Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-07-2008, 18:49   #1
asparagas
 
asparagas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Euro 2008 in 10 Fiyaskosu

EURO 2008'İN '10 FİYASKOSU'

İsviçre ve Avusturya'nın ortaklaşa düzenlediği 13. Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2008) İspanya'nın 44 yıl aradan sonra kazandığı şampiyonluk ile sona erdi. Muhteşem geri dönüşlere imza atarak son 4’e kalan Türkiye, Rusya ile birlikte turnuvanın en çok dikkat çeken ve konuşulan takımı olmayı başardı.
İsviçre ve Avusturya'nın ev sahipliği yaptığı şampiyona, daha önceki 12 turnuvada olduğu gibi büyük sevinçlere ve hayal kırıklıklarına sahne oldu. Sporx.com yazarlarından ve editörlerinden Fatih Şamlıoğlu, EURO 2008’in “Top 10”undan sonra, bu kez EURO 2008'in hayal kırıklıklarını, fiyaskolarını sizler için kaleme aldı...

YUNANİSTAN
Click the image to open in full size. EURO 2004 finalinde ev sahibi Portekiz'i yenerek mücizevi bir şekilde şampiyonluğa ulaşan Yunanistan, 2006 Dünya Kupası'na katılamamanın şokunu üzerinden atmaya çalışırken, bir darbe de EURO 2008'de yedi. Turnuvaya 'son şampiyon' unvanı ile katılan Yunanistan'da şüphesiz kadronun yenilenememesi başarısızlığın temel etkenlerinden. Teknik direktör Otto Rehhagel önderliğinde 4-5-1 taktiği ve İtalyanların bile terk etmeye başladığı 'catanacio' felsefesi ile EURO 2004'te yakaladığı başarıyı tekrarlamak isteyen Yunanistan, İsveç'e 2-0, Rusya'ya 1-0 ve İspanya'ya da 2-1 mağlup olarak '0' puanla evinde döndü. Yaş ortalaması 30 olan Yunanistan'ın uluslararası alanda bir mucize daha yaratması uzun zaman alabilir.

İTALYA Son Dünya Şampiyonu İtalya'nın Avrupa Futbol Şampiyonası kabusu 2008'de de devam etti. EURO 96'da birinci tur, EURO 2000'de ikinci tur ve EURO 2004'de birinci turda elenen İtalya, EURO 2008'de de çeyrek finalde bavulunu toplamak zorunda kaldı. Dünya Kupaları'nda 4 kez şampiyon olan, 2 kez final oynayan İtalya, Avrupa Futbol Şampiyonaları'nda aynı başarılı performansı gösteremiyor. Konsantrasyon, jenerasyon, teknik adam farkı ve rakipler İtalya'nın iki büyük turnuvada aldığı çelişkili sonuçları ortaya çıkaran sadece birkaç etken!

Click the image to open in full size. Aslına bakılırsa İtalya'nın EURO 2008 Elemeleri'nde de parlak bir performans gösterdiği söylenemez. Zira İskoçya, grupta hiçbir iddiası bulunmayan Gürcistan'a deplasmanda 2-0 yenilmeseydi EURO 2008'de İtalya adını duymamız bir hayli zor olacaktı. Bütün bunların yanı sıra Marcello Lippi gibi bir teknik adamdan sonra Roberto Donadoni'nin takımın başına getirilmesi, Fabio Cannavoro'nun sakatlanması, Francesco Totti ve Andre Nesta'nın Milli Takımı bırakması İtalya'nın EURO 2008'deki sonunu hazırladı.

MARIO GOMEZ Almanya Milli Takımı'nda Teknik Direktör Joachim Löw'ün sistemi değiştirmek uğruna oynattığı Mario Gomez, EURO 2008'in hayal kırıklıklarının başında geliyor. Turnuva öncesinde ileri ikilide Lukas Podolski ve Miroslav Klose'ye forma vermesi beklenen Löw, turnuvanın ilk maçında Mario Gomez'i sahaya sürmek için Bastian Schweinsteiger'i yedek kulübesinde tuttu!

Click the image to open in full size. Oyuncu yapısı itibariyle sistem olarak 4-4-2 gözükmesine rağmen, oyun içinde sürekli 4-3-3 taktiğiyle mücadele eden Almanya'da Löw'ün 'Mario Gomez kumarı' Polonya ve Hırvatistan maçlarında tam bir hüsranla sonuçlandı. Mario Gomez'in özellikle Polonya maçında kaçırdığı akıl almaz goller, Löw'ü Bastian Schweinsteiger'e yöneltti. Schweinsteiger'in müthiş performansıyla yedek kulübesine mahkum olan Mario Gomez, 'Bundesliga gol kralı' unvanıyla geldiği Avrupa Futbol Şampiyonası'nı dibe vurarak tamamladı.

PETER CECH
Click the image to open in full size. Resmi maçlarda Çek Cumhuriyeti ulusal takımı forması altında 855 dakika, Chelsea forması altında 1025 dakika ve 25 maç gol yememe rekorunu sırtında taşıyan ve dünyanın en iyi kalecisi olarak gösterilen Peter Cech, EURO 2008'de oldukça vasat bir performans sergiledi. EURO 2008'de Fransa kalecisi Gregory Coupet ile birlikte en fazla gol yiyen (6) kaleci unvanını elde eden Cech, özellikle Türkiye karşısında 87. dakikada yaptığı kritik hata ile Çek Cumhuriyeti'nin ipini çekti. Yaptığı basit hatanın ardından bir anda gündeme oturan Peter Cech, turnuva öncesinde Çek Cumhuriyeti'nin yıkılmaz kalelerinden biri olarak gösteriliyordu ancak beklendiği gibi olmadı! Portekiz ve Türkiye'den üçer gol yiyen Cech, Çek Cumhuriyeti ile beraber EURO 2008'in en büyük fiyaskoları arasında yerini aldı.

KARIM BENZEMA
Click the image to open in full size. Geçtiğimiz sezon Olympique Lyon formasıyla Fransa Ligi'nde 20 gol atarak dev kulüplerin dikkatini bir anda üzerine çeken Cezayir asıllı Fransız forvet Karim Benzema, EURO 2008'de tam bir hayal kırıklığı yarattı. Turnuva öncesinde EURO 2008'de yıldızı parlayacak isimler arasında en ön sırada gelen Benzema, Romanya maçında 78 dakika, İtalya maçında ise 90 dakika sahada kalmasına rağmen golle buluşamadı. Fransa'da oluşturulmaya çalışılan yeni jenerasyonun en büyük temsilcilerinden olan Benzema'nın, EURO 2008'deki vasat performansı Fransızları da kara kara düşündürüyor. Bunun yanı sıra Raymond Domenech'in oyun sisteminin de Karim Benzema'nın etkisiz performansında rolü olduğunu söyleyenlerin sayısı bir hayli fazla...

LUCA TONI
Click the image to open in full size. Üne geç kavuşan ama tam kavuşan, işte pivot forvet bu denilen adam! 10 tane kulüpte oynamasına karşın İtalya Milli Takımı formasını sırtına geçiremeyen, çoğu futbolseverin de takibinde gerilerde yer alan Luca Toni için her şey tam anlamıyla 2006 yılında İtalya'nın Dünya Kupası kadrosuna çağırılmasıyla başlamıştı. Fiorentina ile gösterdiği harikulade performansla Almanya 2006'da belki ulusal alanda hiç izlemediğimiz ama hep özlediğimiz oyuncu gibiydi Luca Toni. İlk önemli turnuvasında şampiyonluk sevinci yaşayan Luca Toni, büyük umutlar bağladığı Avrupa Futbol Şampiyonası'nda tam bir hayal kırıklığı yarattı. Geçtiğimiz sezon Bundesliga takımlarından Bayern Münih forması altında 31 gol atan yıldız futbolcu, İtalya'nın Hollanda, Romanya, Fransa ve İspanya ile oynadığı maçlarda suskunluğunu bozamadı ve turnuvayı golsüz bitirdi.

İSVİÇRE Genç bir kadroyla kendi ülkesinde düzenlenen EURO 2008'de mücadele eden İsviçre Milli Takımı, turnuva öncesi oluşan beklentileri karşılayamadı. 2006 Dünya Kupası'nda 2. tura yükselen ve gol yemeden turnuvadan elenen İsviçre, son yıllarda kulüpler bazında önemli bir çıkış içindeydi. Alexander Frei, Tranquillo Barnetta, Johan Vonlanthen ve Eren Derdiyok gibi yetenekli isimlere sahip ekip, Türkiye, Portekiz e Çek Cumhuriyeti'nin bulunduğu A Grubu'nda sürpriz yapabilecek takımlar arasında gösteriliyordu.

Click the image to open in full size. Ev sahibi olmanın da verdiği avantajla gruptan çıkabileceği otoriteler tarafından beklenen İsviçre, Dünya Kupası performansının çok altında kalarak dükkanı erken kapattı. Hiç şüphesiz bunda Alexander Frei'ın erken gelen sakatlığı büyük rol oynadı. İsviçre'nin en önemli gol silahı turnuvayı erken kapatınca İsviçre'nin de tüm umutları tükenmiş oldu bir anlamda.
Son maça kadar puan dahi alamayan İsviçre, liderliği garantileyen Portekiz'i yenerek, seyircilerine galibiyetle veda etti. Özellikle sıkı savunmasıyla ön plana çıkan İsviçre Milli Takımı, Dünya Kupası'nda gösterdiği gol yememe başarısını EURO 2008'de kendi seyircisi önünde tekrarlamayınca Basel'in St.Jakob Park'ın çimlerinden öteye gidemedi.

RAYMOND DOMENECH Yapılan tüm eleştirilere rağmen Fransa'yı 2006 Dünya Kupası'nda finale kadar taşımayı başaran Raymond Domenech, aynı başarılı performansı 13. Avrupa Futbol Şampiyonası'nda gösteremedi. Kariyeri boyunca her zaman tartışılan, bir türlü kabul görmeyen, yaptığı her hareket, her hamle günlerce tartışılan Raymond Domenech ne kadar sosyal bir insan ise o kadar da futboldan uzak bir yapıda! EURO 2008'in ilk evresinde Serie A'da 20 gol atan David Trezeguet'yi aday kadroya bile çağırmayan ve Fransa futbolunun yükselen değeri olarak gösterilen Hatem Ben Arfa'yı 23 kişilik kadroya dahil etmeyen Domenech'in kaderi daha o günlerden belliydi aslında.

Click the image to open in full size. Oyuncu tercihleri kadar oynattığı futbol ve sistem ile de sürekli tartışılan Domenech'in, tüm numarası İtalya maçında ortaya çıktı. Kariyeri boyunca sol bek oynayan Eric Abidal'ı stoperde oynatan Domenech, bunu cezasını fazlasıyla çekti. Karşılaşmanın 25. dakikasında penaltı yaptıran ve kırmızı kart ile oyun dışında kalan Abidal'in maçtan sonra yaptığı "Benden bu kadar, buraya kadar" açıklaması ise hala hafızalarda.
Yine aynı maçta sakatlanan Frank Ribery'nin yerine Samir Nasri'yi sahaya süren ancak bu oyuncuyu sadece 17 dakika sonra yeniden kulübeye çeken 'çılgın teknik adamın' ne yaptığı ne yapmak istediği hala anlaşılabilmiş değil! Fransa'nın İtalya'ya 2-0 yenilerek EURO 2008'e veda ettiği maçın ardından sevgilisine canlı yayında evlenme teklifi edecek kadar cesur olan Raymond Domenech, pırlantalarla bezenmiş bir sepetten sadece bir gümüş kolye çıkararak EURO 2008'in teknik bazdaki en büyük fiyaskoları arasında yer aldı.

IVAN RAKITIC Avrupa Futbol Şampiyonası başlamadan önce “Top 10” adayları arasında yer alan Ivan Rakitic, turnuva sonunda hayal kırıklığı listesine terfi etti!!! İsviçre'de U-17, U-19 ve U-21 Milli Takımları'nda mücade eden Rakitic'in, A Takım tercihini Slaven Bilic'in de ısrarıyla Hırvatistan'dan yana kullanması başlarda büyük eleştiri topladı. Hırvatların Rakitic'i sindirmeleri, İsviçrelilerin Rakitic'in kaçışını kabullenmeleri uzun bir zaman aldı aslında. Kader Rakitic'i 2008'de bir kez daha İsviçre'ye sürükledi. Ama bu kez Hırvatistan forması altında. 20 yaşındaki bir futbolcunun taşıyabileceği yük fazla geldi yıldız oyuncuya! Ne o erdi muradına ne de onu Hırvatistan Milli Takımı'na kazandıran Slaven Bilic!

Click the image to open in full size. Ivan Rakitic'ten çok daha iyi bir sezon geçiren Mladen Petric'i yedek kulübesinde tutarak genç yıldıza forma veren cesur teknik adam Slaven Bilic, son ana kadar bu tercihinin arkasında durdu. Hırvatistan basınının acımasız eleştirilerine karşı Rakitic'i de yanına alarak bir basın toplantısı düzenleyen Bilic, "Patron bensem kararlarıma saygı duyun" diyerek restini çekti. Perde arkasında yaşanan bu kaos ortamından en fazla zarar gören isim ise şüphesiz Ivan Rakitic oldu. Turnuva boyunca oldukça silik bir performans sergileyen genç oyuncu, çeyrek final maçında Türkiye karşısında bir de penaltı atışından yararlanamayarak Slavan Bilic'i de ateşe attı kendisini de...

CRISTIANO RONALDO 'Büyük futbolcular büyük turnuvalarda belli olur!' Basit ve bir o kadar içi dolu bir sözdür. Futbol tarihine adını altın harfler ile kazıyan bir futbolcu yoktur ki Dünya Kupası ve Avrupa Futbol Şampiyonası'na damga vurmasın! 1958 ve 1968 Dünya Kupası'nda Edison Arantes do Nascimento (Pele), 1986 Dünya Kupası'nda Diego Maradona ve 1988 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Marco van Basten! Bu üç fubol ikonu da büyük turnuvalar öncesinde her zaman en büyük yıldız adayı olarak gösterildi. Sonuç kimseyi yanıltmadı. İstenilen, beklenen her şey karşılandı. Hatta fazlasıyla...

Click the image to open in full size. Futbolun gitgide gerçek anlamını kaybettiği, değersizleştiği ve sadece başarıya endekslendiği dönemde Cristiano Ronaldo isminde bir futbol dehası piyasa çıktı. Tükenmeyen enerjisi, inanılmaz kazanma arzusu, fizik kurallarını alt üst eden hareketleri, çalımları ve golleriyle bir C.Ronaldo efsanesi başladı!
Özellikle bu sezon Manchester United forması altında attığı 42 gol sırtına yüklediği sorumluluğu bir adım daha öteye taşıdı. Ama hala eksik kalan bir şeyler vardı! Ronaldo, futbolculuğunu sorgulayanlara en iyi cevabı vermek için tarihi bir fırsat yakalamıştı. EURO 2008... Takımı Portekiz ile EURO 2008'de üç maça çıkan Ronaldo, bu sürede 1 gol 1 de asist yapmasına karşın performans olarak beklentilerin çok uzağında kaldı. Bu performans sıradan bir futbolcu için yıldız olmaya yeterken, Ronaldo için fiyaskodan öteye gidemedi...
__________________
asparagas Ofline   Alıntı ile Cevapla