Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-05-2008, 22:55   #6
bentolga
 
bentolga - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
KAVGA

KAVGA

Bugün saat 19'da çeyrek final maçımız var. Sabah annemi doktora götürdüm, işimizi erken bitirdik. Annemi yolladım, ben gitmedim. Yol parasını göze alamadım. Kadıköy'e indim. Sahilde oturuyorum. Şu Beşiktaş İskelesi tarafında. Bir saat gibi bir süre geçti. Bir ayakkabı boyacısı yanımıza yanaştı. İlk önce yanımdaki beyefendiye:

-" Boyayayım mı abi, bi siftah."
-" Yok, sağol."

Yan tarafta da ben varım ya, beyefendiye pek ısrar etmedi. Sıra bende:

-" Abi boyayayım mı?"
-" Yok, istemiyorum."

Çocuk biraz daha bana yanaştı. Tam yüz yüze geldik. Daha kararlı bir ifade ile:

-" Bari sileyim, bir siftah!"
-" HAYIR kardeşim. İstemiyorum."

Çocuk ısrarı kesti. Döndü giderken,

-" HAYIRlı işler", dedim.
-" Sağol."

Biliyorum. Gel boya desem, vereceğim parayı beğenmez falan. Bir kere başıma geldi.

Maç saatini beklemeye devam gün boyu. Bu geçen zaman dilimine etrafı seyretmek, kitap ve başkasının verdiği gazeteyi okumak, bulmaca çözmek gibi işlemleri sıkıştırdık. Saat 16 oldu. Kalktık. Maç yerine yola koyulduk. Vardık. O esnada bir maç daha varmış. Onu izledik. İki takım arasında bariz farklar vardı. Takımlardan biri daha önce oynadığımız ve haliyle yendiğimiz bir takımdı. Haliyle diyorum, iyi takımız. Kim oynuyor! Neyse bu maç bitti.

18' de bizim arkadaşların maçı varmış. Onların geldiğini gördüm. Selamlaştık. Konuştuk biraz. Onlar daha sonra üstlerini giymeye gittiler. Giyindiler geldiler. Sahada ısınmak için bir top bulmuşlar, başlamışlar oynamaya. Karşı takım da o top bizim diyerek topu istemiş. Onlarda vermemiş mi ne. Ufak bir sıcak temas olmuş. Ufak diyorum devamı var. Ben uzaktan izliyorum; ama hep onlara bakacak değilim ya. Hem onlara uzaktım, duymam zordu. Arkadaşlara sordum, ne oldu diye, o anlattı. Bana kavga çıkacak dedi, tanıdık arkadaş. Ben de, iyi ben ayırırım, dedim şaka yollu. Tanıdıkların takımında az tanıdık biri de, yanıma gelip, banko kavga var, dedi. Kendimi hazırladım, öyle bir şey olursa ayıracağım. Arada kaynama ihtimali yüksek. Bilen bilir.

Maç bu sıcak hava ve ortamda başladı. Yenilmeyi baştan kabul eden ve bunu bana da diyen bizim tanıdıklar, 2-0 öne geçti. Bu esnada karşı takım dünyaları kaçırıyor. İkinci yarı bu maç 2-2 olur dedim, 2-4 oldu. Maçın sonlarına doğru bir pozisyon oldu. Bizim tanıdıklardan biri birine bayağı sert girdi, sert değil, girdi resmen. O arada aynı takımdan biri, bu sert girişe laf eden oyuncuya, kes lan, dedi. Tartışma büyümeye başlamıştı. Hepimizi bir heyecen sarmış, nelerin olacağını bekliyorduk. Olay bizim kulübeden, karşı kulübeye taşındı. Tartışma sürüyor derken, kes lan diyen oyuncuyu biri boynundan tuttuğu gibi kulübenin koltuklarına doğru taşımaya başladı. Biz izliyoruz, milletle. Ya kardeşim ayırın bari. Yok. O esnada bir cengaver atıldı. Kim: bentolga. Hafif tempo bir koşu ile kavgayı ayırmaya giriştim. Sen misin kavgaya giren. Arkadan bir insan sürüsü de benim peşimden. Beni bekliyorlarmış. Bir tanesi boğazıma bir sarıldı. Ya bırak kardeşim, ayırıyoruz. Adam ne bilsin ayırdığımı, arkadaşına dalıyorum sanıyor. Arkadan bana bir-iki kişi vurmaya çalışmış.İşte beni oradan çıkardılar. Ben:

-" Ya kardeşim biz dalmıyoruz, ayırıyoruz."
-" Biz de ayırıyoruz", dedi adam.

Kavga sonlandı. Hasar pek yoktu kimsede. Tanıdıkların takımından biri, sizi okulda görmeyim, diyordu. Bunu derken komikti açıkçası. Adamlar orda yapacaksan bir şey, yap. Eskidendi onlar, abimi çağıracağım durumları. Bu arkadaşları bizim kulübeye aldık. Gitmelerine izin vermedik. Diğer takım gitsin, öyle gidersiniz. O kavgaya giren ben, artık herkesin gözünde farklı bir konuma gelmiştim. Benim bu davranışımı takdir edenler oldu. Kimi de, bırak yesinlerdi birbirlerini, dedi. Bırakamam abi, arkadaşlarım, dedim. Turnuvayı ayarlayan hoca yanıma geldi:

"- Sen hiç gelmeyecektin."
"- Millet seyrediyor."
"- Vurmayacaktın."
"- Ne vurması hocam, ayırdım. Millet seyrediyor. Orada arkadaşlarım var, ayırmaktan başka düşüncem yoktu."

Hoca bir şey demedi. Kulübesine geri döndü. Ben de ısınmaya başladım. Çimlere bakarak, ısınmamı sürdürdüm. O esnada etrafa bakmıyordum. Milletin bana baktığından zerre şüphem yoktu. Milletin hoşuna gitmiş, herhalde bu devinimim. Maç öncesi son konuşmaları yaptık. Maça başladık. Bir serbest vuruş oldu. Arkadaşın yanına geldim:

"- Kaleye vur", dedim.

Arkadaş kaleye vurdu. Onların defans oyuncularından birine çarptı. Gol. Dakka da iki. Maçın başı erken gelen gol, iyi bir kazanımdı; fakat koruyamadık. 5-6 dakka sonra golleri geldi. Maç sert bir maç oluyordu; fakat kimsenin herhangi bir tartışmaya girme niyeti yoktu. Bunu şurdan anladım. Bir taç atışı esnasında rakibim dibine girmiştim. Beni görmedi, suratıma dirseği geldi. Adam çok üzüldü. Benden özür diledi. Bakışları içtendi. Bu oyunun geri kalan kısmında beni etkiledi. Oyun kurallarının izin verdiği seviyede, itmemi, çekmemi, yapıyordum. Tartışma olabilecek pozisyonlarda, etrafa sakinlik saçıyordum. Mevki olarak, ön libero idim, tek olarak. Şutum pek yoktur, atamam. Ama yakınlarımda top neredeyse, ben oradayım. Bas Allah bas. İkinci yarı oldu. Karşı takımdan biri ikinci sarı karttan atıldı. Oyunu karşı kaleye yığdık. Sağlı, sollu, ortalı her türlü atak kombinasyonunu yapıyoruz. Bir gol yok. Kalecileri bildiğiniz panter. Bir topumuz üst direkte patladı. Bu arada savunmada da hiç pozisyon vermedik. Tam bir AVRUPA takımı hüviyetindeydik. Gol geleceğim ben diyordu; fakat süre bitti. Biz uzatma beklerken, hoca penaltılar, dedi. İyi dedik, üzülerek. Penaltıları ilk 5'ten sonraki, ikinci penaltı da kaybettik. Ben altıncı penaltıyı attım. Topa bir vurdum. A, kaleci tutuverdi. Arkadan bir bağırtı, sevinen karşı takımdan. Hakem, kalecinin çizgiden öne çıktığını belirterek penaltıyı tekrarlattı. Kaptanımız, yanıma geldi, bir küfür etti, penaltıyı soluna vur, dedi. Tamam, dedim. Gene sağına vurdum. Gol. Yok atamıyorsun, o an top can kazanıyor sanki. 7. penaltıda kalecimiz penaltıyı kaçırınca, bu harika futbola rağmen, turnuya veda ettik. Üzüntülü değildik. Öyle bir maç akşamı idi ki, her şey mevcuttu.
bentolga Ofline   Alıntı ile Cevapla