PKK'nın İran’daki kolu PJAK (Kürdistan Özgür Yaşam Partisi) kamplarından kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan ve ‘Etkin Pişmanlıktan' yararlandırılarak serbest bırakılan R.A., örgütün İran sınır hattında ‘gümrük vergisi' adı altında aylık 30 bin dolar gelir elde etttiği söyledi.
R.A., terör örgütünün
İran kolu olan PJAK'ın
İran topraklarında Berde Kaşo, Asos, Merivan, Kani Cenge kamplarında silahlı faaliyet yürütürken 2 ay önce örgütten kaçarak Celal
Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) peşmergelerine teslim oldu. Daha sonra Habur Sınır Kapısı’na getirilerek güvenlik güçlerine teslim edilen ‘Karan' kod adlı 21 yaşındaki R.A.'nın yargılanmasına Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.
Hakkında 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan R.A. duruşmada
İstanbul Beyoğlu
DTP İlçe Teşkilatı'nda tanıdığı bir kişinin aracılığıyla örgüte katıldığını anlatırken, “Askeri ve siyasi eğitim aldıktan sonra gönüllü olarak
İran'daki kamplara gittim. Burada PJAK kontrolündeki kampta kalmaya başladım. Doçka uçaksavarlar ağırlıklı olarak PJAK’ın kamplarına yerleştirildi. Çünkü bu kamplar hem Türk Silahlı Kuvvetleri uçakları, hem de
İran topçuları tarafından sürekli dövülüyor. Doçkaları Türk uçaklarına karşı kullanacaklar.
İran sınırında Halepçe ve Pişdere adlı 2 gümrük noktası var. Örgüt burada gelen kaçakçılardan her katır yükü için 2 bin Dinar alıyor. Gümrük noktalarında örgütün aylık geliri 30 bin dolardır” dedi.
Terörist R.A., C-4, TNT ve mayın gibi patlayıcıların Celal
Talabani’ye bağlı KYB peşmergelerinin denetimindeki Süleymaniye şehrinden temin edildiğini ileri sürerken, şunları anlatı: “Hava operasyonları artınca kamplarda doğal mağaraların yerine 4 kişinin barınabileceği sığınaklar inşa edildi. Örgüte Suriye'den katılım yok denecek kadar azaldı, şu anda
İran ve Türkiye'den katılım daha fazla. Örgütün ‘özel kuvvetler' adıyla kurduğu birimdekilere suikast ve sabotaj eğitimi verilmektedir. Kandil'de örgütün üst düzey yöneticilerinden 20 kişi tasfiyeci oldukları gerekçesiyle konsey tarafından gözaltına alınarak hücre cezasına çarptırıldı. Bu kişilerin Osman Öcalan ve grubundan daha büyük örgüte zarar verebilecekleri konuşuluyordu. Örgüte katıldığıma çok pişmanım.”
Mahkeme heyeti, sanığın kendiliğinden örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olması ve silahlı eyleme katılmadığını göz önüne alarak TCK'nın 221/2 maddesi uyarınca etkin pişmanlıktan yararlandırılarak ceza verilmeden serbest bırakılmasına oy birliğiyle karar verdi.