Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-09-2008, 01:42   #6
Constantin
ยŦยк
 
Constantin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1.3.2 Çıkış Birimleri1.3.2.1 Disket Sürücü (Disket Driver) Ve Disketler

Disketler:
Disketler, bilgisayarda bilgi kaydetmek ve taşımak için kullanılır. Bir zamanların tek sabit kayıt ortamları olduğu düşünülürse, bilgisayarda çok önemli bir yer tuttukları söylenebilir. Disketler sabit disklere göre çok yavaştırlar. Bilgisayarlarda en yaygın kullanılan disketler, 3.5" 1.44 MB’lık olanlardır.



Disket Türleri

Disketler kapasite, yüzey sayısı ve yoğunluklarına göre çeşitli türlerdedir. Bu türler söyle sıralanabilir: 720 KB’lık : çift yüzeyli (double sided), çift yoğunluklu (double density) DS/DD 1.44 MB’lık: çift yüzeyli (double sided), yüksek yoğunluklu (high density) DS/HD 2.8 MB’lık: çift yüzeyli (double sided), geliştirilmiş yoğunluklu (extended density) DS/ED



Disket Sürücüler
Disketler üzerindeki işlemler (okuma/yazma), disket sürücüler tarafından gerçekleştirilir. Disket sürücü içinde, bir kafa mekanizmasına bağlı iki adet okuma/yazma kafası vardır. Bu okuma/yazma kafaları bir motor yardımıyla hareket ettirilir. Sürücüye takılan disketin iki yüzünü, iki kafanın aynı anda taramasıyla okuma/yazma işlemi yapılır. Disketin manyetik kaplama yüzeyine kayıt yapmak için mfm (modified frequency modulation/değiştirilmiş frekans modülasyonu) yöntemi kullanılır. Bu yöntemle veri hücrelerindeki manyetik yapı değiştirilir. Veri, hücrelerde bir değişiklik olup/olmaması ile tanımlanır. Bu manyetik yapı değişiklikleri okuma/yazma kafası tarafından elektrik sinyallerine çevrilir. Disket sürücü üzerinde bulunan kontrol devresi, bu sinyalleri disket sürücü arabirimine yollar.

Her bilgisayarda bir disket sürücü bulunması gerekir. Farklı kapasite ve şekilde sürücüler vardır. Bunlar;

360 KB, 5,25" disket sürücü

1.2 MB, 5,25" disket sürücü

720 KB, 3,5" disket sürücü

1.44 MB, 3,5" disket sürücü

2.8 MB, 3,5" disket sürücü 'lerdir.Günümüz bilgisayarlarında en yaygın kullanılan sürücü 3,5",1.44mb'lik disket sürücüdür. Bu disket sürücü 720kb ile 1.44mb'lik disketleri okuyup-yazabilmektedir.



1.3.2.2 Ekranlar (Monitörler) Ve Ekran Kartları

Ekranlar (Monitörler):
Monitör, çoğu zaman ekran olarak da bilinen, görüntüleri oluşturan, içeren ve sunan bir araçtır. Bilgisayarların çoğunda katot ışınlı (CRT-cathod ray tube) monitör kullanılır. Katot is inli monitörlerin görüntü oluşturma mantığı TV ile aynıdır. LCD liquid cyrstal display ve gaz plazma monitörler ise, daha hafif ve az yer kapladıkları için çoğunlukla taşınabilir sistemlerde kullanılırlar. Monitör, grafik kartları ile birlikte bilgisayarın temel görüntü sisteminin bir parçasıdır. Hem giriş hem de çıkış birimi olarak kullanılır. Giriş ve çıkış birimlerinden gelen verilerin sonuçlarının ekranda gözükmesini sağlar. Bilgisayarla kişi arasında iletişim sağlar.



CRT (Cathode Ray Tube) Ekran (Monitör) Ve Ekran Kartları:
Crt monitörlerin çalışma prensibi hemen hemen tüm monitörlerde (monochrom, renkli) aynıdır. Crt, elektron parçacıklarının hareketini kolaylaştırmak için havası alınmış bir tüpten ibarettir. Katod (elektron tabancası) tarafından seri halde yollanan elektron parçacıkları, tüpün değişik kesimlerine doğru hızla çarpar. Renkli monitörlerin çalışma ilkeleri de temelde aynıdır. Ama renkli monitörlerde 3 adet katot bulunur. Yeşil, mavi ve kırmızı ile bütün renkler elde edilebildiğinden, renkli monitördeki her bir elektron tabancası, ekranın gerisindeki tabakada bulunan bir fosfor noktacığına ateş eder. Elektron fosfora çarptığında onu parlatır, ama bu parlaklık çok uzun sürmez. Onun içindir ki, görüntü değişmese bile aynı işlemin tekrar tekrar yapılması gerekir. Katotlar ekranı sürekli olarak tazeler. Tarama ve tazeleme işlemi, ekranda satır satır yapılır. Bir text ekranın genişliği 80 karakter, boyu 25 satirdir. Grafik ekranda noktalar (pikseller) bulunur. Bir ekranda ne kadar çok piksel varsa ekranın çözünürlüğü artar. Örneğin çözünürlük 640 x 480, 800 x 600, 1024 x 768 piksel olabilir. Ekranın kaliteli olmasının çok büyük önemi vardır. Ekranlardan titreşimsiz ve az radyasyonlu olanları tercih edilmelidir. Ekranların boyutu, 14, 15, 17, 19 ve 21 inch 'dir. Ekranlardaki görüntü netliği noktalar arasındaki uzaklıkla ilgilidir. İki nokta arasındaki uzaklık ne kadar azsa o kadar iyi görüntü elde edilir. Ekrandaki noktalar arası uzaklığı 0.28 mm ve daha az olanlar tercih edilmelidir.
aysegul
09-03-2006, 06:18 PM

LCD (Liquid Crystal Display) Monitörler:

Bu monitörler daha çok taşınabilir bilgisayarlarda kullanılır. LCD monitör, plastik bir tabaka içindeki sıvı kristalin ışığı yansıtması ilkesine dayalı olarak çalışır. LCD monitörler ışığı yansıtarak görüntü oluşturdukları için, ışıksız bir ortamda bir şey görünmez. Fazla ışıklı ortamda ise ekranda ışık yansıması olacağından görüntü yine sağlıklı olarak algılanamayacaktır. Hareketli görüntüler çok bulanıktır. Sıvı kristal akışının yavaşlığı görüntü izinin hemen silinmemesine neden olur; bu dezavantajların yani sıra, harcadığı gücün düşük olması, çok küçük hacimleri ile taşınabilir bilgisayarlar için vazgeçilmezdir. LCD monitörlerin taşıdığı olumsuzluklar son yıllarda üreticileri yeni arayışlara itmiştir. Bazı LCD modellerinde, "arkadan aydınlatma" yöntemi kullanılarak monitörün bulunduğu ortamdaki ışık dengelenir. Böylece ekrandaki istenmeyen yansımalar bir ölçüde önlenir.



LCD Monitör Çeşitleri:

Su ana kadar çeşitli LCD monitör teknolojileri kullanılmıştır. Bunlar, pasif matris, dual scan ve aktif matris’tir.



Pasif Matris Monitör: LCD monitörler genel ilkelere göre çalışırlar. Farklılaşma piksellerin aydınlatılmasında ortaya çıkar. Pasif matris monitörlerde, her bir piksel, ekran tazelenmeden önce söner. Bu ekranlarda tek bir defada bir satırdaki pikseller aktif hale getirilir. Bir piksel tekrar aktif hale getirilinceye kadar parlaklığını kaybeder. Ekran tazeleme hızı çok yavaşlayarak görüntü kalitesinin düşmesine neden olur.



Dual Scan Monitör: bu monitörler genel olarak pasif matris monitör gibi çalışırlar. Temel farklılık, ekranın ikiye bölünmüş olmasıdır. Ekranın her bir bölümü ayrı ayrı taranarak, ekran yenileme hızının iki katına çıkması sağlanır. Bu farklılık görüntü kalitesinde bir iyileşme sağlamaktadır.



Aktif Matris Monitör: pasif matris monitörlerin tersine aktif matrislerde, her bir pikseli kontrol eden ayrı ayrı transistorlar vardır. Bu transistorler, piksellerin henüz parlaklığını yitirmeden yenilenmesini sağlarlar. Her pikselin kendine ait bir regülatörü (dengeleyicisi) vardır. Bu dengeleyici yardımıyla her bir piksele ait voltaj diğerini etkilemediği için çok daha iyi görüntüler elde edilebilmektedir.



Ekran Kartları:

Ekran kartları, önceleri görüntüleri metin tabanlı monitörlere aktarmaya yarayan basit kartlardı. Örneğin, yazı yazdıkça bunları ifade eden 0 ve 1'lerden oluşan sinyalleri monitöre görüntü halinde gönderen, işlemcinin işlediği verileri doğrudan ekrana karakterler halinde yansıtan kartlardan ibaretti. Daha sonra uygulamalar geliştikçe kartlar da gelişti, ekranda grafik çizdirme özellikleri arttı. Bir gün video görüntülerinin tam ekran oynatılmasını sağlayan, bol sıkıştırmalı olduğu için az yer kaplayan MPEG-1 standardı çıktı. Bu standart, sıkıştırılmış görüntünün çözülerek kare atlamasız ve tam ekran oynatılabilmesi için özel MPEG-1 kartlar gerektiriyordu. Ancak kısa sürede güçlü ekran kartları da MPEG-1 oynatmaya başladı. O zamanlar üç boyutlu modelleme ve tasarım çalışmaları yapan (örneğin bu uygulamalarda oluşturdukları nesneleri bilgisayarda bir doku ile kaplatmak için güçlü ekran kartlarına ihtiyaç duyan) profesyoneller dışında herkes, bir ekran kartında MPEG-1 oynatma özelliği bulunup bulunmadığından başka bir şeye bakmıyordu. Tabii bir de bir ekran kartının daha fazla rengi daha yüksek çözünürlükte gösterebilmesi bellek kapasitesine bağlı olduğundan, ekran kartı üzerinde yeterli bellek bulunmasına özen gösterilirdi. Günümüzde ekran kartlarında bunların yani sıra aranacak başka ölçütler de var. Ancak sunu bastan belirtmek gerekir: bugün ekran kartlarındaki gelişmeler işlemcilerdeki gelişmeleri geçti. Teknolojisi en hızlı gelişen donanım diyebiliriz. Artik 5-6 ayda bir yeni bir ekran kartı teknolojisi çıkıyor. Günümüzdeki ekran kartları PCI ve AGP veri yolunu kullanıyorlar. Veri yollan konusuna "ana kart" bölümümüzde değinmiştik. Ekran kartlarının kendi işlemcileri ve bellekleri olur. Bugün son kullanıcıya yönelik olarak yeni çıkan ekran kartlarındaki işlemcilerin, tek basına, Pentium’lardan hemen önce kullandığımız 486 işlemciler kadar güçlü olduğu söyleniyor.



Çözünürlük, Renk, Hız : ekran üzerindeki görüntü binlerce (veya milyonlarca) noktadan oluşur. Bunlara piksel adı verilir. Her bir piksel farklı renk ve parlaklığa sahip olabilir. Bir ekranda görüntülenebilen piksel sayısına çözünürlük adı verilir. Ekranımız iki boyutlu olduğundan çözünürlük 1024x768 gibi iki rakamla ifade edilir. Bunların ilki yatay düzlemdeki, ikincisi dikey düzlemdeki piksel adedini ifade eder. Çözünürlük arttıkça ekranda daha fazla piksel görüntülenir. Ancak yüksek çözünürlükte küçülen piksellerin detay seviyesi yükselir ve monitörler boyutlarına bağlı olarak belirli bir çözünürlükten sonrasını gösteremezler. Çözünürlükler işletim sisteminde önceden belirlenmiş setler halinde tanımlanırlar (640x480, 800x600, 1024x768 gibi) ve bir bilgisayarda genelde bunların 2 veya 3'ü kullanılır. Standart monitörlerde en/boy oranı 4:3'tür. Bu çözünürlükler de buna uygundur (sadece 1280x1024 5:4'e karşılık gelir, ama bu da 4:3'e çok yakindir). Böylece görüntüler ekranda buna göre çizilir, bir daire elips seklinde görünmez. Ekran üzerindeki her piksel üç renk sinyalinin (kırmızı, yeşil ve mavi) bir bileşimi olarak görünür. Her pinel’in görünümü bu üç isinin yoğunluğu (parlaklığı) tarafından belirlenir. Her üçü de en yüksek parlaklıktaysa piksel beyaz görünür, en düşük ise siyah görünür vs. Bir pinel’de görüntülenebilen renk adedi, renk derinliğini belirler. Buna bit derinliği de denir, çünkü renk derinliği bit cinsinden ölçülür. Piksel basına daha fazla bit kullanılırsa, görüntünün renk detayı daha hassas, daha gerçeğe yakin olur. Tabii, renk derinliği arttıkça bellekte saklanması gereken bilgi sayısı da bit cinsinden artar. Bunun yanında ekran kartının işlemesi gereken veri sayısı artar, maksimum tazelenme hızı düşer. Aşağıdaki tabloda günümüz bilgisayarlarında kullanılan renk derinlikleri

Verilmiştir:

Renk derinliği görüntülenen

Renk adedi

Piksel basına bellekte

Kaplanan alan (Byte)

Renk derinliğinin genel ismi

4 bit (24) 16 0,5 standart VGA

8 bit (2 256 1 256 renk

16 bit (216) 65,536 2 yüksek renk (high color)

24 bit (224) 16,777,216 3 gerçek renk (true color)
Ekran Kartı Tazelenme Hızları Ve Interlace: bir ekran kartında, ekran kartı belleğinin (video belleği) içeriğini okumaktan sorumlu aygıt Ramdac'tir. Bellekteki sayısal verileri (1 ve 0'lardan oluşan) okuyup monitörün görüntüleyebileceği analog video sinyallerine dönüştürür. Ramdac'in dönüştürme ve aktarma becerisi, tazelenme hızını belirler. Bir ekran kartının tazelenme hızı, Ramdac'inin video sinyallerini saniyede kaç kere monitöre gönderebileceğine bağlıdır. Aynı şekilde monitörün de tazelenme hızı olur, çünkü o da bu gönderilen sinyallerle ekranı tekrar tekrar boyar. Bu işlemler belirli bir hızda yapılmazsa titreşim olur; gözü rahatsız eder. Tazelenme hızı bir frekans birimi olan Hz (hertz) cinsinden ölçülür. "interlacing" daha yüksek çözünürlüğü "ucuza" sunmak için geliştirilmiş bir tekniktir. Ekranın satırlardan oluştuğunu ve bu satırlara bir numara konduğunu düşünün. Interlacing tekniğinde, monitörün elektron tabancası her tazelenme sırasın-da ekranın sadece yarısındaki satırları (tek veya çift numaralı satırları) yeniler. Intelacing normalde 87 Hz'de yapılır (aslında ekranın yarısı tarandığından 43.5 Hz). Bu işlem hızlı yapıldığı için gözümüz tek ve çift satırlardaki renk değerlerini ayrı ayrı çiziliyormuş gibi görmez ama toplam etkisi olumsuz olabilir. Örneğin yüksek tazelenme hızı isteyen animasyon, video gibi uygulamalarda titreşim yaşanır; çoğu insan da bunu fark eder, gözü rahatsız olur. Bu yüzden not-interlaced monitörler kullanmayı tercih ederiz.
Constantin Ofline   Alıntı ile Cevapla