[HandaN]

-Ajitatör ve Örgütçü Halide Onbaşı;
Türk Kurtuluş Savaşı’nda kadın denilince ilk onun adının gelmesi, her alanda görev almış olduğu kadar, yüksek öğrenim yapmış,yurt dışına çıkmış davasında kararlı ve yetenekli bir kadın olmasındadır. İzmir’in işgali üzerine 30 Mayıs 1919 günü büyük bir kalabalığın katıldığı Sultanahmet Mitingi’n de yaptığı konuşmasında bulunan kalabalığa yemin ettirmiştir

-Kahramanlık Örneği,Bitlis Defterdarının Eşi;
Kurtuluş savaşında çete savaşlarının en şiddetlisi üç Güneydoğu kentinde verilmiştir.Urfa,Antep,Maraş…
Maraş’ın Kayabaşı Mahallesi’nde oturan Bitlis defterdarının eşi evinden açtığı mazgaldan, mahallelerine canavarca saldıran düşmanlarla çarpışmalara katılmıştır. Akşama kadar sekiz düşmanı telef etmeyi başarmış,akşamüstü erkek giysisi içinde evinden çıkmış,savaşa devam edecekler arasına katılmıştır.



- Kadın Savaşçıların Simgesi,Erzurumlu Kara Fatma ;
Savaşa katılan kadınlara Kara Fatma denilmektedir.Diğerlerinden ayırmak için ona “Erzurumlu Kara Fatma” denilmiştir. Asıl adı Fatma Seher. Belinde fişeği, ayağında çizmeleri, elinde kamçısıyla tam bir “İstiklal Savaşı Akıncısı” olan ve şehit eşinin bıraktığı boşluğu doldurmak için orduya katılan Fatma Seher.Adana cephesinde Fransızlar ve Ermenilerle savaşmış; Dinar, Afyonkarahisar, Nazilli, Sarayköy ve Tire’de bir asker gibi çalışan Fatma Seher’in, İznik Cephesi’ne aralarında oğlu ve kardeşinin de bulunduğu 380 gönüllü getirdiği de dile getirilen kısa zamanda çetesindeki üye sayısı 480 kişiyi bulan Kara Fatma’nın müfrezesindeki 43 kadından 28’i şehit olmuş, kendisi ise yaralanmıştır.



- Boynundaki Altını Satarak Tüfek Alan Binbaşı Emire Ayşe;
Aslen Selanikli’dir. Büyük Harp’te Kafkas Cephesi’nde yaralanarak ölen eşinin intikamını almak için yemin etmiştir. Boynundaki altını satarak tüfek alan, İzmir işgal edilince oğlu Ahmet’in de aralarında bulunduğu 800 atlıyı toplayarak dağa çekilen Binbaşı Ayşe’nin, Salihli, Demirci, Simav, Gördes ve Kütahya’da savaştığı, Sakarya Savaşı’nda sol kasığına giren piyade mermisiyle yaralanmış, iyileştikten sonra ise yeniden müfrezesine katılmıştır. Sakarya Savaşı sırasında Ankara’da bulunan 3 kızını Mustafa Kemal Paşa’ya emanet eden Binbaşı Ayşe, büyük oğlu Demirci ile küçük oğlu da İkinci İnönü Savaşlarında şehit olmuştur...



-Çete Ayşe:
Namusumuzu Savaşı yıllarında 22 yaşındadır ve iki kızı vardır.Kocası Birinci Dünya savaşında öldüğü için duldur. Aydın’ın işgal edilmesi üzerine 7 yaşındaki kızını bırakarak cepheye koşmuş, 58 saat savaştığı ve takım çavuşu olmuştur

-Tayyar Rahmiye:Kırmızı Müfrezenin Uçan Savaşcısı;
Osmaniye İlçesinin Kaypak Bucağı Raziyeler köyünden Rahmiye Hatun Fransızların bir çok işkencelerine uğrayan Hüseyin Ağa’nın Kuvayi-i Milliyesi’ne gönüllü olarak girmiş ve Hasanbeyli civarındaki 11.Tümen’e karşı yapılan saldırıya katılmıştır.Bu çarpışmalardan Fransızlardan 80 tüfek ve 2 makinalı tüfek almıştır.Çarpışmalarda şehit düşen ve ateş altında kalan iki arkadaşını kurtarmak için Kuvayi-i Milliye erleri’nin cesaretsizliğini gören Rahmiye, hemen ileri atılarak şehitleri gidip kurtarmış ve bu kahramanlığında dolayı ismine Tayyar (Uçan) namı verilmiştir.

-Fransız Birliği’ni Pusuya Düşüren Kılavuz Hatice;
Panzı Çukur köyünden Hasan Ağa’nın kızı olan Emin ve Derviş Ağaların Kuvayi-i Milliyesi’nde görev yapan Hatice Hatun,kendilerine çekilme yolu arayan Fransızlara küçük bir ücret karşılığında kılavuzluk yapmayı kabul etmiştir.Kararlaştırılan saatte harekete geçen Fransızlar,gece karanlığında giderlerken Hatice onları pek sarp olan Kar Boğazı’na tıkmış ve bundan da Tük savaşçıları haberdar edilmiştir. Pusuya düşürülen Fransız kuvvetleri Türk Kuvayi-i Milliyesi’nin ateşi ile karşılaşmış ve bozguna uğramıştır.Mevcutları 800’ü aşan Fransızlardan 200’ü öldürülmüş 650 Fransız esir alınmıştır.



-Asker’e Yemin ettiren Garip Kadın,Gül Hanım ;
Gül hanım Doğu’dan gelmiştir. Büyük Taarruz öncesinde Halide Ediple birlikte cephede askerle birlikte ağlamış “Eğer vatanı kurtarmadan gelirseniz,size lanet edeceğiz” demiştir. Bunun üzerine bütün asker ağlayarak yemin etmiştir.Gül hanım taarruzdan bir gün evvel bütün tümenleri gezmiştir. Askere birer birer yemin ettirmiştir. Nihayet asker kalbi aslan gibi kabarmış “Harp isteriz” diye ağlamıştır.



-Aşkın Ölüme Götürdüğü Efe Karısı;Gördesli Makbule;
Yeni evlendiği Halil Efe’den ayrılmak istemeyen Gördesli Makbule’nin, henüz 19 yaşındayken akıncılara katıldığı, iyi at binen ve silah kullanan, kısa mantosu, çizmesi, kalpağı ve mavzeriyle tam bir çeteci olan bu genç kadının, Gördes’i yakan düşmana büyük bir kin duyduğu belirtiliyor. Ancak,Gördesli Makbule diğer bazı kadın savaşçılar gibi Kurtuluş gününü göremeden başından aldığı bir kurşunla şehit olmuştur. Büyük aşkla bağlandığı eşi Halil Efe’ de 2 ay sonra düşmanla girdiği çatışmada şehit olmuştur.

-Ayşe Kadın,
25 Kişilik Kadın Birliğinin Kumandanı; Fransa’nın Lyon Kentinde yayınlanan Progra gazetesine, İstanbul’dan gönderilen bir mektuba göre, o zaman (1921 yılı sonbaharı) Türkiye’de Anadolu’nun savunmasında iki kadın öne çıkmıştır. Bunlardan biri Halide Edip diğeri ise Ayşe Hanımdır.

-Adile Hanım (Tarsuslu Kara Fatma);
Arkadaşları arasında Kara Fatma olarak tanınan bu savaşçı kadının asıl adı Adile Hala’dır. Tarsusludur. Sekiz, on kişilik çetesiyle birlikte Afyon Cephesi savaşlarına koşarak katılmıştır. Tarsuslu Kara Fatma İstiklal Madalyası almıştır.

-Asker Saime,
Üniversite Öğrenciliğinden Cepheye ; Mütareke başlangıcında üniversite öğrencisi olan ,diğer arkadaşlarından ayrılan tavrı özellikle sade giyimiyle arkadaşları arasında “asker saime “olarak anılmaktadır.Asıl adı Münevver Saime’dir. Asker Saime ,22 Mayıs 1919 günü yapılan Kadıköy Mitingi konuşmacılarındandır. Hakkında tutuklama emri çıkınca bir yolunu bulup Ankara’ya ulaşmış, Batı Cephesinde cephe gerisinde ve haber alma işlerinde bir çok hizmetlerde bulunmuştur.İzmit’te bir görevini yerine getirirken yaralanmış ama bunu belli etmeyerek görevine devam etmiştir. Asker Saime İstiklal Madalyası almış ve savaştan sonra edebiyat öğretmenliği yapmış 1951’de ölmüştür.

-Türk Jean-Darc’ı Küçük Nezahat ;
Nezahat sekiz yaşında annesini kaybetmiştir. Babasının da başka kimsesi olmadığı için onun kucağına düşmüş ve Birinci Dünya Savaşında da cephelerde savaşla büyümüştür. Nezahat kendi elleriyle yüzlerce düşman öldürmüştür.Ne zaman bir erin, bir subayın sarsıldığını görse “Haydi beraber çarpışalım” demektedir. Babasında küçük bir tereddüt görse “Aman baba, hiç üzülme gerçi annem ölmüştür,seni de vururlarsa ben yetim kalmam. Bana millet bakar. Haydi babacığım” diye teşvik etmektedir. Kim bir parça sendelese mutlaka onun yakasına yapışır. Bütün askerler ona Türk Jean-Darc’ı adını vermişlerdir.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nde, Kurtuluş Savaşımıza Emek Veren Kadınlarımızı saygıyla anıyorum.

( Kurtuluş Savaşı Kadınları- Zeki Sarıhan)