Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17-08-2008, 21:03   #1
jaSmin
 
jaSmin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kadınların hesap ödemesine alıştık

Click the image to open in full size. Kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanması en çok erkeklerin işine yaradı. Eskiden kadınların elini cebine attırmayan erkekler, şimdi elini cebine atmıyor.

Madem devir değişti, o zaman hesap ödeyen de... Kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanması en çok erkeklerin işine yaradı. Artık erkekler, her seferinde elini cebine atmak zorunda kalmıyor. Çünkü kadınlar, 'çevik bir hamle' ile hesabı ödüyor. Her ne kadar hanımlara 'ayıp oluyor' deseler de erkeklerin bu durumdan mutlu oldukları muhakkak.
Hayat da müşterek hesap da o zaman pamuk eller cebe
Madem devir değişti, ee o zaman hesap ödeyen de... Kadınların çalışma hayatında söz sahibi olması, para kazanması en çok erkeklerin işine yaradı. İş hayatına atılan kadınlar, süregelen bir geleneği de değiştirdi. Artık her harcamadan sonra erkekler elini cebine atmak zorunda kalmıyor. Çünkü centilmen bayanlar, eşiyle, iş arkadaşıyla ya da bir akrabasıyla yediği yemeğin hesabını, karşısındakinden önce davranarak ‘çevik bir hamle' ile kendisi ödüyor. Her ne kadar erkekler, hanımlara ‘ayıp oluyor' feministlik yapma', ‘lütfen ben ödeyeyim' dese de hallerinden memnunlar.
Aslında bundan bir beş on yıl öncesine kadar yemek sonrası hesabı kimin ödeyeceği bir tartışma konusu olmanın çok uzağındaydı. Çünkü bu konuda erkekler her zaman hızlı ve centilmen davranarak kadının elini cebine atmasına izin vermezdi. Aslında bayanların hesap-kitap işlerine el atmalarının şimdi de gönüllerine tam anlamıyla yattığı söylenemez. Zira bu konuda kafalarına takılan önemli bir husus var. Bugün yemek, sinema, taksi parası gibi hesapları ödeyen kadınlar, ya yarın ‘Madem eşitiz o zaman ev işlerini paylaşalım derse ne olur?' İşte bu soru belki de bu yüz yılın en önemli meselesi olacak! Asıl o zaman hesap erkelerde kalacak gibi...
Konuyu insan ilişkileri üzerine kafa yoran gazeteci ve yazarlarla konuştuğumuzda da enteresan tespitler çıkıyor ortaya. Vatan Gazetesi yazarı İclal Aydın'a göre hesap ödeyen kadının erkeklerin gözünde hiçbir kıymeti yok . Aydın, daha önce yazdığı "Kadınlar, yemek yediğiniz adamla beraberken çok atılgan davranmayın, mesela hesabı kapmayın adamın elinden." içerikli yazısına epey bir tepki geldiğini itiraf ediyor. Yine aynı gazete yazarlarından Mutlu Tönbekici, bu durumda erkeğin maddi durumunun çok önemli olduğunu vurguluyor. Tönbekici, 'Durumu çok iyiyse hesap ödeme konusunda ısrar etmem, ama benden iyi değilse de öderim. Bu benim kadınlığıma ya da onun erkekliğine halel getirmez.' anlayışı içinde. Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ayşe Arman da benzer bir yaklaşım sergiliyor. Arman'a göre erkekler banka değiller, para da basmıyorlar, bu kadar da üzerlerine yüklenmemek gerekli. İki taraf da para kazanıyorsa kadın da pamuk ellerini cebe götürmeli.
Bazı kadınlar ise hesabı ödeme konusunda çok fazla ısrar ediyor. Posta Gazetesi yazı işleri müdürü Mehmet Coşkundeniz, kadınların hesabı ödemekte bu kadar hevesli olmasının erkeğe ‘Ben sana muhtaç değilim, minnet de etmem.' mesajının vermeki için olduğunu söylüyor. Aynı zamanda kadınlar sürekli hesap bölüşen hatta hesabı kendine ödeten erkekten de bir süre sonra soğuyor ve ayrılıyormuş. Sabah Gazetesi yazarı Ahmet Örs ise daha ilk buluşmada hesabı ödemekte ısrar eden kadının erkeği ürkütebileceğini düşünüyor. Çünkü bu tarz kadınlar bağımsızlığına ve özgürlüğüne cemiyet kurallarından daha fazla önem verdiği izlenimi bırakıyormuş. Ama her şeye rağmen bir kadın tarafından yemeğe davet edilen erkek bundan gurur duymalıymış.
Aslında ilk buluşmada hesabı erkeğin ödemesi durumunu herkes makul karşılıyor. Ama ileriki safhada kadın çalışıyorsa ya paylaşmalı ya da arada bir de olsa ödemeli, bu konuda hemen herkes hemfikir. Bütün bunlara rağmen biz biliyoruz ki bir yemekte hesabı erkeğin ödemesi hâlâ centilmenliğin ilk sıralarında yer alıyor. Bunun modası geçmedi ve hâlâ kadınlar böyle centilmen erkeklere âşık oluyorlar. İşin gerçeği bu.

Bir ilişkinin finansörü erkektir
Mehmet Coşkundeniz (Posta gazetesi yazı işleri müdürü): Hesabı ödemek erkeğin görevidir, bu çok net. Bu dünya dursa da değişecek gibi görünmüyor. Bir ilişkinin finansörü ve sponsoru erkektir. Ama bir kadın yemeğe giderken hesabı ödeyecekmiş gibi hazırlıklı gitmeli. Bizim kadınlarımız genelde zengin erkek ararlar, ama bilmeliler ki her parası olanın eli açık değildir. Zaten o ilişki düzeyli bir seviyeye gelmişse bir süre sonra hesabı kimin ödeyeceğinin çok önemi yoktur. Kadının hesabı paylaşması ya da tamamını ödemesi sorun oluşturmaz. Ama erkek dururken kadının çantasından cüzdanını çıkarıp hesap ödemesi etraftakilerce tuhaf karşılanır.
***
Kozmetik ürünü alacaklarına biraz da hesap ödesinler
Mutlu Tönbekici (Vatan gazetesi-yazar): İşin açıkçası gerçek ilişkilerde hesabı kadın ya da erkeğin ödemesi çok ayıp geliyor bana. Kadınların hâlâ erkeklere para ödetmelerini de ayıp karşılıyorum. Erkek zenginse mesele yok ödesin ama maddi durumu kadından daha iyi değilse paylaşabilir de tamamını da ödeyebilir. Aslında erkekler hesabı hep kendilerinin ödemelerinden rahatsızlık duyuyorlar. Hesap vakti kadınların tuvalete kaçmaları, havalara bakmaları ve ellerini ceplerine atmamaları çok anlamsız. Artık kadınlar da para kazanıyor, bu parayı sadece kozmetiğe yatırmanın bir anlamı yok.
***
Kimin parası varsa o ödemeli
Ayşe Arman (Hürriyet Gazetesi-yazar): Arkadaşlar ve sevgililer arasında hesap olmaz. O anda kimin parası varsa, o ödemeli.
Rollerin kesin çizgilerle ayrıldığına filan inanmıyorum ben: "Kadın ev işlerini yapar ve çocuklara bakar, adam para kazanır ve evin geçimini sağlar." Hadi canım. Erkek dediğin de gerektiğinde çocuk bakar, ev işlerine yardım eder çünkü artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ve para aslanın ağzında, iki tarafın da çalışması gerekiyor, hal böyleyken neden hep erkek hesapları ödüyor ki?

Erkeklere bir dokun bin ah işit!
Bu hesap ödeme mevzuu aslında çok derin ve karışık bir iş. Haberi yaparken etrafımdaki erkek arkadaşlar bu konuda ikiye ayrılmış durumda. Erkeklerle aynı şartlarda olduğunu her seferinde bas bas bağıran kadınların bile hesabı ödemeye yanaşmaması onları epey bozuyormuş. Genelinde 'maddi durumu yerinde değilse ve çalışmıyorsa her şeyine katlanabilirim. Ama eşit şartlardayken yine de elini cebine atmıyorsa kendimi enayi gibi hissederim' anlayışı hakim. Erkekler, belli etmese de çoğu zaman, 'e artık sen de elini cebine atsan iyi olur' şeklinde geçiriyormuş. Bazı erkekler ise hesabı karşısındaki insana verdiği değere göre ödemeyi yeğliyor. Ama hesap vakti gelince havalara bakan ya da tuvalete kaçan kızlar erkekleri fazlasıyla kızdırıyor.
Sırf hesap-kitap yüzünden kız arkadaşlarıyla ilişkisini kesen pek çok erkek var. Hatta nişanlı iken bu mesele yüzünden ayrılan çiftler bile oluyormuş. Öyle ki kadınların tek derdinin zengin birini bulup istediği her şeyi yaptırmak olduğunu düşünür hale gelmişler. 'Her ne kadar müşterek bir hayatı yaşıyorsak, kadın ve erkek eşit görülüyorsa da centilmenlik diye bir gerçek var ve henüz ölmemiştir.' anlayışı içinde olan erkekler de yok değil tabii ki.
Kendi yemeğimin parasını kendim öderim!
Peki bütün bunlarla ilgili kadınlar ne düşünüyor? Meğer kadınlar da en az erkekler kadar hassasmış bu konuda. Hele de daha çıktıkları ilk yemekte hesabın yarısını bırakın tamamını kadınlara ödeten erkekler bile varmış. 'Durumun feministlikle bir alakası yok' diyor kadınlar. Onlara göre nasıl erkeğin eline mutfağa girip yemek yapmak yakışmıyorsa, hesabı kadına ödetmek de yakışmıyormuş. Ama bunun tam aksi durumlar da yok değil. Kadınlar artık her yemekte hesabı erkeğin ödemesinden rahatsızlık duyuyor. Ve kendi yemek parasını, bir yere gittiği taksi parasını kendisinin ödemesini ekonomik özgürlüğünün bir simgesi olarak görüyor.
(Zaman)
jaSmin Ofline   Alıntı ile Cevapla