[astute]

Bilmem bu kaçıncı sürgün,
Terk-i diyar edilen kaçıncı şehir,
Bırakıp giden kaçıncı gönül bu ?

Yalvarmam dön diye,
Diz çökmem önünde beni sev diye,
Sadece anla beni demiştim,
Sevdiğimi bil istemiştim,
Ama anlamadın.

Rüyalardan uyandırdın beni,
Gerçekle yüzleştim bu gece,
Sevdanın yalan olduğunu anladım,
Duruldum haylaz bir çocuk gibi işte.

Sorma şimdi neden bu sitem dolu nağmeler,
Sorma artık gitti hep seni arayan gözler,
Sürgün oldu artık yalnızlıklara,
Üzülme gül geç halime,
Ben alıştım nasıl olsa ayrılıklara…