Alıntı:
lepido´isimli üyeden Alıntı
 bugün yldan geçen birisine sorsalar: "türk futbol tarihinin en güvenilir ve ideal kadrosu ve oyun anlayışı hangi anternörün ve takımındır" diye, 10 kişiden en az 5'i tartışmasız lucescu'nun 2002-03 ve 2003-04 yıllarındaki beşiktaş'ından söz eder, ve unutulmasın ki lucescu da o dönem "korkak" lakabına uygun görülmüştü ama o korkak denilen adamın takımı yine o dönemin en az gol yiyen takımı olmasının yanı sıra açık ara en çok gol atan takımıydı da aynı zamanda ve yine bugün sorsalar "türkiye liglerinin en iyi teknik adamı kimdir" diye azımsanmayacak bir çoğunluk lucescu'nun ismini verir, o yüzden "korkaklar kazanaz" deyimini dikkate almamızı beklemiyorsun herhalde, ayrıca bu söüne karşılık her zaman savunduğum şu sözle cevap ermek isterim:
"bütün büyük zaferler savunmayla kazanılır" |
çıkıp sorun isterseniz, ne cevap verdiklerini bizimle paylaşırsınız. Lucescunun taktiğinde 3 savunma iki ön libero vardı, Ertuğrul Sağlamın taktiğinde 4 savunma iki ön libero var. Yalnız unuttuğunuz şu her dönem kendi içinde değerlendirilir. Geçmişle yaşamak sadece vakit kaybettirir.
"Bütün büyük zaferler savunmayla kazanılır" diye bir söz duymadım. Şu ana kadar savunma yapıp da başarılı olan Yunanistan dışında bir ekip hatırlamıyorum. Şimdide ne durumda oldukları ortada üstelik.
Baskette dediğinize benzer bir söz vardır, "hücum maç kazandırır, savunma ise şampiyonluk kazandırır" diye ama bu basketbol için geçerli olabilcek bir söz. karıştırdığınız şu; savunmayı iyi yapmakla savunma yapmak farklı. Biz pazar günü sıradan bir Anadolu takımı gibi savunma yaptık. sadece futbolun defansif yönünü oynadık. Hücum namına tek bir icraat yapmadık.
kazanırsan 3 puan kazanırsın, berabere kalırsan 2 puan kaybedersin. sen 3 maç berabera kalacağına 2 maç kaybet, 1 maç kazan gene de aynı puanı alıyorsun. tutupda sahaya beraberlik için çıkıp, kazanmak için sahadan hiç bir şey yapmadan ayrılmak açıkçası beni rahatsız ediyor.