[HandaN]

Çaykur Rize deplasmanında maç öncesi Beşiktaş açısından iki sıkıntı birden vardı. Birincisi; 2004'ten beri konuşulan Rizespor-Beşiktaş maçı ve sonucunu çeşitli nedenlere bağlayanların sık sık bu olayı gündeme getirmeleri.Diğeri ise Siyah-Beyazlı takımın bu maçtan puansız ayrılması halinde UEFA şansını büyük ölçüde kaybedeceği gerçeği. Misafir takımın bu sıkıntılarına karşın Rizespor'un kümede kalma savaşında puanlara olan ihtiyacı ve de aslardan yoksun kadrosuyla mücadele etme handikapı müsabakayı zorluk derecesi yüksek bir duruma getirmişti. Ertuğrul Sağlam, ilk onbirde Gökhan ve Delgado'ya forma vermeyerek rakibe iyilik yapmıştı. Dörtlü defansın önünde Cisse-Tello ikilisi ofansif ve defansif anlamda oyunu kontrolle görevlendirilmişlerdi. Ancak oyunun başında topla daha çok buluşup rakip kaleyi düşünen ev sahibinin futbolcularıydı. Eksik olmalarına rağmen kazanma azimleri sebebiyle attıkları her adımı fuleler haline dönüştürüyorlardı. 15'te korner atışını kullanan Leandro'nun, arka direğin de arkasına koşu yaptığını gördüğü Mustafa Çiçek'in kafasıyla buluşturduğu topu Rüştü filelerden çıkarmak zorunda kaldı. Geriye düşüş, Siyah-Beyazlı oyuncuların az da olsa aklını başına getirdi. İşin şaka götürür tarafı yoktu. Serdar Özkan'ın gayreti oyunu dengeledi. Pozisyonlar vardı. Ama gol ancak devrenin bitişine yakın geldi. Tello'nun altıpas köşesine giden İbrahim Kaş'a attığı uzun topu Beşiktaş'ta son günlerini yaşayan genç oyuncu için kaleye bırakmak zor olmadı. Goldeki kombinasyon Siyah-Beyazlı takımda son zamanlarda görülemeyen güzellikteydi. Şahsi gayretlerle oyun bir yere kadar forse edilebilirdi. Başarının üçüncülük olarak algılandığı günleri yaşayan koca dev Beşiktaş, bu oyunla kendisinden parasal anlamda çok küçük ama yüreğiyle oynayan Rizespor karşısında ilk yarıda beraberliğe razı oluyordu. Cisse'nin durgunluğu ve oyuna uyum sağlayamayışı, Holosko'nun sanki lig bitmiş havasındaki hali, geleceğe yön verenlerin mutlaka dikkatini çekmiştir! Bu maçlar önümüzdeki sezonun programını yapmada da yardımcı bir özellik taşımalıdır. Bu oyun anlayışı haliyle rakibe şans veriyordu. Yeşil-Mavili futbolcuların gayretleri semeresini veremedi. Ataktayken verdikleri kontra, 77'de Holosko-Delgado verkaçından gol yemelerine neden oldu. Arjantinli futbolcunun büyük bir hırsla vurduğu top ve gol kendisine moral oldu. Bu sonuç 2004 hesabının da kapanması anlamındaydı. Artık Bursaspor-Beşiktaş anlaşmazlığı da son bulmalı ve iki güzide şehrin takımının taraftarları spordaki barış ve kardeşliğin bir anlam kazanabilmesi için geçmişin üzerine sünger çekmeleri arzulanan bir husustur.