Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-06-2008, 20:23   #1
Timo_Hildebrand
 
Timo_Hildebrand - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Bakilere ihtiyac var !!

Bu sayfalarda, öyle çok gerekmedikçe ana akım medyada gereğinden fazla yer tutan sporla, özellikle de futbolla ilgili yazmamayı düşünüyordum. Ancak, 28 kasım 2007 akşamı oynanan Beşiktaş - Marsilya mücadelesinin ardından, tam da dikkatler onun üzerindeyken bu yazıyı yazmamın iyi olacağını düşündüm.

Evet, Beşiktaş'ın bu geceki kahramanı Baki Mercimek'ten söz ediyorum. Sezon başından beri Beşiktaş takımında defans bölgesinde oynayabilecek tüm futbolcular, Gökhan Zan, İbrahim Toraman, İbrahim Kaş, Diatta ve Koray tükendikten sonra ancak düşünülen ve son iki maçta Beşiktaş adına oldukça olumlu bir futbol ortaya koyan Baki Mercimek.

Baki'yi geçen sezonun genelinde sol bekte izledik. Asıl pozisyonu itibariyle tandem oynayan ve ofansif yetenekleri kısıtlı bir futbolcu olmasından ötürü, 4-4-2 sisteminde kanat akınlarının sağlıklı gerçekleşebilmesi için ofansif yeteneğin mutlak gerekli olduğu bek pozisyonunda vasat performans göstermesi normal karşılanmalı. Ancak geçen sezonda da çıkıp bir kez olsun "Ben bu pozisyonun adamı değilim" dememiş ve hiçbir maçta bir kez olsun en ufak tartışmaya girmeden, son derece örnek bir tutum sergilemişti.

Bu sezonun başından beri Baki neredeyse hiçbir maçta görev almadı. Birkaç lig maçında oyuna sonradan dahil olduğu olmuştu fakat kritik bir görev üstlenmesi söz konusu değildi. Ancak süper ligdeki son Gençlerbirliği Oftaş ve şampiyonlar ligindeki Marsilya maçında 90 dakika forma giydi ve defansın bankosu Gökhan Zan-İbrahim Toraman ikilisinin gösterdiği performansın belki de 2 katını göstererek büyük alkış topladı.

Peki Baki'nin bu performansı neye bağlı? Her şeyden önce, profesyonelliği ve çalışma disiplini birincil etken. Bu adam, sahaya çıktığı zaman kendisini tamamıyla futbola veriyor. Dışarıdaki hiçbir söylem ve hiçbi eleştiri umurunda değil.

Diğer taraftan, ofansif yetenekleri kısıtlı demiş olmamıza rağmen yadsınmaması gereken defansif açıdan üstün iki özelliği var. Birincisi; sezgisi çok kuvvetli ve bu sayede takım arkadaşlarının yapamadığını yapıyor, rakip forvetler geriden atılan toplarla buluşmadan hemen önce atik bir şekilde topa hamle yapıyor ve genellikle topu temiz bir şekilde alıyor. İkincisi, aldığı topu kesinlikle gelişigüzel vurmuyor; büyük çoğunlukla uygun durumdaki takım arkadaşına kazandırıyor. Hatta bazı zamanlarda tek topla hem pozisyonu bozup, hem de Beşiktaş atağını başlatmasını biliyor.

Bu özellik gerçekten önemli. Futbolseverler hatırlayacaklardır, 2003-2004 sezonu Lucescu döneminde 3'lü defans oynayan Beşiktaş'ın defans hattını Ahmet Yıldırım - Ronaldo - Zago gibi ağır futbolcular oluşturuyordu, buna rağmen takım hem az gol yiyor hem de defans-ortasaha arasındaki ilişki, Tayfur veya Giunti'nin de yardımıyla çok iyi bir şekilde kuruluyordu.

Modern futbolda oyun, orta sahadan değil, defanstan kurulur, ve topu defanstan oyuna iyi sokamadığınız zaman er geç 15 saniye içinde rakip takım o topu kazanıp kendi atağına dönüştürmesini bilir. İşte 2003-2004 sezonundaki Beşiktaş defansı bu işi iyi yapıyordu ve Baki, Beşiktaş tarafarının çoktandır unutmuş olduğu bu olumlu özelliği son iki maçtır ziyadesiyle hatırlatıyor.

Tabii bu saydıklarımız işin teknik kısmı. Benim bu yazının başlığını atarken aklımdan geçen asıl önemli özellik, Baki'nin duruşunda gördüğüm Beşiktaşlılıktır. Bana göre bu gece bu sahanın en Beşiktaşlı oyuncusu Baki'ydi. Aylarca kenarda, çoğu zaman ilk 18'e bile giremeden bekleyen, gönderileceği dedikoduları sürekli dolaşan, buna rağmen ağzını açıp da tek bir kelime dahi etmeden antrenmanlarını yapmaya devam eden ve şans verildiğinde böylesi güzel, akıl dolu, iyi niyetli futbol oynayan, ne takım arkadaşları, ne rakip futbolcular ne de tribünle en ufak bir münakaşaya girmeyen bu kardeşimizi alnından öpmek gerekir.

Başkanı hodbin, menajeri mafya aromalı olan bir Beşiktaş'ta en çok ihtiyacımız olan Baki Mercimek ve türevleridir. O yüzden bu yazıyı, Beşiktaş tribünlerinin geçen sezonun sonunda söylediği bir tezahüratla bitirmek istiyorum.

"Ne bir lokma ekmek,
Ne manita öpmek,
Seviyoruz seni
Baki Mercimek"

S.Cevher

(alıntıdır)
__________________
Allahın Kayserisi Agaghowa ya imza attırdı, biz ?
Timo_Hildebrand Ofline   Alıntı ile Cevapla