Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-03-2006, 14:52   #1
xarizma
 
xarizma - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Aşık ile dertli

Bir aşıkla, bir dertlinin futbol alanındaki söyleşisini izler gibiydik. Aşık (Beşiktaş) UEFA'ya yazılmıştı gönlünden. Ama oynadığı futbolla aşkının karşılığını bir türlü alamıyor, bazen romantik, bazen arabesk bir türlü istediği melodiyi çalamıyor, şarkı söylerken de senkronize olamıyordu...' Milliyet Gazetesi yazarı Atilla Gökçe'nin köşe yazısı;
Click the image to open in full size.


Selçuk Dereli, yardımcıları ve dördüncü hakem Vedat Yüksel erken ısındılar, sahaya geç çıktılar. Beş dakika bekledik. Sonra bir beş dakika daha krampon kontrolü ve sessiz bir bekleyiş içinde geçti. Futbolumuzun ve ligimizin günah keçisi hakemler, olabilecek "en naif", "en masum" protestolarıyla varlıklarını hissettiriyorlar, bizden saygı ve duyarlılık talep ediyorlardı.
Onları 10 dakikalık gecikmeyle hatırladık. Kendi adıma Selçuk Dereli'ye içimden şöyle seslenmek geldi: "Sen yoksan biz de yokuz!"
Hakemin varlığına, insanlığına, hatalarıyla birlikte verdikleri her karara saygı duymak gerektiğini öğrendik. Yine de fazla umuda kapılmayalım. Biz geç öğrenen, öğrendiğini de çok çabuk unutan bir kültürün çocuklarıyız... Özellikle futbolda!
Maça dönersek... Bir aşıkla, bir dertlinin futbol alanındaki söyleşisini izler gibiydik. Aşık (Beşiktaş) UEFA'ya yazılmıştı gönlünden. Ama oynadığı futbolla aşkının karşılığını bir türlü alamıyor, bazen romantik, bazen arabesk bir türlü istediği melodiyi çalamıyor, şarkı söylerken de senkronize olamıyordu. Dertli'nin (Denizlispor), Aşık'tan farkı yoktu. Onun derdi, korkulu rüyalar görmeden, bu sezonu düşmeden bitirmek ve atlatmaktı. Tabelaya bakarsak ikisinin de kazanamadığını göreceğiz. Yine de Denizlispor'un bu 90 dakikalık nafile oyundan bir kar payı elde ettiğini düşünebiliriz. Ama iki puanı kaybeden takım kesinlikle Beşiktaş. Buradaki kayıp belki de UEFA kapısında çok ağır bir fatura oluşturacak.

Hayalet oyun
Beşiktaş'ta Kleberson'a şapka çıkaralım. Sadece attığı gol için değil, oyunu her iki yönüyle telaşsız, gösterişsiz bir sadelikle, profesyonelce bir sadakatle oynadığı için... Ahmed Hassan'ı da ihmal etmeyelim. Çok koştu, çok çalıştı. Ama bunlar, Beşiktaş'ın takımca kalitesini ve dünkü oyundaki etkinliğini yükseltmeye yetecek şeyler değildi. Savunma, başlangıçta yediği golle şoka uğradı. Maç sonuna kadar olduğu yerde çakılıp kaldı. İbrahim Akın yine alıştığımız hayalet oyunlarından birini sergiledi. Böylesine büyük bir yetenek bu kadar kendine boşvermiş, hayret! Hatır için alınan Tomas Jun dahi koşup pozisyona girerken, o aldığı her topu kaybediyor. Tümer'in de Beşiktaş'taki veda turları gün geçtikçe soluyor, sönüyor. Tigana da kenarda çılgına dönüyor. Dünkü top kayıplarıyla Beşiktaş, üçüncülük hedefini zor kovalar. Kupayı da zor taşır. Gerçeği görelim...
Denizlispor, Oliveira'nın erken golünden sonra Yusuf'un da cezalı oluşu nedeniyle skordaki önceliğini koruyamadı. Beraberliğe razı, yaratıcılıktan uzak bir oyun sergilediler.
xarizma Ofline