alanda dizili. Önce Abdülaziz, sonra yeniden
II. Abdülhamid döneminde yıldızı parlayan semtin kalbi olan Köyiçi, 1950’lerde Barbaros Bulvarı ve Boğaz Yolu
inşa edilirken bir parçası olduğu sahil boyundan ve (BJK’nin ilk binasının da bulunduğu) Serencebey’den
kopmuştu. Semtin büyük bölümünde görülen betonlaşmaya rağmen Köyiçi, parkları, dar sokakları, semtin Osmanlı
döneminden bugüne kadar gelebilmiş cumbalı, iki veya üç katlı kâgir binaları ile kısmen de olsa o eski Boğaz
kasabası havasını koruyor. Tıpkı taraftar camiasında eski kuşağın hâlâ söz sahibi olması gibi.
Beşiktaş Futbol Takımı’nın Çarşı’da bulunan Rus Kilisesi karşısındaki ikinci kulüp binasında yeniden doğduğu

1918 yılından bu yana,
Köyiçi’nin taraftarlar için de özel bir anlamı var. Beşiktaş camiasında gerçek bir taraftar sayılmanız için

sadece takımı tutmanız yetmez. Belli bir tarza, duruşa, mahalleli ruhuna sahip olmanız gerekir. Özellikle
ellili–altmışlı yaşlarını süren bir taraftara bir diğeri hakkındaki fikrini soracak olursanız, ölçü futbol
takımını sevmek kadar Beşiktaş’ı, Akaretler’i ve Köyiçi’ni de sevmektir. Ayrıca, kuruluşu Beşiktaş kadar
eskiye dayanan ve birinci ligde kalmayı başarmış çok az semt takımı var. Bu durum bir Beşiktaşlı için ayrıca
övünme vesilesi.
Köyiçi’nin stadyumdaki temsilcisi ve takımın en büyük taraftar grubu olan Çarşı’nın “bıçkın”

delikanlılarından Yılmaz Gitgetir: “Biz Beşiktaş’ın müşterisi değil sevgilisiyiz!” diye duygularını
anlatıyor. İster içlerinde olun, isterseniz gönülden destekleyin, Çarşılı olmak sahici taraftarlığın en
çarpıcı göstergesi, coşkulu bir ruh hali; tutkulu bir sahiplenme, göğsünü açıp sevgisini orta yere koyma
hali. Zaman zaman taraftar grupları arasında çıkan olaylarda başrolde genellikle Çarşılıların yer alması,
kavgaya düşkün oldukları kanısını yaratsa da, bu gençlerin eski kuşağın sık sık sözünü ettiği “mahalleli
ruhu”nu devam ettirmek gibi bir misyonu var. Siyah–beyaz kaşkollu ya da Beşiktaş forması giymiş Çarşılılar,
‘A’ (anarşistlerin a’sını kast ediyorlar) harfi yuvarlak içine alınmış “Çarşı” sözcüğünü sprey boyayla
Beşiktaş sokaklarına yazarak takımlarını ve semtlerini nasıl sahiplendiklerini gösteriyorlar. Stadyumlara
arsız birer sardunya gibi saçaklanan pankartlarda da bu coşku var: “Siyah–Beyaz: Ölüm–Yaşam!” “Seni Sevmek
Bir Ölüm Kalım Meselesi Değil Ondan Daha Öte Bir Şeydir!”


Yazı: Hakan Dilek


__________________
bir gün herkes beşiktaşlı olmasın bırakın o ayrıcalık bizde kalsın...
Zeynom Ofline   Alıntı ile Cevapla